1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Hocalarım! Yetsin Artık, Yorulduk Artık Nizalarınızdan!
Hocalarım! Yetsin Artık, Yorulduk Artık Nizalarınızdan!

Hocalarım! Yetsin Artık, Yorulduk Artık Nizalarınızdan!

Anayasa değişikliği, ABD’de Trump dönemi, Halepli kardeşlerimizin çilesi, Ortadoğu’da ve ülkemizde devam eden terör... Bunların hiç biri, bazı hocalarımız arasındaki “nizâ”nın hızını kesmiyor!

24 Ocak 2017 Salı 10:14A+A-

Abdullah Yıldız / Yeni Akit

Anayasa değişikliği, ABD’de Trump dönemi, Halepli kardeşlerimizin çilesi, Ortadoğu’da ve ülkemizde devam eden terör... Bunların hiç biri, bazı hocalarımız arasındaki “nizâ”nın hızını kesmiyor!

Müslüman gruplar ve kanaat önderleri arasındaki nizâlaşmadan bu kardeşinizin çok rahatsız ve müteessif olduğunu; zira on yıldır Namaz Gönüllüleri Platformu, beş yıldır da Eyüp Buluşmaları ve Diriliş Buluşmaları çerçevesinde Müslümanların birlikte çalışmalarına büyük emek verdiğini bilirsiniz.

Yıllardır şevkle ve zevkle birçok hocamızla birlikte yürüyoruz ama yazık ki bazı hocalarımızın kavgalarını, medyada ve özellikle de sosyal medyada birbirlerini ağır ifadelerle eleştirmelerini önleyemiyoruz. Elbette bu kötü eleştiri üslûbu, aynı hocalarımızın davet ve tebliğ üslûplarına da yansıyor. Bu hâl insanımızı çok üzüyor, çok yoruyor; dahası aziz İslâm dinini de çok örseliyor!

Bu üzüntülerini paylaşan çok kardeşimiz var... İsmini bulamadığım bir kardeş esefle diyor ki:

“Muhterem hocalarım! Farkında mısınız bilmiyorum ama sizleri savunmaktan ve sözlerinizi tevil etmekten yahut sizleri eleştirmekten ve müritlerinize cevap yetiştirmekten yorulduk. Muarızlarınıza laf yetiştirmekten çenemiz, twit atmak için klavye kullanmaktan kolumuz, nasıl savunsak yahut nasıl eleştirsek diye düşünmekten zihnimiz, gerilmekten ruhumuzyoruldu

... Bize bu kadar zulmü reva görmeyin. Bize acıyın. Bize acımıyorsanız kendinize acıyın.

... Anlattığınız dinle, bu dini anlatma üslubunuzla iyi bir Müslüman olduğumuz tartışılır, ama kesin olan bir şey var ki sizlerin yüzünden herkesle papaz olduk. Üç kişi üç konuda üç gün birlikte düşünüp birlikte hareket edemez oldu.

Muhterem hocalarım! Sizin yüzünüzden sadece dindarlar yorulmadı, Din de yorulduMaşallah bir tek siz yorulmadınız. Hani diyorum ki, biraz bizi ve bu dini yormayı bıraksanız da hiç olmazsa şu elin gâvurlarını ve diğer dinleri yorsanız, inanın ki çok büyük sevaba girersiniz, size milletçe dua ederiz.”

Mahmut Eraslan kardeşimiz de “Hocalarımızın dikkatine” diyerek sitemlerini sunuyor: 

“...Kendi aranızda hayırda değil adeta şerde yarışıyorsunuz. Sizi sürekli gaza getiren, alkış tutan fanatikleriniz ne size ne de bu topluma iyilik yapmıyorlar/yapmıyorsunuz. Şöyle bir geriye gidin, sizden önceki âlimlere bakın; bir adım ileriye gidin, kendinize bakın. Yaptığınız konferanslar, konuşmalar kimleri diriltiyor, kimleri öldürüyor, bir ölçün; birleştiriyor mu yoksa bölüyor musunuz

... Yazdıklarım Ömer’in konuşması esnasında ayağa kalkıp ‘Ey Ömer yanılıyorsun’ diyen kadının yaklaşımından öte bir şey değildir. Eğer işin hakkını verecekseniz sizin de ‘Biz yanıldık’ demeniz gerekiyor; çünkü ben yalnız değilim milyonlarca insan aynı düşünüyor artık. ...Sizler farkında mısınız hayattayken ölü konumuna düştünüz... Acaba eski/eskimeyen âlimler kadar aranacak, anılacak mısınız?

Niyetim sizi kınamak değil, kardeşçe ve açık bir dille uyarmaktır. Siz kendilerini âlim olarak görenler; koltuğunuzu ve konumunuzu koruyamadığınız için söz cahillere kaldı. Eğer en kısa sürede bir araya gelerek istişare etmez, helâlleşmez, kendinize bir çekidüzen vermezseniz Allah sizin yerinize başka bir topluluğu getirir. Onlar Allah’tan Allah da onlardan razı olur. “Âlimin ölümü âlemin ölümüdür” vurgusunu ben artık ruhun bedenden çıkışı ile sınırlı algılamıyorum! İçerisinde çok daha derin manaları barındırıyor sanki?”

Bir kardeş; “Hocalar birbirinin açığını aramakla meşgul; oysa bize, açık arayanların değil, örtenlerin mutlu sona ereceğini öğüt veriyorlar” diyor.

Ve Mustafa Öner kardeşimin mesajı: 

“Okçular tepesi vardı tarihimizde! Bir anlık tamah ile terk ettiğimiz! Sonrasında büyük hüsran, pişmanlık ve belleğimize ayetler ışığında alabilenlerimize bırakılan büyük ders! En sevmediğimiz ve fakat “Ben Müslümanlardanım» diyen kardeşlerimizin arkasında okçular tepesini gözetmemize engel ne ola ki! Ey Müslümanlar! Dinin sahibi Allah’tır, bizler değil! Hâlleşmek ve nasihatleşmek dışında varacağımız yer, birbirimizi boğazlamaktan ötesi olmayacaktır!...”

Son söz: Bu nizâyı bitirmezseniz siz biteceksiniz, bitiyorsunuz!

 

HABERE YORUM KAT

10 Yorum
  • ahmed / 01 Şubat 2017 16:07

    bazı arkadaşlar hala çok büyük bir suizanla bakıyorlar olaya. sosyal medyadaki gruplarda islamın ne hale geldiklerinden haberleri yok sanırım. hadisleri reddede reddede bu gruplarda bakıyorum bazı mealistler orucu bazıları namazı bazıları haccı inkar eder hale gelmişler. ve şuanda da bu kişiler kuranı sorgulamaya başladılar. şimdi popüler tv ekranlarında söyledikleriyle bunlara dolaylı yoldan sebep olan "hocaların" yanlışlarını söylemek, insanları imansızlıktan kurtarmaya çalışmak, gelin tv önünde değil başka platformlarda tartışalım demek size göre suç mu arkadaşlar. benim itirazım da bu. aynı kefeye koymayın.ikisini de uyarayım orta yolu bulayım mantığında olmayın. sünnet itibarsızlaştı sıra kurana geldi haberiniz yok.

    Yanıtla (0) (0)
  • pirifani / 31 Ocak 2017 23:13

    biz bu hale simdi mi geldik? peki o zaman cemel neydi? siffi neydi? kerbela neydi?

    Yanıtla (0) (0)
  • Tekiner Ersöz / 25 Ocak 2017 12:27

    Aslında "Ne zaman?" Ne zaman?" diye düşünüp duruyordum. Son günlerde yukarıdaki yazı ve bu minvalde özeleştiri içerikli yazıları hem bu sayfalardan hem de "biz"e ait sayfalardan okudukça yeniden kendimize dönmeye başladığımızı düşünerek ümitvar olmaya başladım. Üzerimizdeki teslimiyetçi, her şeyi onaylayıcı, her şeyi olumlayıcı tutum ve davranışlardan kurtulup özeleştiriyi artırdığımızı gördükçe mutluluğum artıyor. Yaşamdan "keyf" almaya başladığımı düşünüyorum yeniden. Yavaş yavaş içimizdeki ayrıkotlarının farkına varıyoruz, yavaş yavaş taşlar yeniden yerine oturuyor. Bu da inşallah hayırlı sonuçlar doğuracak. Bizlerin hayatı organik "şey"lerle geçmiş. Bu yüzden bir şeyin organik olup olmadığını anlarız aslında. Ama büyük şehir her şeyi tersyüz etmiş. Organiğin yerini sahte "şey"ler almış. Bizler yıllarca farkında olmadan organik diye sahte, sanal "şey"lerle geçirmişiz zamanımızı.

    Kendime soruyorum "Biz bu duruma nasıl geldik?" Ashab-ı Kehf gibi 300 küsür yıl değil, 15-20 yılda her şeyin tersyüz olduğuna şahit olmak bizlerin acı gerçeği. "Bu kadar yılda biz bu hale nasıl geldik?" sorusunun cevabı aslında herkesin kendisinde. Ne kadar eleştiri, ne kadar özeleştiri olursa doğruları görme ve farkına varma da o oranda artacaktır inşallah.

    Yanıtla (0) (0)
  • D / 24 Ocak 2017 22:20

    benim acizane görüşüm her bir müslüman birey elinde bulundurduğu islami birikimini sağını solunu kırıp dökmeden yerinde ve kırıcı eleştiri yapmadan kullanması gereklidir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Akif / 24 Ocak 2017 20:19

    Bize 28 Şubat lazım. Biz kaşınıyoruz. Aksi halde çok değerli yazarın dediği gibi birbirimizi boğazlarız. Maalesef böyleyiz. Böyleydik ve bu zihniyet değişmez ise böyle olmaya devam edeceğiz.

    Yanıtla (0) (0)
  • muhtar / 24 Ocak 2017 17:25

    alttaki yorumlar gösteriyor ki niza devam edecek. Herkes birbirine din öğretme ve düşman tanıtma derdinde. Herkes karşı tafarta saydığı kişinin eksiğini kusurunu biliyor ama kendi durduğu yeri şöyle bir kontrol etmeye yanaşmıyor. İman edenleri birleştiren İslam bizim elimizde bölük pörçük eden bıçağa dönüştü. Niyet okuma uzmanı olmuşsunuz kardeşler. Kusura bakmasınlar ama Ahıskalınnın dışındaki yorumlar magazin programlarındaki diyyaloglardan farksız.

    Yanıtla (0) (0)
  • bekir ziya / 24 Ocak 2017 15:20

    Biz ehli sunnetiz de piyasadaki alimlerin ne oldugunu anlamadik asil! Bunlara bakip ehli sunneti reddetmek de ne demek? Adam batini, ehli sunnetim diyor. Adam kafasina gore Kur'an'i tevil ediyor, ehli sunnetim diyor. Ehli sunnet dengeli olandir ama piyasadaki ehli sunnet anlayisi sorunludur. Problem bu anlayisi yerli yerine oturtmaktadir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Kolcumit35@gmail.com / 24 Ocak 2017 13:20

    Ehli sünnet diye bir dini var? Vahyi anlamamızı sağlayan, vahyi yaşayarak bize örneklik eden Allah Resulü olmadan islam olmak mümkün değilken hala ehli sünnet demek ne demek? Bunu diyenler kendilerine özel bir statü tanımlama peşindeler...

    Yanıtla (3) (0)
  • Mustafa Ahıskalı / 24 Ocak 2017 10:31

    Şu haklı, bu haklıdan çok, paylaşımların hem müslümanlara, hem de kendilerine zarar verdiğini belirtmesi açıdan uyarıcı bir yazı olmuş.

    Yanıtla (1) (0)
  • Ahmed / 24 Ocak 2017 10:27

    Yazar ehli sunnet hocaları ve ehlisunnete saldıranları aynı kefeye koymuş. Hergün değişik platformlarda ehlisunnete saldırırken, hergun birileri islamın dinamikleriyle oynarken islamı anlatanlara laf edilmesi hoş degil. Zaten ehlisunnet hocaların tamamına yakını da durduk yerde kimseye laf etmiyor. genelde reddiye yapıyorlar

    Yanıtla (0) (1)