Hükümet, İdamlarla Muhalefeti Dağıtmak İstiyor
Mirza Fahru’l-İslam, hükümetin 1971’de 3 milyon kişinin öldüğü Bangladeş Bağımsızlık Savaşı’nda Pakistan ordusuyla işbirliği yapmakla suçladığı 12 kişiyi idamla yargılamasının sebebinin birleşmiş muhalefeti dağıtmak olduğunu söyledi.
Hükümetin 1971’de 3 milyon kişinin öldüğü Bangladeş Bağımsızlık Savaşı’nda Pakistan ordusuyla işbirliği yapmakla suçladığı 12 kişiyi idamla yargılamasının sebebinin birleşmiş muhalefeti dağıtmak olduğunu söyleyen BNP Genel Sekreteri Mirza Fahru’l-İslam; hukuki açıdan, mahkemenin usul hataları yaptığını belirterek, mahkemenin başhâkiminin istifa etmesinin görevini kötüye kullandığı anlamına geldiğini, başhâkimle beraber mahkeme heyetinin de değişmesi gerektiğini kaydetti.
BNP ve Cemaat-i İslami’nin 18 partiden oluşan muhalefet cephesinde yer aldığını hatırlatan Avukat Fahru’l-İslam, 9 Cemaat-i İslami yöneticisi, 2 BNP milletvekili ve bir bağımsızın 1971’de 3 milyon kişinin öldüğü Bangladeş Bağımsızlık Savaşı’nda Pakistan ordusuyla işbirliği yapmakla suçlanarak idamla yargılandığını belirtti.
Pakistan ile 1971’de yapılan Bangladeş Bağımsızlık Savaşı’nda, 3 milyon kişinin hayatını kaybettiğini anlatan Fahru’l-İslam, o dönemde Pakistan ordusuyla işbirliği yapanların adil yasalar ve mahkemelerce yargılanması gerektiğini söyledi.
“Mahkemenin Başhâkimi Güvenilirliğini Kaybetti”
Fakru’l-İslam, 12 zanlının idamla yargılandığı Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nin hukuki ve siyasi yanlarının olduğunu belirtti. BNP Genel Sekreteri, siyasi açıdan, tutuklamaların keyfi olduğu, suçlamaların tutuklama kaydı olmadan yapıldığı, delilsiz tutuklananlar olduğunu, idam taleplerinde muhalefetin hedef alındığını ve muhalefetin bölünmeye çalışıldığını savundu.
Aralık başında, mahkemenin eski başhâkimi Nizamu’l-Hak’ın, davanın işleyişine dair Belçika’daki başka bir Bangladeşli avukat olan Ahmed Ziyauddin ile Skype’da yaptığı toplam 17 saatlik konuşması ve 230 e-postanın Economist dergisinde yayımlanmasının ardından görevinden istifa ettiğini hatırlatan Avukat İslam, Skype skandalı olarak bilinen görüşmelerde başhâkimin güvenilirliğini kaybettiğini söyledi.
Skype skandalında Hak’ın Ziyauddin’den talimatlar aldığı ve mahkemede nasıl davranacağına dair bilgi aldığını savunan BNP Genel Sekreteri, “Bu olaydan sonra dava neden baştan başlamadı?” diye sordu.
Hukuki açıdan, mahkemenin usul hataları yaptığını ifade eden Fahru’l-İslam, mahkemenin başhâkiminin istifa etmesinin görevini kötüye kullandığı anlamına geldiğini, başhâkimle beraber mahkeme heyetinin de değişmesi gerektiğini kaydetti.
Başbakanlık Dış İlişkiler Başdanışmanı Cevher Rizvi, mahkemenin başhâkiminin talimat almadığını ve istifa etmesine gerek olmamasına rağmen istifa ettiğini iddia etmişti. Avukat Fahru’l-İslam, mahkemenin tarafsız olması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: “Böyle bir durumda mahkemenin tarafsızlığından söz edilebilir mi? Mahkemeden, usulüne dair insanlığa karşı suçun ne olduğunu, duruşmaların radyodan yayımlanmasını, ağır ceza ile ilgili suçların başka bir mahkemede görülmesini, yabancı avukatların mahkemede danışman olarak bulunmasını ve suçlanan tarafın şahitlerinin korunmasını talep ettik, ancak bunlar reddedildi.”
Yeni Akit
HABERE YORUM KAT