HSYK; hem şikâyetçi, hem hakim!
Size 2009 Türkiyesinden bir manzara.. Sosyal, lâik, hukuk devleti olma iddiasındaki Türkiye’den, kabile toplumlarında karşılaşabileceğimiz bir manzara..
Olay ne?
Olay şu:
Türkiye’nin son 10 yılına damga vuran illegal oluşumların yargılandığı birErgenekon davası var..
Danıştay cinayeti davasından tutun, İzmir’de bir büfenin bombalanması, Trabzon’da faili meçhul olaylar,Malatya’da faili belli ama, arka planı meçhul cinayetlere kadar yüzlerce suçun yargılandığı bir dava..
Davanın sanıkları ise parti başkanlarından, televizyon sahiplerine, emekli generallere kadar çok önemli kişiler!
Bu davanın hakimleri, savcıları değiştirilmek isteniyor..
değişikliği yapacak olan ise HSYK..
Tam da o sırada, HSYK üyeleri üzerinde etkin bir isim olan Ergenekon sanığı Engin Aydın’ın, bazı telefon konuşmaları, bazı mekânlarda yaptığı toplantılar gündeme düşüyor..
Birçok medya organı ile birlikte,Vakit gazetesinde de olayın arka planını irdeleyen haberler-köşe yazıları çıkıyor!
Amaç; HSYK tarafından önyargılı bir karar alınmasın!..
Asrın davası olarak nitelenen Ergenekon davasında, ısmarlama karar verecek yeni hakim ataması yapılmasın. Hakimler kim ise, onlarla yürüsün davalar.. Yarı yolda hakim değiştirilmesin..
Şimdi o haber ve yazılar için, hemen her gün ikişer, üçer tebligat alıyoruz..
HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’un başlattığını sandığım bir dizi soruşturma ile o yayınlarımıza ceza verilmesi için, savcılık ve mahkeme şimdi baskı altında..
Düşünebiliyor musunuz; HSYK üyeleri, kendilerine hakaret edildiği gerekçesi ile suç duyurusunda bulunuyorlar.. Bugün İstanbul’da görev yapan, ama HSYK üyelerinin iki dudakları arasından çıkacak karar ile yarın Hakkari’de görev yapmaları işten bile olmayan savcı ve hakimler, bu suç duyurularını inceliyorlar!
Böyle bir yargı sisteminden, siz ne beklersiniz?
Adil karar bekleyebilir misiniz?..
Şikâyetçisi, savcısı, hakimi aynı olan bir davadan hayır çıkar mı?
HSYK şikâyet ediyor.. HSYK’nın istediği an görevden alabileceği savcı şikâyeti inceliyor..
HSYK’nın istediği dakika görev yerini değiştirebileceği hakim karar veriyor..
Ve çıkmışlar, “yargı bağımsızlığı”ndan bahsediyorlar!
Yargı bağımsızlığı nire, biz nire?
Evet Sayın Ertosun, söyleyin bakalım, bu nasıl bir yargı bağımsızlığıdır?
Hükümeti eleştiriyorsunuz. TBMM’nin yeni değişiklik için yaptığı hazırlıkları eleştiriyorsunuz.
İyi de, şu mevcut durumu bir izah eder misiniz lütfen!..
Gazeteciler, HSYK’nın bir yanlışını görürlerse, bugünkü sistemde ne yapacaklar?
Ya ceza almaktan korkup yazmayacaklar.. Ya da gazetecilik yaptıkları için ceza alacaklar!
Çoğu YARSAVüyesi olan HSYK’nın diğer üyelerine de sesleniyorum.
Sizler; istediğiniz zaman görev yerini değiştirebileceğiniz, disiplin cezası verebileceğiniz, meslekten ihraç edebileceğiniz hakim ve savcılara yazı gönderdiğinizde, bunun hakimlik teminatı ile taban tabana zıt bir uygulama olduğunu düşünemiyor musunuz?
Ya HSYK’da görev yapmayacaksınız.
Ya da o makamda otururken, eleştirilere biraz daha fazla katlanmayı bileceksiniz..
Öyle sıradan bir eleştiri yapıldığında, hemen savcılığa yazı göndermeyeceksiniz..
Şunu da söyleyeyim; yayınlarımızda bir yanlışlık olduğuna vicdani olarak kanaat getirsem, yine bu yazıya gerek yoktu..
Ama HSYK üyesi birisi, Ergenekon davası sanığı ile oturup yemek yerse, sonrasında da, “benim aile dostumdur” diye mazeret üretirse, kusura bakmasın, 70 milyon enayi değil..
Biz de, sizin baskı kurmak istediğiniz mahkemelerden verilecek 2-3 yıllık cezalardan korkup, bu skandalı görmezden gelecek değiliz..
HSYK üyesi, havadan-sudan konular da konuşulsa, bir Ergenekon sanığı ile yemek yediği ortaya çıktıktan sonra, hele hele yemek yediği o sanığın, hakim komisyoncusu gibi onla bunla telefon konuşmaları yaptığı ortaya çıktıktan sonra, yapılacak tek iş, istifa etmektir.
Sadece HSYK üyeliğinden değil, Yargıtay üyeliğinden de.. Hakimlik mesleğinden de..
Ama onlar istifa edeceklerine, gazetecileri şikâyet ediyorlar.. “Cezalandırın bu gazetecileri” diyorlar.. “Kimse yazamasın gerçekleri, biz istediğimiz gibi kararları alabilelim” diyorlar!
Kimse kusura bakmasın.. O devirler bitti artık..
Gizli işlerin sona erdiği.. Kapalı kapılar ardında hakimlerin ayarlanmasının akla bile gelmeyeceği.. Telefon tellerinden davaların pişirilemeyeceği bir dönem başlıyor artık..
HSYK’nın, her yazıya suç duyurusu yapan üyeleri de, kendilerini bu yeni döneme uyarlasalar, iyi olur bence!
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT