HAKSÖZ HABER

Hrant Dink cinayeti davası Türkiye’nin uzun yıllardır gündeminde olan ‘yılan hikayesine’ dönen davalardan birisi. Yargılama ve soruşturma sürecinde yaşanan aksaklıklar hukuka olan güveni de haliyle sarstı.

Kamu görevlileri hakkında süren davanın kararı ise açıklandı. Netice olarak herkes FETÖ iltisaklı kamu görevlilerinin cinayetteki payına odaklandı. Tutuklu sanık Ercan Gün, ‘FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Davada FETÖ’nün birinci ismi Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 13 sanığın dosyası ayrıldı.

Hrant Dink cinayeti davasında karar açıklandı

Kamuoyunda ise bu karardan sonra davaya ‘FETÖ cinayeti’ gözüyle yaklaşıldığı gözlemleniyor. FETÖ’nün cinayetle ilişkisi olduğu zaten artık anlaşılmış durumda. Peki, milliyetçi saiklerle hareket eden vesayetçi kamu görevlileri neden kamuoyu önünde mahkûm edilmiyor.

Dink Ailesi'nin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu T24’e yaptığı açıklamalarda konu hakkında şunları söylüyor:   "FETÖ/PDY adlı örgütle ismi anılan kişilerin bu cinayete iştirak ettikleri bizim beyan ettiğimiz hususlardan biriydi. Fakat cinayete iştirak edenler sadece bu örgütün üyelerinden oluşmamakta. Engin Dinç bu örgütün üyesi olmayabilir, fakat cinayet öncesi organizasyonu yapmış kişidir. Ali Öz FETÖ/PDY üyesi olmayabilir ancak Hrant Dink'in öldürüleceğine dair somut bilgi olmasına rağmen bu konunun konuşulmasını engelleyen ve cinayeti olanaklı kılan bir kişidir. Bu örgütle irtibatlı olmayan devlet görevlilerinin de cinayete iştirak ettikleri ortadadır. Ama soruşturma böyle yürütülmedi. Hukuka aykırı bir karar olma özelliği taşımakta."

15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de çok kötü bir alışkanlık tevarüs etti. Bütün pislikleri üzerine FETÖ yazılı bir kutunun içine atma alışkanlığı. FETÖ’nün bu toplumda sebep olduğu ahlaki, siyasi problemlerle hesaplaşılmalıdır. Bunun yanında ise FETÖ’yü de ortaya çıkartan Türkiye’nin kronik sorunu milliyetçi/ulusçu, statükocu zihniyetle de hesaplaşılması gerekmektedir. Yeni FETÖ’lerin ortaya çıkmasından korkuluyorsa en temelde onun sorunlu yaklaşımını var eden toplumsal-siyasal düzen değiştirilmelidir.

Dink davası tüm bunlarla hesaplaşmak adına büyük bir imkandı ancak süreç ne yazık ki başarılı bir şekilde yürütülemedi!

Hrant Dink cinayetinin yıl dönümünde milliyetçi körleşmeyi hatırlamak!