1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. “Hürmetler abim” denmiyorsa niye karşı çıkayım?
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

“Hürmetler abim” denmiyorsa niye karşı çıkayım?

16 Kasım 2009 Pazartesi 01:27A+A-

YARSAV çatısı altında örgütlenen hakim ve savcılar başta olmak üzere, yargıdaki belli bir kesim, hakimlerin telefonlarının dinlenmesine karşı çıkıyorlar...

Düşünüyorum, ben Hukuk Fakültesi’ni bitirdiğimde, tercihimi memuriyetten yana kullansaydım, büyük ihtimalle, şu an hakim veya savcı olarak görev yapıyor olacaktım.
Acaba ben de o görevde olsaydım, şu an YARSAV’cıların yaptığı gibi, “hakim dinlemeleri”ne karşı çıkar mıydım?
Bana gelen telefonda X holdingin çalışanı:
“Abime hürmetler.. Postanı yolladık. Bizim patronun duruşması yaklaştı. Abiliğini göreceğimizden eminim. Saygılar..” hatırlatması yapmıyor, ben de kendisine “Olur olur. Sen gerekenleri yolladıysan, gerisini merak etme!” karşılığını vermiyorsam..
Telefon dinlemelerine niye karşı çıkayım?!
Mafya babası X’in yanından aradığını söyleyen, iki cinayeti olduğunu sağır sultanın bile bildiği çete üyesi Y:
“Nasılsın ağabey.. Babanın selamları var. Bizim Ankara’daki dosyanın durumunu merak ediyor.. 1 aya kadar çıkar mı diyor?” diye sormuyor ve ben de kendisine, “Şimdi ben baktıracam. Babaya selamımı söyle.. Ha bir de, bizim sizin orada, yakında küçük bir evimiz var ya.. Onun bazı restore işleri var.. Sizin oradan birisi ilgilenebilir mi diyecektim.. Ben pek dışarı çıkamıyorum da..” demiyorsam..
Niye çekineyim ki telefon dinlemelerinden!..
Ergenekon sanığı bir arkadaşım telefon edip, “Nasılsın gözüm.. Ben hiç iyi değilim. Polisler gelmişler.. Kapıyı açmadım. Oyalıyorum. Ne yapayım, ne önerirsin?” diye sormuyor, ben de ona cevaben; “Sen biraz oyala. Ama ciddileşirlerse, mecburen açacaksın. Bu arada problemli bir şeyler varsa, yok etmeye çalış. Ben birkaç yere ulaşmaya çalışacağım.. Sen merak etme” demiyorsam..
Telefon dinlenmesine niye karşı çıkayım ki?!
Telefonun ucundaki hatırlı kişi, “Nasılsın kardeşim.. Haberini aldım biyografini HSYK’ya göndermişsin.Ben takip ediyorum.. Yargıtay’a seçtireceğiz seni, hiç merak etme.. Haa unutmadan, senin mahkemede bizim yeğenin bir dosyası varmış.. Tutuklanmış.. Evde küçük çocuklar falan var, üzülüyorlar.. Onunla bir ilgilensen ya..” demiyorsa.. Ben de cevaben, “Emrin olur abi.. Ne demek? Sen söyledikten sonra.. Tabiî gerekeni yaparım.Ben bir formulünü bulur hallederim. Sen hiç düşünme” demiyorsam..
“Hakim kararı ile verilen dinleme kararlarının, ülkeyi faşizme götürdüğünü” niye iddia edeyim ki?!
Fuhuş çetesinden vukuatı olan, şaibeli bir toplantıda tanıştığımız sabıkalı zât arayıp, “Abi misafirlerin iki kişiydi değil mi? Ben üç yolluyorum. Çok güzel bunlar.. Özel olarak istedim size. İstediğiniz kadar kalacaklar.. Yola çıktılar, geliyorlar” demiyorsa.. Ben de cevaben, “Her zamanki gibi. Aynı oda tamam mı.. Girişte isim falan vermesinler sakın.. Tamam mı.. Öpüyorum hadi” demiyorsam..
Telefon dinlemesinden niye korkayım ki?!
Telefonun ucundaki, hükümet karşıtlığı sebebi ile düzenlenen toplantılardan tanıştığımız profesör, “İyi günler.. Ben Prof. ... Nasılsın.. Sana bir şey diyeceğim. Benim sizin orada, ... dairede bir davam var. Ben üye .. beyle görüştüm. Bir oy daha ihtiyacım var.. Başkanın oyu çok önemli.. Konuşabilecek birisi var mı?” diye sormuyorsa.. Ben de cevaben, “Abim ne demek? Ben şimdi hemen birisini bulurum. Senin aklına hiçbir şey takılmasın.. Kararı lehine aldın farzet..” demiyorsam..
“Hakimlerin dinlenmesi skandaldır” diye, niye bağırayım ki?!
“Üstad ya.. İki arkadaşımla yoldayım. Sana geliyoruz. Kapıya söyle de, sorun çıkartmasınlar. Çok önemli bir dava ile ilgili bilgi verecekler.. Duruşmaları hafta sonunda imiş. Acelemiz var” diye arayanım yoksa.. Ben de cevaben, “Gelin gelin, ben hemen kapıya söylüyorum. Siz hiç merak etmeyin. O söylediğim çocuğun istediği şeyi de getiriyor musun? Aman unutma haa” demiyorsam..
Telefon dinlemelerinden niye rahatsız olayım ki?!
Evet, bu tür konuşmalar yapanlar, hakim-savcı toplam sayısına göre, çok az sayıdadır tabiî ki..
Ama hayâlî gibi görünen yukarıdaki muhabbetler, gerçek olayların hemen hemen birebir aynısıdır..
Sınırlı sayıda da olsa!
Dolayısı ile, bunları da tespit edip, yargı camiasından ayıklamak için, gerektiğinde telefon dinlemeleri de yapılmalı.. Başka deliller de toplanmalı..
Ben hakim olsaydım, telefon dinlemelerinden hiç şikâyetçi olmazdım. Karar veren de, sonuçta benim gibi bir hakim..
Yine de itiraz edenler için, dünkü manşetimizi hatırlatırım:
“Yarası olan gocunur..”

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT