HÜDA PAR'dan yapılan açıklamada, Özbek vatandaşların ağır işkencelere uğrama, öldürülme tehlikesi olduğu bilinmesine ve iade işleminin uluslararası anlaşmalara aykırı olmasına rağmen işgalci rejimin "ileri karakolu görevi yapan BAE’ye iade" edildiğini ifade edildi.

HÜDA PAR Hukuk İşleri Başkan Yardımcısı Mahmut Şahin, Özbek vatandaşların ağır işkencelere uğrama, öldürülme tehlikesi olduğu bilinmesine ve iade işleminin uluslararası anlaşmalara aykırı olmasına rağmen işgalci rejimin "ileri karakolu görevi yapan BAE’ye iade" edildiğini bildirdi.

Şahin, X hesabından yaptığı paylaşımda Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Dubai şehrinde israil/Moldova vatandaşı ve aynı zamanda siyonist Chabad örgütünün üst düzey sorumlusu olan  haham Tzvi Kogan’ı öldüren üç Özbek vatandaşının, "İstanbul'da yakalanarak jet hızıyla BAE'ye iade edildiğini" hatırlattı.

Chabad örgütünün katliamlarda başat rol oynadığını ve örgütün siyasal alandaki temsilcisinin bizzat Binyamin Netanyahu olduğunu belirten Şahin, "Özbek vatandaşların ağır işkencelere uğrama, öldürülme tehlikesi olduğu bilinmesine ve iade işleminin uluslararası anlaşmalara aykırı olmasına rağmen İsrail’in ileri karakolu görevi yapan BAE’ye bu iade işlemi yapıldı." dedi.

Şahin, "Peki, MİT bir yılı aşkın süredir Türkiye’de ikamet eden ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti  vatandaşı olup Gazze’deki soykırıma  katılan siyonist katillere yönelik  aynı hassasiyeti gösterebildi mi? Üstelik sosyal medyada paylaşım yaparak siyonist rejim ordusuna katıldıklarını ve yapmış oldukları canilikleri de gözümüze sokarak ifşa etmişlerdi. Gazeteler günlerce çarşaf çarşaf binlerce çifte vatandaş siyonistin Türkiye’den İsrail’e giderek katliamlara bizzat iştirak ettiğini yazmıştı." ifadelerini kullandı.

HÜDA PAR Hukuk İşleri Başkan Yardımcısı Mahmut Şahin, devamında şunları kaydetti:

"Şimdi sormak gerek; MİT bunlar için nasıl bir çalışma yaptı? Bir sorumuz da Hükümete ve Meclise; İsrail terör rejimi her gün yüzlerce sivili katlederken soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşların cezalandırılması, vatandaşlıktan çıkarılması ve mallarının tasfiyesine ilişkin partimizin meclise sunduğu kanun teklifinin yasalaşması için daha ne olmasını bekleniyor? Peki bu operasyonu adeta çalgı eşliğinde veren ve siyonist rejimin ağzını kullanan medyaya ne demeli? Ve bitmeyen nice cevapsız sorular…

Rabbimizin inayeti ve nusreti ile Gazze, Lübnan her şeye rağmen direnmekte ancak bizim vebalimiz her geçen gün artmakta. Ne diyeceğimizi artık bilmiyoruz. Rabbim bize yardım etsin…"