HSYK, artık kapıya kilidi vurmalı!
Muhatap, en yetkili organ olunca, herkes konuşuyor. Akıl öğretilmek istenen, milletin temsilcisi olan kurul olunca, herkes öne çıkıyor.
Evet, TBMM söz konusu olunca, sanki karşılarında küçük bir çocuk varmışçasına, herkes hem vuruyor, hem de “şöyle yap, böyle yap” diye akıl vermeye kalkışıyor!.
Mesela?
Mesela; 22 Temmuz seçimleri öncesinde, Cumhurbaşkanı seçimi var. Malum cenah ayağa kalkıyor: “Çalışma döneminin sonuna yaklaşıldı. Cumhurbaşkanı seçimi; genel seçimlerden sonra yapılmalı!”
Mesela, 2011 seçimlerine daha 1.5 yıl var iken, anayasa değişikliği gündeme geldiğinde, MHP önceliğinde yine malum kesim itiraz etti: “Anayasa değişikliğini, 2011 seçimlerinden sonrasına bırakalım. Bu meclis zaten dönemini tamamlamak üzere!”
Milletin temsilcileri olan TBMM’ye bu akılları veren, daha doğrusu bu dikteleri yapmaya kalkışanlar, malum kurullara niye hiç böyle akıl satışı yapmıyorlar?
Ben onların yerine, bir akıl satışı yapayım mesela..
HSYK, günlerdir çalıştı, tartıştı, yaz kararnamesinin büyük çoğunluğunu hazırladı..
Şimdi sırada, ünvanlı hakim-savcılar var..
Yani il ve ilçelerdeki savcılar ile, sulh ceza, asliye ceza gibi mahkemelerin hakimleri belirlendi.. Şimdi sıra, şu ilin başsavcısı, bu özel yetkili mahkemedeki heyetin üyelerini belirlemeye geldi..
Bu arada, sıkça tartıştığımız Ergenekon davalarına bakan İstanbul’daki özel yetkili ağır ceza mahkemesi hakim ve savcıları da, dün görüşülmeye başlanan “ünvanlı hakim-savcılar” kapsamında..
Bunların yanı sıra, Erzincan Başsavcısı, boş olan Ankara Başsavcılığı da yine aynı kapsamdaki kadrolar..
Evet, şimdi bu ünvanlı hakim ve savcıların durumu tartışılıyor.
Ama benim önerim şu..
TBMM’ye, “Çalışma döneminizin sonuna yaklaşıldı, Cumhurbaşkanı seçimini, yeni TBMM’ye bırakın” deniliyordu ya..
Ben de HSYK’ya aynı teklifi yapıyorum: “12 Eylül’de, anayasa değişikliğine ‘evet’ kararı çıkarsa, HSYK’nın yapısı tümüyle değişecek. Sizler, çalışma döneminizin son bir ayındasınız. Bırakın, bu kadar tartışmalı atamaları, yeni HSYK yapsın!”
Ne dersiniz?
Olmaz mı?
Niye olmasın ki?
Bana kalırsa, açıklanan hakim ve savcıların atamasını bile yeni HSYK’ya bırakmak gerekirdi..
Sadece, zorunlu yer değişiklikleri yapılması ile yetinilmeli idi.
6. bölgede görev süresini doldurmuş. Üst bölgeye geçecek. Onların atamalarını yapardınız, olur biterdi..
Ne gereği vardı; İstanbul’daki Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığı’na şu ismi getirmenin.. Ne gereği vardı Bakırköy Ticaret Mahkemesi’ne bu ismi atamanın!
Haydi bakalım, TBMM’ye akıl öğretenleri görelim.. HSYK’ya da aynı akılı öğretecekler mi?
Bizim verdiğimiz teklife destek sunacaklar mı?
Yoksa, “Amanın.. Ne koparırsak kardır. Bir tanecik bile olsa, yapabileceğiniz tüm atamaları yapın, hiçbiri eksik kalmasın. 12 Eylül’den sonra, zaten hapı yutmuşuz. Artık kafa dengimiz hiçbir hakim ve savcıyı, haketmediği makamlara getiremeyeceğiz” mi diyorlar?
Bence aynen böyle diyorlar..
Onun içindir ki, dün açıklanan kararnamede, hiç gereği olmayan Yargıtay tetkik hakimliği görevine, bir sürü atama yapılmış!
Hakkari’deki hakimin, görev süresi dolduğu için, üst bölgeye atanmasını anlarım..
Ama, Yargıtay tetkik hakimliği gibi çok önemli bir göreve, bir ay sonra yetkisi sıfırlanmış bir kurulun atama yapmasının ne manası var?
Bence Demokrat Yargıçlar Birliği, dernek olarak bu atamalara itiraz etmeli..
Adalet Bakanı ve Müsteşar da, artık HSYK toplantılarına referandum tarihine kadar katılmamalı..
Anayasa değişikliğini TBMM kabul etmiş... Anayasa Mahkemesi, hukuka aykırı bir yön bulmamış... Şimdi 12 Eylül’de küçük bir oylama ile, büyük ihtimalle yapı tamamen değişecek.. Böyle bir ara dönemde, mevcut HSYK’nın, çok önemli kararlar almasının haklılığını kim iddia edebilir ki?
Bırakın, 22 kişilik HSYK yapsın bu atamaları..
Zamanaşımı gibi olaylar varsa, o tür acil konulara baksın bugünkü HSYK!.
Acil konulara baksın ve sonra da yeni HSYK’yı kapıda karşılamanın hazırlığını yapsın!
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT