1. HABERLER

  2. BASIN AÇIKLAMASI

  3. Hükümet, Hilvan’daki Suçun Ortağıdır!
Hükümet, Hilvan’daki Suçun Ortağıdır!

Hükümet, Hilvan’daki Suçun Ortağıdır!

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesinde başörtülü öğrencilerin velileri, çocuklarını okula göndermemekle suçlanıp akşam saatlerinde evlerinden alınarak Hilvan emniyetinde ifadeleri alınmasından Hükümet'i sorumlu tuttu.

24 Ocak 2011 Pazartesi 17:53A+A-

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Hükümet, Hilvan'daki 28 Şubat Uygulamalarının Suç Ortağıdır!

24.01.2011

İlköğretim okullarında dayatılan başörtüsü zulmünün yol açtığı hukuksuzluklara her geçen gün yenileri ekleniyor. Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesinde başörtülü öğrencilerin velileri, çocuklarını okula göndermemekle suçlanıp akşam saatlerinde evlerinden alınarak Hilvan emniyetinde ifadeleri alındı. Oysa gayet iyi biliniyor ki bu öğrenciler, her gün okula gitmelerine rağmen onları okula almayanlar bizzat okul idareleridir. Nitekim ilköğretimde okuyan 25 öğrencinin, hiçbir yasal gerekçe olmamasına rağmen aylardır derslere alınmadığı haberi, yakın zamanda konuya duyarlı kesimler tarafından gündeme getirilmişti.

Öncelikle, bir ilköğretim öğrencisinin hangi gerekçeyle olursa olsun, okul idaresi tarafından okula alınmaması anayasal bir suçtur. Anayasanın 42. maddesine göre ilköğretim eğitimi hiçbir surette engellenemez. Bu açık hükme rağmen, bir yandan okul yönetimlerinin saçma bir yönetmeliği "yasal bir kılıf" biçiminde sunma gayretleri ve yasağı dayatmaları; öte yandan kolluk dâhil tüm egemen unsurların başörtüsü yasakçılığının muhafızı rolünü üstlenmeleri ve de iktidarın yasağı teşvik edici tutumu, hükümetin bildik yaranmacı yaklaşımının tezahürüdür.

Bununla birlikte başörtüleriyle okumak isteyen çocukların velilerini yıldırıp, hizaya getirmek için başvurulan bu despotik yöntemler düpedüz insanlık suçudur.  Hilvan'da yaşananlar 28 Şubat zulmünü hatırlatmaktadır. 28 Şubat sürecinde de aynı yöntemlere başvurulmuş, bir korku iklimi yaratılarak hak ve özgürlükler tümüyle gasp edilmiş, inanan insanlara her türlü zulüm reva görülmüştü. O dönem hukuk, askeri cuntadan cesaret alan vesayetçi kurumların keyfiliğine kurban edilmişken; bugün de hükümetin lakayt ve ciddiyetsiz, bir o kadar da ürkek politikalarından beslenen kesimlerin katline maruz bırakılmaktadır.

Nitekim Hükümet yetkililerinin başörtüsüyle okumak isteyen ilköğretim öğrencilerini provokasyonla suçlamaları, direnen kız çocuklarının devlet tarafından ailelerinden alınacağı tehdidi ve son olarak Cumhurbaşkanının eşinin ilköğretimde başörtüsü talebini cehalet olarak nitelemesi, yasakçılara, İslam'a düşman olanlara sonsuz bir özgüven aşılamıştır. Hükümetin ilkesiz tutumu, yasakçı idarecileri cesaretlendirmektedir. Öyle ki bu zulme karşı gelişen direnişi kırmak, yıldırmak ve kendilerince cezalandırmak için devreye polis despotluğunu sokmakta da bir beis görmemektedirler.

Bizler Özgür-Der olarak, Hilvan'da ve birçok yerde başörtüsü direnişini omuzlayan ve taviz vermeyen kardeşlerimizin yanında olduğumuzu, kendilerini tebrik ettiğimizi, mücadelelerinin mücadelemiz olduğunu hatırlatmak istiyoruz. İslam düşmanlarının zihinlerinin ürünü olan başörtüsü yasağı her alanda koşulsuz biçimde son bulana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğimizi ve direniş halkalarıyla kenetleneceğimizi de belirtiyoruz.

Bu hatırlatmaların ardından, konunun gerçek muhatabı olarak gördüğümüz hükümet yetkililerinden şu soruların cevaplarını istiyoruz:

1- Başörtüsü yasağının son bulması için yapmayı planladığınız yasal değişiklikler var mıdır?

2- Bu planlarda hizmet veren - hizmet alan, ilköğretim - lise - üniversite gibi ayrımları mı esas alacaksınız; yoksa topyekûn özgürlüğü mü?

3- Başörtülü öğrencilerin velilerinin keyfi biçimde, dayanağı olmayan iddialarla ifadelerinin alınmaları ve dolaylı biçimde tehdit edilmeleriyle ilgili olarak İçişleri Bakanlığı'nın herhangi bir soruşturma girişimi olmuş mudur?

4- Aynı şekilde öğrencileri yasalara rağmen okula almayan ve eğitimi engelleme suçu işleyen okul idarecileri konusunda bir girişimde bulunacak mısınız?

5- Hilvan'da ve diğer yerlerde hiçbir yasal gerekçe olmadan okula alınmayan öğrencilerin haklarını gasp eden idareciler hakkında hem idari, hem de adli soruşturma açılması gerekirken; bu idarecilerin halen görevlerini yürütüyor olmaları, suça ortak olmak değil de nedir?

Özgür-Der olarak, başörtülü öğrencilere ve velilerine uygulanan bu zulmü ve buna göz yuman hükümeti şiddetle kınıyor; mağdur ve mazlum ailelerle dayanışma içinde olduğumuzu tekrar beyan ediyoruz.

Av. Serdar Bülent Yılmaz

Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı

HABERE YORUM KAT

3 Yorum