Hükümete küfretmenin finansörü: www.dask.gov.tr!
Prof. Atilla Yayla, “Sözcü’nün ve Ulusal Kanal’ın yayın yapabildiği bir ülkede ‘Basın özgürlüğü yok’ demek, hiç inandırıcı gelmiyor bana” demiş..
Bu açıklama üzerine, söylemler geliştiriliyor..
“Akit’in 28 Şubat’taki varlığı” ile kıyaslar yapılmaya çalışılıyor.
Akit’in 28 Şubat’ta yayınına devam edebilmesi, o dönemin antidemokratik olmadığını göstermezmiş.. Bunun gibi, şimdi de Sözcü ve Ulusal Kanal’ın yayın yapıyor olması, bugünkü sistemin antidemokratik olduğu gerçeğini ortadan kaldırmazmış.
İki açıdan fecaat..
Akit’e o dönemde reva görülenleri küçümseme açısından fecaat..
Bugün hükümete küfretmeyi kendine iş edinenlerin, bürokrasiden nasıl yemlendiklerini örtbas etme açısından fecaat.
Akit’in o dönemde başına neler geldiğini, uzun uzun anlatmama hiç gerek yok..
Genelkurmay’ın harekat planında, Akit’e yönelik operasyonlar için “Legal ve illegal yapılacaklar” listesi düzenlenmiş ise..
Daha neyi anlatayım..
Legali bir kenara bıraktım..
Açık açık, “illegal” kapsamında yapılacaklar listesi bile tutulmuş..
Dolayısı ile, Akit’e 28 Şubat sürecinde yapılanları, sıradan baskılar gibi göstermek, ahlaksızlığın en büyüğüdür.
Gelelim, bugünkü bürokrasinin, hükümet aleyhtarlığını bırakın, varlık sebepleri hükümet küfretme olan gazetelere verdikleri desteğin örneklerini sıralamaya..
Sadece dünkü gazetelerden birer demet sunayım..
Sonrasında siz karar verin, bugün antidemokratik bir sistem mi var, yoksa fazlasıyla muhaliflere yılışıklık yapan bir sistem mi?
Somut örnek..
Ulusal Kanal’dan örnek vermiş ya Atilla bey.
Biz de Ulusal Kanal’ın gazete versiyonunun dünkü nüshasından örnekleyelim..
dask.gov.tr’nin yarım sayfa ilanı..
Nedir DASK?
Kanunla kurulmuş bir kamu kurumu.
Hazine Müsteşarlığı’ndan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ve SPK’dan birer üye var, yönetim kurulunda..
Sigortalardan iki ve bir de üniversiteden üye var.
Ve bu muhterem arkadaşlar, dünkü hemen hemen hiçbir gazetede yer almayan bir ilanın, Aydınlık gazetesinde yayınlanması konusunda takdirde bulunmuşlar..
Düşünebiliyor musunuz?
28 Şubat sürecinde, bırakın hiçbir gazetede yayınlanmayan bir reklamın Akit’e verilmesini.. Tüm gazetelerde yayınlanan kamu ilanları bile, Akit’e sıra gelince, “Onay yok” denilerek es geçiliyordu...
Şimdi, hiçbir gazetede yok.. Aydınlık’ta yarım sayfa..
Hükümetin işbaşına getirdiği bürokratların onayı ile..
Hükümete küfreden gazetede!
Atilla Yayla’nın ismini verdiği Sözcü gazetesinin dünkü nüshasına da bakalım..
Yarım sayfa civarında bir ilan: “TSK Mehmetçik Vakfı”
Efendim Kurban Bayramı yaklaşıyormuş, kurbanlık tedarik ve kesimi ile ilgili ihaleler yapılacakmış..
Bunun duyurusunu, Sözcü gazetesine layık görmüş, Mehmetçik vakfı..
Diğer gazeteleri açtım, baktım.. Bir de Cumhuriyet gazetesinde var, aynı reklam..
Yani, sadece paşalarımız iki muhalif gazeteyi tercih buyurmuşlar: Sözcü ve Cumhuriyet..
Hatırlatayım, bu vakfın yöneticileri, daha geçtiğimiz aylarda, ihalelerdeki usulsüz sebebi ile hapse mahkum olmuşlardı..
Düşünebiliyor musunuz?
Adam ihaleye fesat karıştırmaktan daha yeni mahkumiyet almış olacak.
Sonra, yeni ihaleyi yaparken.. Yine gidip, sabah akşam hükümete küfreden iki gazetede reklam yayınlatacak..
Ve bu düzene, “antidemokratik faşizan baskı sistemi” denilecek!..
Güldürmeyin insanı..
Bir başka yönü daha var, Sözcü gazetesinde yayınlanan reklamın..
Mehmetçik Vakfı; yönetimi, çoğunlukla generallerde olan bir vakıf.
Hani eleştiriyorlar ya, “Ordu, hükümetin emrine girdi” diye..
Ordu hükümetin emrine girdiyse, emeklileri haydi haydi hükümetin emrine girmiş olmalı. Ama bakıyorsunuz, “Emir altına girdi” denilen (aslında anayasal olarak zaten hükümetin emri altında olması gerekir ama.. Ayrı bir mesele) askerler, hükümete adeta posta koyarcasına, hükümete küfreden Sözcü gazetesinde reklam yayınlatıyorlar..
28 Şubat’ta düşünsenize.. Darbenin mimarı askerlerin kontrolündeki Mehmetçik Vakfı, kalkıp Akit gazetesine bir ilan verecek!
Hiç mümkün mü?
Bir not daha..
Bugüne kadar Aydınlık gazetesi, askeri kantinlerde satılıyormuş. Sadece bir tanesi bundan sonra “Yok” demiş..
Fesubhanalah.
Biz 28 Şubat’ta, çarşı izninde bakkaldan aldığımız Akit’i bile, kışladan içeri sokamıyorduk!
Kıyasladığınız olaylara bakın!
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT