Yargıya güven tabii ki olmaz
AYM Başkanı Arslan dün, “Mahkemelerin adalet arayışına cevap veremediği bir yerde hukuk dışı arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır.” demişti. Elmalı’daki istismar davasından “tahliye kararı” çıkması adaletin kaybolduğunun en büyük nişanesi değil midir?
HAKSÖZ HABER
Antalya’nın Elmalı ilçesinde kan donduran, insanlıktan utandıran bir olay ve ‘adalette neymiş’ dedirten bir mahkeme kararı ortaya çıktı.
Öz annesi ve üvey babası tarafından cinsel tacize maruz kalan ve hakları istismar edilen iki çocuğun adli tıp raporunda deliller ve bulgular olmasına, çocukların da beyanı olmasına rağmen mahkeme sanık öz anne ve üvey babanın tahliyesine karar verdi.
Aile Bakanlığı karara itiraz ederek davaya müdahil olmak istediklerini belirtirken, AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın dün dile getirdiği şu sözlerin ne kadar ‘anlamlı’ olduğu anlaşıldı.
Arslan: “Mahkemelerin adalet arayışına cevap veremediği bir yerde hukuk dışı arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır.”
Türkiye’de yargıya güvenen kimse kalmış mıdır bilinmez! Ancak yargı son eylemiyle adeta güven duyulmaması gereken bir kurum olduğunu ispatladı dense yeridir!
Cinsel istismarda ve türlü eziyetlerde bulundukları çocukların haklarını deliller sabit olmasına rağmen koruyamayan mahkemenin, ‘diğer vatandaşları nasıl koruyacağı’ soruları haklılık kazandı.
Adalete güven vermeyen hakimlerin hakkında inceleme başlatmayan ‘onları da cezalandırmayan’ AYM ve HSK’nın, sayıları bini bulan bu tarz mağduriyetleri nasıl önleyeceği anlaşılamıyor!
Ailenin istismar ettiği çocuklara ait olduğu belirtilen yazılı ve görsel metinleri “yüreklerin kaldırmayacağını” düşünerek paylaşmıyoruz.
Olayın geçmişi
2020 yılının haziran ayında, Balıkesir'de savcılığa giden babaanne G.S., o dönem 6 ve 9 yaşında olan iki torununun cinsel istismara uğradığı iddiasıyla, eski gelini Merve A., kocası Rahmi A. ile gelininin erkek arkadaşlarından şikâyetçi olmuştu. Savcılık, babaannelerinin yanında olan, istismara uğrayan ana sınıfı öğrencisi G.E.G. ile ağabeyi İ.E.G.'nin, Çocuk İzlem Merkezi'nde ifadesine başvurmuştu.
İfadesinde anne ve babasının ayrıldığını söyleyen G.E.G., annesi Merve A.'nın Rahmi A. ile evlendiğini, ancak F., A., M. ve M. adlı erkeklerle de ilişkisi olduğunu söyleyerek, geçen yıl üvey babası Rahmi A. ile isimleri F., A. ve M. olan kişilerin kendisine istismarda bulunduğunu anlatmıştı.
G.E.G.'nin, başından geçen olaylarla ilgili annesi Merve A., üvey babası Rahmi A. ve dayısı S.'den şikayetçi olduğunu ve ağabeyiyle kendisine çok acı çektirdiklerini anlattığı öğrenilmişti. G.E.G., anneanne F.G. ile dayısı S. C.G.'nin de kendisini çok dövdüğünü söylemişti.
Savcıya ifade veren ağabey İ.E.G. ise anneannesinin Finike'deki evinde kaldığı 7-8 aylık süreçte oklava ve şarj kablolarıyla dövüldüğünü söylemişti. İ.E.G., üvey baba Rahmi A., M. ve dayısı S.'nin kendisinin özel bölgelerine dokunduğunu söylemişti.
Küçük kız ve ağabeyi, başlarına gelenleri, deftere yaptıkları çizimlerle de anlatmaya çalışmıştı. Bu resimler de soruşturma dosyasına girmişti.
6 Ocak 2021'de gerçekleşen üçüncü duruşmada, tutuklu anne Merve A. ile üvey baba Rahmi A., yargılandıkları Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi'nce tahliye edilmişlerdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da yaptığı bir basın açıklaması ile olayın takiplerinde olduğunu belirtti.
HABERE YORUM KAT