Hz. İsa’yı Beklemek ya da Kur’an’ı İzlemek
Rahman ve Rahim, Yeryüzüne bir Lütuf olarak bahşedilen Bedenlenmiş Vahiy İsa Mesih'in Rabbi Benzersiz ALLAH'ın adıyla başlarız;
Meryem oğlu İsa Mesih (Selam ve Salât üzerine olsun!)'in dünyayı şereflendirmesi Rabbimizin son mesajı Kur'an ve onun mübarek elçisi Muhammed (Selam ve Salât üzerine olsun!)'in gelişinin Müjdesini vermek içindi. Müjde yani İncil'in temel konusu bugün elimizdeki İncil Rivayetlerinde de okuduğumuz "Göklerin Melekutu" ve "Allah'ın Melekûtu" yani "Rabbin Son Vahyi" kavramıdır. Meryem oğlu İsa Mesih bu temel müjdeyi çeşitli müteşabihlerle yani örneklemelerle anlatır İsrailoğullarına...
MERYEMOĞLU İSA MESİH'İN MÜJDESİ (İNCİL) ve GERÇEKLEŞEN MÜJDEYE (KUR'AN'A) AMELLERİMİZLE SAHİP ÇIKMAK!
Kur'an'a göre Mesih'in (s.a.v) görevi Müjde olduğundan Ekin Neslinin müjdesini vermiş ve sıradan insanların elinde öldürülmekten kurtarılarak Rabbi tarafından Şanı yükseltilmiş Alemlerin Rabbi tarafından görevinden sonra vefat ettirilmiştir. Kur'an'ın gelmesiyle beraber Mesih'in müjdesi gerçekleşmiş oldu. Bundan dolayı Allah tarafından Öldürülen Mesihin tekrar gelmesine gerek yoktur çünkü Müjde yani İncilin sevindirici haberi Kur'an'ın korunmuşluğuyla gerçekleşmiştir. Hz. İsa’nın dönüşünün tutarlı bir sebebi olması gerekir ki iddia edilen bu dönüş anlamlı olabilsin. Pavlusçu Hristiyanlığın çerçevesini çizdiği paradigmada İsa Mesih’in dönüşü kendi çerçevesinde içinde anlamlı bir yere oturmaktadır. Pavlusçu iddianın Katolik, Protestan, Ortodoks, Yehova Şahidi ya da Mormon vb. çeşitlerinin ittifakla ifade ettikleri ortak tarih kurgusu şöyledir:
1-Adem ve Havva günahlı olarak dünyaya düşmüşlerdir.
2-Dolayısıyla tüm insanlık yaratılıştan günahlıdır.
3-İnsan kendi iradesiyle bu kalıtımsal günahtan asla kurtulamaz bunun için bir Kurtarıcıya (Mesih’e) ihtiyacı vardır.
4-Allah tüm insanlığı kurtarmak için İsa kılığında yeryüzüne inmiştir. Ve İnsanlığın günahlarını onlar adına çarmıha gerilerek temizlemiştir.
5-Artık insanlar kalıtımsal günahtan kurtulmak için Mesih’e iman etmek zorundadır.
6-Ve Tanrı/İnsan Mesih sonuç olarak Yeryüzüne inecek ve Kurtarıcı görevini tam olarak sonuçlandıracaktır. Bu sonuçlanma sonucu kendine iman edip kurtulanlarla birlikte 1000 Yıl saltanat sürüp cennete girecektir.
Yukarıdaki İnsanlık tarihi kurgusu ve insan/kader anlayışı Pavlusçu şirkin bir tezahürüdür. Bu kurgu içinde bir Kurtarıcı fikrinin ve o kurtarıcının son kez gelip kendine iman edenleri Kurtarma fikrinin yeri olması garip değildir. Garip olan İslam tarih anlayışının hiçbir yerine konamayacak olan bu hurafenin Müslümanların kültürüne sokularak İslam’a yamanmaya çalışılmasındadır. Çünkü İslam’ın çizdiği tarih anlayışı:
1-Adem ve Havva Tevbe etmişlerdir.
2-Dolayısıyla Tüm insanlık Günah ve Kurtuluş için eşit seçme hakkına sahiptirler.
3-Bu seçme hakkı yani iradesiyle insan yaptığı günahtan kendisi kurtulabilir. Bunun için bir Aracıya ihtiyacı yoktur. Onun tek ihtiyacı Kurtuluş iradesini göstermesine yardımcı olacak olan Vahyî bilgiyi kendine ulaştıran Resuller’e ulaşabilmektir. Resuller aracı değil Cennetle müjdeleyici, Cehennemle korkutucu ve hayatta örnektirler.
4- Allah İsmail kanalıyla gelecek olan Son Peygamberin mesajına katılaşmış olan Benî İsrail’e Kur’an’ı ve Elçisi Muhammed (as)’ı müjdeletmek için Yahudilerin dar mezhepçilikten, kavmiyetçilikten, ruhbanlıktan Kurtarıcısı /Mesihi olarak İsa’yı göndermiştir. Yahudiler Kurtarıcılarını öldürüp zelil kılmak istemişler Allah ta Elçisini kendi vefat ettirerek onu onurlandırmıştır.
5-Vefattan sonra artık Yahudilerin Kurtarıcısı/Mesihi İsa’nın takipçileri olanlar Kurtulmak için İsa’nın Müjdesi/İnciline uymak, O müjde yani Kur’an’ın nüzûlu gerçekleştiğinde ona uymak yoluyla iradeleriyle gerçek kurtuluşa erebilirler.
6-Yahudilerin Kurtarıcısı İsa’nın müjdesi Kur’an’ın nüzûluyla gerçekleşmiş, gerçek kurtuluş İsa’nın görevi böylece tamamlanmıştır. Bundan böyle tüm insanlığın kurtuluşu Son Mesaj Kur’an’a iman edip salih amel işlemektir.
Evet bu Tarih anlayışının neresine İsa’nın dönüşünü ekleyebilirsiniz? Bu denli tamamlanmış bir seyre dışarıdan yapılan eklemeler eğreti durmaktan kendilerini kurtaramayacaklardır.
Mesih'in Müjdesi, İshakoğullarıyla başlayan İbrahimi Nübüvvet Zincirinin İsmailoğlullarından çıkacak Kur'an resulü ve onun yetiştirdiği KUR'AN NESLİ'yle meyve vermesinin haberidir. Bu anlamda İsa Mesih'in miladı İshakoğullar ve İsmailoğullarının orta noktasıdır. Bu miladla beraber Kutsal Kitabın israiloğulları ve ferisi oğlu ferisi Pavlus tarafından engellenmeye çalışılan Işığı Kur'an'la hayat bulmuş Kur'an'la parlamıştır insanlık alemine!
Meryem oğlu İsa Mesih (as) Kur'an Nesli'ni müjdelerken Kur'an'dan önce ve Sonra İslam'ın evlatları olunması gerektiğini öğütlemiştir öğrencilerine...
Kur'an İsa Mesih'in Son Vahyi müjdelemesinin Ekin örneğiyle olduğuna dikkat çeker Fetih Suresinin son ayetinde. Ekin örneklemesi. İbrahim'le başlayan Nübüvvet zinciri Ekinin boyverip ürün vermesi gibi KUR'AN ve Elçisi'yle sonuçlanmıştır.
Bugün elimize ulaşabilen İncil rivayetlerinde bile “ekin meseli” ve “Göklerin Melekûtu (vahyi) defalarca anlatılır. Bu perspektifle Furkanın ışığında İncili okuduğumuzda Müjdenin mesajı gayet açıktır. Müslümanlar ekin nesli olma yolunda çaba sarfetmelidirler. Tevratın, İncilin ve Kur'an'ın ortak çağrısı yeryüzünde adaleti hakim kılıp kulların kullara kulluklarını ortadan kaldıran Vahyi merkez edinen bir topluluk olabilme çağrısıdır. İman edip salih amel edebilme çağrısını Allah'ın bedenlenmiş vahyi Meryem oğlu İsa'nın yeryüzüne nüzûlü, Benî İsrail kavmine iletmesiyle sorumluluğu yerine getirdi.
Bugün tüm samimi inançlara karşı savaş açmış materyalist bir Emperyalizmle karşı karşıyayız. Emperyalizm'e karşı Musa Kelimin, İsa Mesih'in ve Muhammed Mustafa'nın (Selam hepsinin üzerine olsun!) ortak mesajını vurgulamalıyız. Allah'a çok şükür ki Filistin'de, Lübnan'da ve Güney Amerika'da Mesihin izleyicisi gerçek müminler Kur'an Nesliyle buluşup Emperyalizme karşı ortak mücadele ediyorlar. Lübnan'da Hizbullah hareketi bizzat Mesihilerle beraber, Filistin’de de Siyonizme karşı ortak mücadele var. Zaten Ortak kelime olan "Kulun Kula Kulluğunun olmadığı" çağrısında buluşulmasını istemiyor mu Müjdenin/İncilin haber verdiği KUR'AN...
Bugün bu ülkede hristiyanlaştırılan insanlar İsa Mesihin mesajına değil Pavlusun emperyalizme hizmet eden mistik hurafelerine teslim oluyorlar. Emperyalizmin Pavlusçu hizmetkarlarına karşı, aynı emperyalizmin mistik kültürel müslüman(?) hizmetkarlarına karşı Tevhid ve Adalet çatısında diyalog içinde ortak bir hareketi Rabbim Ashab-ı Kehf’in Anadolusunda da nasip eder inşallah...
İsa Mesih'in Müjdelediği Ekin Nesli olmak için haydi Kur'an'a dönmeye Kur'an'ı yaşamlaştırmaya!
Bismillahirrahmanirrahim;
{28} هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ شَهِيدًا
{29} مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
48:28 O, Elçisini hidâyet ve hak dinle gönderdi ki, o Rabb'e teslimiyet yaşam tarzını ve öğretisini bütün diğer yaşam tarzı ve öğretilere üstün kılsın. Şâhid olarak Allah yeter!
48:29 Muhammed Allâh'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kâfirlere karşı izzetli, birbirlerine karşı merhametlidirler. Onların, rükû' ve secde ederek Allâh'ın lutuf ve rızâsını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır. Onların Tevrât'taki vasıfları ve İncildeki vasıfları da şöyle bir ekin gibidir ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, kalınlaştı, derken gövdesinin üstüne dikildi, ekincilerin hoşuna gider, onlara karşı kâfirleri de öfkelendirir bir duruma geldi. Allâh onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfât va'detmiştir.
YAZIYA YORUM KAT
Kur'anın muhkematı ve müteşabihatı, Hadisin muhkematı ve müteşabihatı ayrıca mütevatir veya haberi vahid olmasına göre konular hüküm alır
Yanıtla (0) (0)Saidmansur Bey bu konulara örnek verirseniz daha açıklayıcı olur.Ben gaybi konuların sadece Kur'an'la bilinebileceğine ve bu tür konularda Kur'an'ın bildirdiği kadarıyla yetinilmesi gerektiğinin zaruri olduğuna inanıyorum.Çünkü gayb alemi imanın konusudur ve İman esaslarını da Allah bildirir.
Yanıtla (0) (0)bize göre itikadi konular üçe ayrılır: itikadı zaruri olanlar, itikadı mendup olanlar ve itikadı mübah olanlar. eğer bir konu Kur'anla çelişmiyorsa bunu itikad etmek mübah, Kur'an'da aslı varsa itikad etmek mendub, Kur'an'da aynen geçiyorsa itikad etmek zaruridir. bu durumda Kur'an'da geçmemekle beraber Kur'an'la da çelişmiyorsa bunu reddetmek lazım gelmez.
Yanıtla (0) (0)Gaybi konular itikadi konulardır.Bu konuda bilgi verecek olan sadece Allahdır.Peygamberler vahiy olmadıkça gaybden haber veremezler.
Yanıtla (0) (0)Dolayısıyla Kur'an'dan kaynaklanmayan bir gayb haberi kabule şayan değildir.Hz İsa'nın nüzulü,Mehdi,Deccal ve Kabir azabı gibi konuları vahiyle tasdik edilmedikleri için reddetmek gerekir.İtikadi(gaybi) konuların Kur'an kaynaklı olması elzemdir.
yazarın ithamları çok da haksız sayılmaz. fakat hata islam'ın muhkematından olmayan bir meseleyi dinin zaruriyatından sanıp sıkı sıkıya bağlanılmasıdır. dolayısıyla bu tür ithamlara maruz kalındığında duygusal tepkiler veriliyor. bu meselede herkesin üzerinde ittifak edebileceği nokta bu konunun sened yönünden zanni, mana yönünden tevile açık olduğudur. bunun ilerisinde herkes kendi tercihiyle başbaşadır.
Yanıtla (0) (0)hz.isa (a.s) gelirse de baş göz üstüne gelmezse de baş göz üstüne biz üzerimize düşeni yapabiliyormuyuz önemli olan budur...
Yanıtla (0) (0)Saidmansur kardeşim ve diğer kardeşlerim! Sorun “meselenin zanniyat meselesi”, “itikadının caiz bile olsa zaruri olmaması meselesi”, “ahad hadis meselesi” ya da “delillerin kat’i olup olmaması meselesi” değildir. Yazar bu inanışı eleştirebilir, mesnetsiz bulabilir, delileri ikna edici bulmayabilir, anlamsız bulabilir, inanmayabilir vs.
Yanıtla (0) (0)Sorun İsa(as)’nın yeryüzüne döneceğine inanan Müslümanların; Hıristiyanlaştırılmış olarak görülmesi, Pavlusun emperyalizme hizmet eden mistik hurafelerine teslim olmakla itham edilmesi meselesidir.
İlginç olan ise yazarın da aslında çok iyi bildiği ve emperyalizme karşı mücadelesini övdüğü, özellikle de güney Lübnanlı Müslümanların hem “mehdilik” hem de “İsa(as)’nın yeryüzüne inişi” inancına sıkı sıkıya bağlı oluşlarıdır.
İşte bizim itirazımız bunadır. Bu bir “VAHDET DİLİ” değildir.
Selametle…
eğer konuyu kökten reddetseydim itirazınız geçerli olabilirdi. halbuki zanniyattandır dedik. ayrıca, bazı rivayetler beniisrail ulemasından gelmesine rağmen Hz.Peygamber'e veya İbn Abbas'a nisbet edilerek nakledildiğine binaen bunun islamiyetin kendi öz malı olmama ihtimali bile vardır dedik. dolayısıyla itirazınız geçerli değildir. selametle
Yanıtla (0) (0)bir rivayetin israiliyatta da olması bir çelişki değildir. aksine resul (a.s) yahudilerin bir çok şeylerini yok saymamıştır. bazı hakikatlerimiz de ortak olabilir. mesela yahudi toplumunda da sünnet ve domuz eti yememe var. şimdi ben desemki şu sünnet meselesi veya yahudiliğe benzeyen bir çok şey israiliyattandır ve bunların çoğu islami değildir. bu sakat bir mantıktır.hatta ben islamdaki bazı hükümlerin israilyatta da olmasından huzur buluyorum. demekki resul (as) önceki hakikatleri yeniden diriltti. musa (as) nın şeriatı bizim şeriatla benze olmazsa idi ben bu nasıl din diye şüpheye düşerdim. ama şimdi görüyoruz ki israiliyatta bulunan hakikatler bizlere hakkın yerini yani kuranı ve ehli beyt (a.s)i gösteriyor. selametle kal
Yanıtla (0) (0)bu mesele zanniyattandır. itikadı caiz bile olsa zaruri değildir. çünkü nuzulu İsa'nın dayanakları ahad hadislerdir. yani subutu kat'i olmadığı gibi delaleti dahi kat'i değildir. bu konu hakkında Kur'an'daki ayetler de kesin delil olarak ileri sürülemez. çünkü onların da delaletleri kat'i değildir. sonuç olarak nuzul-u İsa konusu İslam dininin muhkematından değildir. rivayetler İsrailiyat koktuğuna binaen İslam dininin kendi malı bile olmama ihtimali yüksek.
Yanıtla (0) (0)yazıda bulent şahin akli deliller getirmeye çalışmış ama bence bu işin içinden kolay çıkılacak bir konu değil. mesela zuhruf suresi 61. ayet de innehu leilmussaat ayetini var. o muhakkak ki kesinlikle kıyametin alametidir.2 tane tekit var. innehu da ki o da öncesinde 4 ayet anllatığı isa (a.s.) dönüyor. mesela bu konuda zemahşerie bakabılabilir. diğer alimleri söylemiyor. çünkü bülent şahin onların görüşü de malumdur bu ayet konusunda. bülent şahinde o alimleri eleştiriyor zaten. bakara süresinde Allah,u teale mevt kelimesini bayılmak için de kullanıyor. ortada onlarda hadis var. hepsine ahad der atarsak o zaman tek basına rivayet edilen ahad hadis olan Hz Ömer'den gelen niyet hadisini ne yaparız. o da ahad hadis.
Yanıtla (0) (0)ebu hureyre hadis rivayet eder der ki ; "güneş ve ay cehennemde iki öküzdür azaplanırlar" sahabeler itiraz eder "peki günahları neymiş" diye sorarlar, ebu hureyre kızar ve derki "ben peygamberden rivayet ediyorum siz bana suçu neymiş diye soruyorsunuz" Lütfen bu noktada sahabenin (Allah onlardan razı olsun) sorgulayıcı bakış açısına sahip olalım.
Yanıtla (0) (0)yoksa, münker ve nekir adında iki meleğin kabirde bizi sorgulayacağınada iman edebilirsiniz Allahın meleklerine Münker=kötü Nekir=çirkin sıfatını nasıl verebiliriz.
sayın yazar. çok akılcı düşünmüşsün ama eksik akılla düşünmüşsün maalesef. sahihi müslimde isanın tekrar geleceğine dair rivayet var. ayrıca kuran onun ölümüyle ilgili mevt değil vefat kullanılıyor , bu ise tüm bedenin alındıpına işarettir diyen islam alimleri var. neden olmasınki gelişi. hristiyanlara apaçık delilleri aktarması veya başka bir vesile ile hidayet etmesi veya bizim şu an bilmediğimiz bir hikmetle iş yapması neden olmasın. yazınız sıhhatsizdir.son dönem pozitivist etkilerle yazıyorsunuz bana göre.
Yanıtla (0) (0)