Hocalı Katliamı ve Kronikleşen Milliyetçilik Krizi
Ermeni milliyetçiliğinin körüklediği histerik söylemler hangi yaraya ne kadar merhem olabilirse Azeri milliyetçiliği de ancak o kadar merhem olur.
Kenan Alpay/ HAKSÖZ-HABER
Türkiye ve Azerbaycan’ın Ermeni sorunu olduğu gibi Ermenistan ve Ermeni toplumunun da Türkiye ve Azerbaycan (Türk ve Azeri) sorunu var. Bu öyle bir sorun ki, basit çatışma ve rekabet duygularından değil tehcir, katliam ve işgal gibi epeyce köklü, sarsıcı ve giderilmesi imkânsız bir dizi acı ve kayıplara dayanıyor. Fakat malum olduğu üzere sloganlar, milliyetçi retorikler ve yüzünü sürekli kendi acı ve kayıplarına sabitlemekteki ısrarlar ise çözümü değil ancak çözümsüzlüğü derinleştirmektedir.
Türkiye bir taraftan 1915’te yaşanan Ermeni tehciri ve tehcirin yol açtığı kitlesel kıyımların 100. yıldönümünde yine ve ısrarla ‘soykırım’ suçlamasıyla karşı karşıya. Diğer taraftan Nahcivan ve Dağlık Karabağ meselesi üzerinden süregiden Ermenistan ve Azerbaycan anlaşmazlığının getirdiği yüklerle baş etmeye çalışıyor. Üç toplum, üç ülke ve üç hükümet bu krizlerle daha ne kadar yaşayabilir? Bu krizi adaletli bir biçimde aşmanın imkân ve usulleri nasıl hayata geçirilecek?