Uluslaralarası İnsan Hakları İzleme örgütü (HRW),  İsrail'in binlerce Afrikalı göçmeni, göçmen haklarını hiçe sayarak ülkeyi terk etmeye zorladığını içeren bir rapor yayımladı.

HRW tarafından hazırlanan, İsrail'in Afrikalı göçmenlere yönelik muamelelerinin ele alındığı ve bu ülkeye yönelik insan hakları ihlalleri nedeniyle ağır eleştirilerin bulunduğu raporda, söz konusu ülke yetkililerinin 7 bine yakın Eritreli ve Sudanlı mülteciyi sınır dışı etmeye çalıştığı ve göçmen gruplara yönelik kanunsuz tutuklamalarda bulunduğu ifade edildi.

HRW'un kıdemli mülteci araştırmacısı ve raporun yazarı Gerry Simpson, yaptığı açıklamada, ''Koruma arayan insanları, güç kullanarak köşeye sıkıştırmak, umutlarını kırmak ve onların gönüllü olarak ülkeyi terk ettiklerini iddia etmek çok açık bir şekilde tacizdir'' ifadesini kullandı.

Raporda ayrıca, ülkelerine geri dönen Sudanlıların, ihanet suçlamasıyla, İsrail karşıtı Sudan hükumeti tarafından taciz, işkence ve keyfi gözaltı olaylarıyla karşı karşıya kaldıkları belirtildi.

Son 8 yıl içinde İsrail yönetiminin Eritre ve Sudanlı göçmenlerin ülkeyi terk etmelerini sağlamak amacıyla bir takım ''tedbirler'' aldığı belirtilen raporda, söz konusu ''tedbirler''in ''süresiz gözaltı, iltica başvurularının reddi, çalışma hakkı ve sağlık hizmetlerinden yararlanma konusundaki zorluklar'' olduğu ifade edildi.

2006 yılında Mısır'ın Sina Yarımadası üzerinden İsrail'e yoğun bir Afrikalı göçü başladığı belirtilen raporda,  2012 yılının Kasım ayına kadar yaklaşık 37 bin Eritreli ve 14 bin Sudanlı'nın İsrail'e giriş yaptığı belirtildi ve bu kişilerin ülkenin en yoksul mahallelerde barındıkları kaydedildi.

Raporda ayrıca Afrikalı göçmenlerin, Tel Aviv ve Kızıl Deniz'deki Eliat tatil şehrinde bulunan otel ve restoranlarda hizmetçi ve ağır işlerde istihdam edildikleri belirtildi.

İsrail İçişleri Bakanlığı ise göçmenlere uluslararası hukuka uygun davranıldığı savunarak, Afrikalıların sığınmacı olmadığı, bu kişilerin İsrail'i, bölgedeki en yakın gelişmiş ülke olması nedeniyle iş bulma amaçlı, cazip ekonomik nedenlerle gelen göçmenler olduğunu ileri sürdü.