
Hukukun üstünlüğü ya da hukuk aldatmacası
Ekrem İmamoğlu’nun merkezinde olduğu yolsuzluk gündemini değerlendiren Hamza Türkmen, gelişmeleri basitçe yargının siyasallaşmasına indirgeyen CHP ve ona eklemlenen bazı dindarların hukuk algısındaki paradokslara dikkati çekiyor.
HAKSÖZ-HABER
Ekrem İmamoğlu’nun merkezinde olduğu yolsuzluk gündemini değerlendiren Hamza Türkmen, “Üzerinde yolsuzluk, hırsızlık, rüşvetçilik ve dolandırıcılık şaibesi ve suçlaması bulunan bu güruh ‘biz hırsızlık, yolsuzluk, sahtekarlık yapmadık’ diyerek kendilerini temize çıkaracaklarına, Türkiye’de hukukun yokluğundan bahsediyor ve yargının siyasallaşmasından yakınıyorlar. Ama Cumhuriyetin kuruluş yıllarından sonra gerçekleşen kitlesel sürgünleri, katliamları, idamları ve yasakları ‘Hukukun Üstünlüğü’ mottosu içine sığdırabiliyorlar.” diyor.
Bazı dindarların muhtelif gerekçelere sığınarak İmamoğlu/CHP cephesinde konumlanışını da eleştiren Hamza Türkmen şunları söylüyor:
“Bugün Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’a kin ve düşmanlık besleyenler hukukun üstünlüğü bahanesiyle İBB Başkanının arkasında hizalanan bazı dindar avukat ve hukukçular, alnı secdeye eğilen siyasiler, edebiyatçı ve entelektüel kalemşörler ve diğer zevat hukuk ve insan hakları emperyalizmi yapanlara karşı gözlerini açmalıdırlar. ‘Aynı gemideyiz’ edebiyatı ile vahyin mesajını feodal dönemin hezeyanlarından doğan tasfiye edilmesi gerekli bir kültür birikimi olarak gören Moternite bağımlıları ve bugün Katil İsrail dün Katil Esed savunuculuğu yapanlar aynı geminin eşit hak ve imkanlara sahip yolcuları değildir. Aynı gemi edebiyatını yapan güçlüler biz Müslümanları kürek mahkumu forsalar olarak değerlendirirken, aynı gemideyiz diye işledikleri cürümleri af etmemizi istememelidir. Okyanusun ortasındaysak forsalıktan kurtulmak için ya o gemiyi ele geçirip adalet ilişkilerini kurmalıyız ya da kendi gemimizi yapmanın yollarını tasarlamalıyız.”