Hint milliyetçileri neden işgal rejimini destekliyor?
Rana Ayyub, "Hindistan’da neden katil İsrail yanlısı gösteriler var?" sorusunun cevabını arıyor.
Rana Ayyub / Fikir Turu
Hindistan’daki İsrail desteğinin sebebi ne?
7 Ekim’den beri İsrail – Hamas arasındaki savaş dünyanın gündeminde… Pek çok ülkede sokaklarda İsrail karşıtı gösteriler yapılıyor, binlerce insan sokaklarda tepkilerini gösteriyor. Hindistan’da ise çok daha farklı bir durum söz konusu… Hindistan’ın hemen her yerinde İsrail yanlısı gösteriler yapılıyor. Ülke yönetiminde de etkin olan ultra sağcılar, Filistinlileri İslami terörizmle bir tutuyor, pek çok yalan haberi yayıyor ve Hindistan’daki Müslüman karşıtı hareketi körüklemek için kullanıyorlar.
Aslında çok dinli, çok dilli, çok kültürlü yapısıyla bilinen bir ülke Hindistan… Bir buçuk milyar nüfuslu ülkede 200 milyon kadar Müslüman yaşıyor. Ülkeyi 2014 yılından beri, Hindistan Halk Partisi’nin (Bharatiya Janata Party BJP) lideri Başbakan Narenda Modi yönetiyor. Hindu milliyetçiliğini savunan ve bu sayede iktidara gelen Modi döneminde, Hindu dinini, kültürünü egemen kılma amaçlı ve Müslüman kesimi dışlayan politikalar uygulanıyor. 2024 Genel Seçimleri yaklaşırken özellikle BJP yönetimindeki eyaletlerde Müslüman topluluklara karşı şiddet eylemleri tırmanışa geçti.
Hindistan’ın önde gelen, ödüllü gazetecilerinden, halen Washington Post’ta yazan Rana Ayyub bu süreci yakından takip edenlerden… Ayyub 2010’da yayınladığı “Gujarat Files: Anatomy of a Cover Up” (Gucarat Dosyaları: Bir Örtbasın Anatomisi) adlı araştırmasında 2002’de Gucarat eyaletinde 800 Müslüman’ın ölümüyle, binlerce Müslüman’ın evinden sürülmesiyle sonuçlanan şiddet olaylarında hükümet organlarının, polis ve ordu içindeki unsurların rolünü ele almıştı.
Ayyub’un Hindistan’daki İsrail yanlısı gösteriler ve Müslümanlara yönelik propagandalar üzerine yazdığı yazıyı aktarıyoruz:
Hindistan’daki sağcı kanat nasıl Müslümanları hedef alıyor?
“İsrail’in kimseden korkup çekinmeden Hamas’a verdiği ölçüsüz karşılık Hindistan’da Müslümanlara karşı nefreti körüklüyor.
Geçtiğimiz 15 gün içinde, Batı dünyası İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin, önemli bir kısmının menşei Hindistan olan, yanlış veya propaganda ürünü haberlerle çalkalandı. Hindu sağcı kanatla ilişikli Twitter hesaplarının kimisi, geçmişte olmuş bitmiş, günümüzde yaşananlarla ilgisi olmayan katliamlara ait eski videoları yayıyor ve bunları Hamas’la ilişkilendiriyor; kimi de Filistinlilerin “canına okunmasını” kutlayan sevinçli bir hava içinde. Bazı ana haber spikerleri Filistin sorununu, İslamcı Cihat tehlikesi olarak görüyor ve Hindistan’ın da aynı sorunla boğuştuğunu savunuyor. Hindistan’ın hemen her yerinde İsrail yanlısı gösteriler yapılıyor.
Gösterilerde Müslümanlara karşı işledikleri nefret suçları bir hayli kabarık olan ultra sağcı köktendinciler televizyon kameralarına, İslami terörizme karşı bu müşterek mücadelede İsrail’in yanında yer almak istediklerini söylüyor.
Neden İsrail’e destek veriyor?
Hindistan’da İsrail yanlısı dayanışmanın altında Müslümanlara duyulan nefret yatıyor. Çatışmaların başladığı 7 Ekim’de, Hindistan’ın iktidar partisi Bharatiya Janta Partisi, X (eski adıyla Twitter) paylaşımlarında İsrail’e yapılan saldırı ile Hindistan’ın mevcut başbakanı Modi’den önceki dönem olan 2004-2014 yılları arasında paralellik kurdu. Bu Twitter mesajındaki niyet ve vermek istediği mesaj için uzun boylu düşünmeye ihtiyaç yok.
Hindistan’da sağ kanat partilerin ve liderlerinin pek çoğunun uluslararası terör saldırılarını ülkedeki Müslüman karşıtı bağnazlığı körüklemek ve saldırıları Müslüman toplumun tamamına mal etmek için kullanmaları ilk defa vaki değil.
Örnek vermek gerekirse, 11 Eylül saldırılarının akabinde, bugün Hindistan başbakanı olan, o dönem Bharatiya Janata Partisi’nin üst düzey yöneticilerinden Narendra Modi, The Big Fight (Büyük Savaş) isimli bir talk show’a katılmıştı. Modi programda “İslami terör”ün varlığını açıkça kabul etmedikleri için kendi ifadesiyle Hint medyasının sözde sekülerliğini eleştirmişti. Aynı programda Kur’an’dan bağlamından kopararak verdiği ayetlerle, İslam’ı ve radikal olduğu iddia ettiği mensuplarını tehlikeli bir ideolojik kültün takipçileri olarak tasvir etmişti.
Bundan bir yıl sonra ise Gucarat eyaleti yaklaşık 1000 Müslüman’ın öldürüldüğü komünal bir katliama sahne oldu, bu sırada Gucarat eyaletinin valisi Narendra Modi idi.
Müslümanlara yönelik dezenformasyon
İsrail-Filistin çatışması şiddetlenirken aynı esnada Hindistan’da da İslamofobik nefretin zirvede olduğu, propaganda ve yanlış bilgilerin kolayca zemin bulduğu bir dönem yaşanıyor. New York Times’ın geçtiğimiz yıl yayımladığı “İngiliz şehrini karıştıran gerginliklerin kaynağı Hindistan” başlıklı haber, İngiltere’nin Leicester şehrinde çeşitli gruplar arasında şiddetli çatışmaların çıkmasına sebep olarak Hindistan kaynaklı Twitter kullanıcılarının yaydığı dezenformasyona dikkat çekmişti. Habere göre “Uzmanlar bunun Hindistan’daki Müslüman, Hristiyan ve diğer dini azınlıklara zulmeden toksik politikaların dünyanın diğer bölgelerine nasıl taşındığının en son örneği olduğunu söylüyor.”
İsrail Gazze’ye yönelik bombardımanının şiddetini gittikçe arttırırken ve ölü sayısı 4000’e ulaşırken, Hindistan’ın sağ kanat siyasilerin ekosistemindeki İsrail sevgisi gittikçe güçleniyor. Bunun altında yatan, İsrail’in “bunları” nasıl halledeceğini bilen tek devlet olduğuna inanışları. İsrail, Müslümanlara “hak ettikleri muameleyi” yapan tek devlet, sağ kanat siyasetin anlatısı bu şekilde.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant “İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz, bunun gerekleri neyse yerine getiriyoruz” dediğinde Hindistan’da sosyal medyanın bir kesimi tarafından büyük takdirle karşılandı. Hindistan’ın aşırı sağcıları için Hamas sadece tüm Filistinlileri temsil etmekle kalmıyor, onlar için Hamas aynı zamanda dünyadaki kana susamış ve vahşi Müslümanları simgeliyor.
İsrail’de sürgünde merkezî bir Hindu hükümeti kurma girişimi
Hindistan’da sosyal medya, Twitter ve YouTube’da İsrail için yapılan çığırtkanlığı bu projeksiyon besliyor. Dahası Hindu ultra sağcı aşırılıkçılarda, uzun süredir, İsrail’in kurulacak büyük Hindu milletine yardım edeceğine dair bir inanış var. Bu inanışın izleri geçmişte ülkede korku yaratan saldırılarda görülebilir.
2008’de Hindistan’ın batısında onlarca Müslüman’ın öldürüldüğü, Malegaon’daki terör olaylarında Anti-Terör Timi ve Ulusal Soruşturma Ajansı (NIA) olayın sanıklarının yargılandığı mahkemede sanıkların yurtdışında, kökenlerini İsrail’den alan sürgünde bir Hindu toplumu yaratma planı olduğunu açıklamıştı. Müslümanlardan intikam alma amacıyla girişilen bu terör saldırıları, içinde Hintli eski askerlerin ve iki muvazzaf askerin aralarında olduğu Hindu milliyetçi bir grup olan “Abhinav Bharat”a atfedilmişti. Soruşturmayı yürüten kurumlar sanıkların “Hindulara karşı Müslümanların yaptığı saldırıların intikamını almak” ve İsrail’de sürgünde merkezî bir Hindu hükümeti kurmak üzerine tartıştıklarını delillerle ortaya koymuştu.
Tüm dünyada kamuoyunu ikiye bölen İsrail-Filistin çatışmasında demokratik rejimler soykırım eğilimlerini kolaylaştırmakla itham ediliyor. Hindistan siyasetinin ultra sağ kanadı da Batı Şeria’daki Filistinlilerin maruz kaldığı korkunç düşmanlığa destek vermeye devam ediyor.
Filistin yanlısı paylaşımlara karşı harekete geçme emri
Filistin meselesi, Hindistan 2024 yılı genel seçimlerine doğru giderken Müslümanlara karşı halihazırda var olan önyargıları araçsallaştırmak için kullanılıyor.
BJP’nin tartışma yaratan liderlerinden ve Uttar Pradesh Eyaleti Valisi Yogi Adityanath polise Filistin yanlısı beyanatlara ve sosyal medya paylaşımlarına karşı harekete geçme emri verdi. Buna ilişkin çok sayıda tutuklama yapıldı.
Hint sağ kanat partileri İsrail’in, bir halkı tümüyle aşağılayarak, zulmederek ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaparak yürüttüğü kitlesel cezalandırma modelini aynen uygulayabilmenin peşinde. Fazla söze hacet yok.”
HABERE YORUM KAT