Hirak protestocularını savunanları da tutukluyorlar
İnsan hakları grupları, Hirak protestocularını temsil ettikleri için tutuklanan üç avukatın tutuklanmasını protesto ederken ülkedeki insan hak ihlallerinin de hızla arttığını kaydediyor.
HAKSÖZ HABER
Hirak protestoları veya diğer adıyla 2019 Cezayir protestolarına katılan kişilere verilen hapis cezalarını yargıya taşıyan insan hakları örgütlerinin avukatları tutuklanıyor. Cezayir’de hak ihlallerinin iktidarın keyfiyetine kaldığı vurgulanırken, totaliterleşen iktidar tutuklamaları bir baskı aracı olarak kullanıyor.
26 Mayıs 2021'de Hirak hareketiyle bağlantılı olarak tutuklanan ilk avukat Abdurrauf Arslan oldu. Kamuoyu ve sivil toplum hareketleri avukatın son bir yıldır serbest bırakılması için kampanya yürütüyor. Avukat Arslan’ın cezasının bir yıl olması nedeniyle şartlı salıverilmesi kamuoyunu ikna etmiyor. Çünkü geçen ay iki avukat daha tutuklanmıştı: Abdülkadir Çora 14 Mayıs'ta ve Yasin Halefi 31 Mayıs'ta. Ülkede avukatların, protestocuları savunmasının önüne geçilmeye çalışıldığı belirtiliyor.
Hirak protestoları
Cumhurbaşkanlığı boyunca cuntanın desteğini arkasına alan Buteflika'nın, Şubat 2019'da beşinci dönem için yeniden cumhurbaşkanı adayı olması, bardağı taşıran damla olmuş ve bir toplumsal tepki dalgasının fitilini ateşlemişti.
Cezayir'de, bu dönemde başlayan protesto dalgası karşısında, ülkedeki rejimin bel kemiği niteliğindeki Cezayir ordusunun, gösterilere desteğini açıklaması ve cumhurbaşkanlığına karşı yaptığı sözlü uyarılar karşısında, Buteflika, Nisan 2019'da görevi bırakmak zorunda kalmıştı.
Bir yıl önce Cezayir makamları, 2019’da gerçekleştirilen eylemlere katılan 300’den fazla kişiyi tutuklamış ve haklarında hapis cezası talep etmişti.
Ülke çapında düzenlenen gösteriler geçtiğimiz yıl binlerce eylemcinin tutuklanmasıyla sonuçlanmış, birçok gösterici gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılırken 300’den fazla gösterici hapis cezasına çarptırıldı. Terör iddiaları adı altında bir yıl kadar mahkemeye çıkarılmadan hukuksuz bir şekilde gözaltında tutulan protestocuların avukatları tarafından görüşmeleri engellenirken şimdi de avukatları tutuklanıyor.
Yargılama olmadan hapis
Cezayir'deki el Harrac cezaevinde tutulan yaklaşık 40 tutuklu, tutukluluklarını protesto etmek için Hirak hareketinin 16 Şubat 2019'da başlamasının yıl dönümü öncesi olan 28 Ocak tarihinde açlık grevine başladı.
Eylemci Hakim Debbazi 22 Şubat'ta Tebbun rejimini [Abdülmecid Tebbun 17 Aralık 2019 tarihinden beri Cezayir'in 8. Cumhurbaşkanı] eleştiren Facebook paylaşımları nedeniyle tutuklandı. Debbazi, başkent Cezayir'deki Kolea hapishanesinde gözaltındayken 24 Nisan'da hayatını kaybetti.
Cezayir toplumu bu duruma tepki göstererek haksız tutuklamaların yapıldığı ülkede bir baskı aracı olarak kullanılan ‘terör iddialarının’ hukuksuzluk olduğu yorumlarında bulundu.
Cezayir hükümeti uzun tutukluluk sürelerini bir baskı aracı olarak kullanıyor
Uluslararası Af Örgütü'nden Amine Gülali, "Bu oldukça şok edici ancak bu, yalnızca ifade özgürlüğünü kullandığı için gözaltına alınan birinin gözaltındaki ilk ölümü değil" diyor ve ekliyor: "[Bu ölümlerle ilgili soruşturma yapılması çağrılarına rağmen] yetkililer, bu ölümleri araştırmak için bağımsız müfettişler getirme yükümlülüklerini ciddiye almıyorlar" dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölümünün müdür yardımcısı Eric Goldstein Al-Monitor'a Cezayir’deki hukuksuzluklara dair yaptığı yorumda şunları söyledi: “Baskıda ciddi bir artış var. Eylemcileri ve siyasi şahsiyetleri hedef almak için kullandıkları terörizm tanımını genişleten Ceza Kanunu'nun mükerrer 87. maddesini ve Ceza Kanunu'nun diğer kısımlarındaki yasaları değiştirdiler. Mevzuatı daha da baskıcı hale getirmek için birçok kural getirildi.”
Hükümeti ‘güvenlik konularındaki gizliliğiyle tanınan Cezayir'de insan hakları ihlallerini raporlamak giderek zorlaşıyor. Uluslararası sivil toplum kuruluşları, ihlalleri kaydetmek için azalan sayıda yerel ortak kuruluşa ve kişiye güvenebiliyor.
Goldstein, “Yabancı STK'larla konuşmak onlar için her zaman güvenli değildir. Yetkililerin misilleme yapmasından çekiniyorlar. Bu, Cezayir örgütlerinin baskılar nedeniyle insan hakları durumu hakkında rapor vermelerini de giderek zorlaştırıyor.”
Son aylarda Cezayir İnsan Haklarını Savunma Birliği'nin üç üyesinin hapse atıldığını, üçünün ise kefaletle serbest bırakıldığını ve yargılanma için bekletildikleri biliniyor. Ülkede baskı arttığı gibi tutuklu yargılama ile insanlar mağdur ediliyor.
Cezayir, muhalefet konusunda her zaman katı bir çizgi izledi. Rejimi eleştirenlerin acımasızca bastırılmasından asla kaçınılmadı bu ülkede. Ancak yasal savunma hakkı geçtiğimiz yıla kadar ilk kez bu kadar baskıya maruz kalıyor. Ülkedeki insan hakları grupları, uzun tutukluluk sürelerinin, artık avukatlara da yöneltilen bir baskı aracı olarak kullanılmasını eleştiriyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Goldstein, "Avukatlar görev başında tutuklandı, müvekkillerini savundular ve [devlet/yetkililer tarafından] müvekkillerine uygulanan ihlalleri ortaya çıkardılar. Üç avukatın tutuklanmasıyla yeni bir kırmızı çizgiyi aştılar.” dedi.
HABERE YORUM KAT