Celal Süleyman - Humus'taki Al Jazeera muhabiri 

"Humus'ta ambargodan en yoğun etkilenen üç bölge var. Bunlar eski Humus, Hula, ve Vaar bölgeleri. Eski Humus'ta 350 bin kişi yaşıyor. Çoğunluğu kadın ve çocuk. 30 bin cıvarında da savaşçı var. Özellikle eski Humus bölgesi Haziran ayından beri 4 taraftan kuşatma altında ve hiçbir şeyin girmesine izin verilmiyor. Gıda girişi ve çıkışı yasak. Pirinç, bulgur, bakliyat hiçbir şey bulunamıyor. İnsanlar şimdiye kadar önceden stoklanmış olan şeylerle yetinmeye çalıştılar. Bazı koridorlar var gıdaların sızdırıldığı ama bu asla yeterli olmuyor. Rejim bu bölgeleri açlığa mahkum ediyor. Rejime bağlı bazı tüccarlar bazı malzemeleri çok pahalıya satıyor, onu da ancak parası olan alabiliyor ama bu da zaten çok  yetersiz. Elektrik ve su  da yok. Hastanelerde ilaç yetersiz, çocuk hastalıkları çok arttı. Ayrıca aşırı çöp birikintisinden dolayı cilt hastalıkları çok arttı. 

Yardım konvoylarının girdiğine dair hiçbir kaynaktan bilgi yok. Suriye Kızılayı içerisindeki kaynaklarımızdan aldığımız bilgiye göre Suriye Kızılayı bu bölgelere yardım götürmek için izin istedi. Ama Suriye rejimi bu izni vermedi. Yine bombalamalar devam ediyor. Ama halkın bu ambargonun biteceğine dair beklentileri de var. Bu bölgeden  sivillerin çıkarılmasını istiyorlar. Suriye rejimi çatışmanın bitmesi ve savaşçıların çekilmesinden  sonra yardım sağlamayı teklif etti ama buradaki savaşçılar bu öneriyi kabul etmedi."

Hudeyr Haşefe - Humuslu  

"Şu ana kadar hiçbir yardım Humus’a ulaşmadı. Cenevre’de yardımların gireceğinden ve insanlara çıkış sağlanacağından söz ediliyor ama bunlar tamamen yalan. Cenevre’de sadece vaatler var ama bizim hayatımızda değişen birşey yok hatta Cenevre’den sonra saldırılar daha da yoğunlaştı. Günlük saldırılar devam ediyor. Rejimin ablukası devam ediyor. Bu abluka çok uzun zamandır sürüyor. Bazı bölgelerde savaş 700 gündür, yani 2 yıldır sürüyor. Humus’ta da 13 mahalle kuşatma altında.

İnsanların ellerinde hayatlarını devam ettirebilecekleri hiçbir şey yok. Çoğu arazilerde buldukları otları yiyor. Bazı insanlar ne olduğunu bilmediği otları yiyerek zehirleniyor. Bugün örneğin zehirlenen bir kişi öldü. Hastaneler ise sadece çok basit ihtiyaçlara cevap verebiliyor. Yaralıların ya da hastaların tedavisi yapılamıyor. Çocuk hastalıklarında çok büyük artış var. Mikroplu su içmek zorunda kaldıkları için birçoğunun vücudunda iltihap oluştu.

Cenevre’dekilere bir mesajım var; bize hiçbir şeyin ulaşmadığını bilsinler. Biz yardım değil kuşatmanın kaldırılmasını istiyoruz. Cenevre’den de Humus’a yönelik kuşatmanın kaldırılması kararının çıkmasını bekliyoruz."

Baybar Tellavi - Humuslu  

"Suriye rejiminin amacı vakit kazanmak. Humus’tan çıkacak insanlar için liste istiyorlar. Rejim samimi değil. Aslında baştan beri rejimin hedefi Humus’u insansız bırakmaktı çünkü amaçları burada bir Alevi Devleti kurmak. Bizim istediğimiz ambargonun bitmesi, bir veya iki tır yardım değil. Bu ambargonun tamamen kalkmasını istiyoruz.

Rejim Cenevre’de ne diyorsa Humus’ta tam tersini yapıyor. Vahşi saldırılar arttı. Bugün özellikle Rastan’da saldırılar var. Burada ne yiyecek ne içecek var. Mikroplu su içiyoruz. Topraktan ne çıkarsa onu yiyoruz hayatta kalmak için. Bu nedenle zehirlenip ölen insanlar oldu. Artık ambargo ölümcül bir aşamaya geldi, dayanılmaz bir halde."