
Hindistan’daki başörtüsü yasağı İstanbul’da protesto edildi
Hindistan’ın Karnataka eyaletinde uygulanan başörtüsü yasağı İstanbul’da bulunan Hindistan Başkonsolosluğu önünde protesto edildi.
HAKSÖZ-HABER
Özgür-Der ve Mazlumder’in çağrısıyla bir araya gelen grup, Hindistan’da başörtüsü yasağına karşı mücadele eden Müslümanlara destek söylemlerinde bulunarak yaşanan gayri insani ve gayri hukuki politikaları telin etti.
Eylem sırasında “Irkçılık ve İslam Düşmanlığına, Hindu Milliyetçiliğine, Başörtüsü Yasağına Hayır!”, “No To Hıjab Ban!” ve “Başörtüsü Kimliğimizdir Yasaklanamaz!” yazılı pankartlar ve “Hijab Is Our Right, Dignity, Faith, Identity!”, “Hindistan’da Direnen Kardeşlerimizin Yanındayız!”, “Freedom of Belief Cannot Be Denied!”, “Başörtüsü Müslüman Kadının Kimliğidir!” yazılı dövizler taşındı.
‘’Hindistan’da Hicab Yasağına Hayır!’’, “Direniş, Adalet, Özgürlük!”, “İslam Ümmeti Kabul Etmez Zilleti!”, “Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz!”, ‘’Başörtüsü Özgürlük Nişanemizdir!’’, ‘’Başörtüsü Kimliğimiz Yasaklanamaz!’’, ‘’Yasakçılar Yenilecek Direnenler Kazanacak!“, ‘’Hicaba Uzanan Eller Kırılsın!”, ‘’Irkçı Modi Hindistan’ın Utancı!’’, ‘’Özgürlük Düşmanı Zalim Modi!’’ sloganlarının atıldığı ve tekbirlerin getirildiği eylemde söz alan konuşmacılar son dönemde Hindistan’da artan ırkçı/milliyetçi dalgaya karşı hükümeti uyararak, Müslümanların inancına yönelik saldırıların son bulmasını talep ettiler.
Yöneticiliğini Mehmet Ali Kaçmaz’ın yaptığı eylemde ilk sözü alan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Hindistan’daki başörtüsü yasağının münferit bir hadise olmayıp son yıllarda yükselen Hindu milliyetçiliğinin bir tezahürü olduğunu ve aynı zamanda tüm dünyada karşımıza çıkan İslamofobi salgınının bir örneği olduğunu belirterek, Modi iktidarı döneminde tırmanışa geçen Hindu milliyetçiliğinin yüzyıllardır Hint alt kıtasında yaşayan Müslümanları yabancı konumuna düşürmeye çalıştığını söyledi. Hindu faşistlerin aynen 28 Şubat despotları ve diğer yasakçılar gibi başörtüsünü eğitim alanında eşitlik ve disiplini çiğneyen bir unsur olarak tanımlamalarının tipik bir tektipleştirme çabası olduğunu belirten Kaya, Çin’den Fransa’ya, Myanmar’dan Hindistan’a zalimlerin dayattıkları başörtüsü yasağının özünde İslam ümmetinin kendi kimliğiyle var olma hakkını inkar etmeye dönük bir zulüm olduğunu vurguladı. Hindu yöneticilerin Müslüman öğrencilere Karnataka eyaletinde yüksek mahkeme kararını beklemeleri gerektiğini söylediklerini ama mahkeme kararının biz müslümanlar açısından bir değer ifade etmediğini, inancımız ve kimliğimizle ilgili hususlarda mahkeme kararlarını değil Rabbimizin buyruklarını esas aldığımızı vurguladı. Rıdvan Kaya kardeşlik hukuku ve dayanışma sorumluluğuna dikkati çekerek İslam ümmetinin Hindistan’daki kardeşlerine sahip çıkması gerektiğini hatırlattı.
Ardından sözü alan Mazlumder Genel Başkanı Kaya Kartal, yaşanan gayri insani ve gayri hukuki uygulamanın hiçbir karşılığının olmadığını, sözde mahkeme kararlarının bir anlam ifade etmediğini söyledi. Yasakçıların başarıya ulaşamayacağını, hukuken ve farklı mecralarla yasakçı politikanın hesabını sormaya çalışacaklarını ifade etti.
‘’Ebu Leheb Ölmedi, Ebu Cehil Kıtalar Dolaşıyor!’’ sözüyle konuşmasına başlayan Hüda Par eski İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük ise; dünya genelinde artan zulümlere karşı, dünyevileşmeyle birlikte Müslümanların tepkisiz kaldığına dikkat çekti. Bu bağlamda birlikte hareket edilmesi gerektiği vurgusunda bulundu.
Son olarak Hindistan’da yaşanan başörtü yasağıyla Müslüman kadınlar üzerinden İslam’a düşmanlık yapıldığını söyleyen Gülden Sönmez ise; Türkiye’deki yöneticilerin de bir dönem bu yasağın mağduru olduklarını ve bu yasağa karşı sessiz kalmamaları gerektiğini ifade etti.
Tevhid Dergisi ve Davet-Der’in de destek verdiği eylem atılan sloganların ardından son buldu.
Hindistan’da ne olmuştu?
Hindistan’ın Karnataka eyaletinde uzun süredir uygulanan başörtüsü yasakları 1 Ocak itibarıyla başörtülü kız öğrencilerin devlete ait Udupi Kadın Yüksekokulundaki derslere başörtüsüyle girmesiyle tartışılmaya başlandı.
Eyaletteki diğer okullarda da benzer hadiseler yaşanmaya başlanınca Hindu öğrenciler tepki göstererek derslere safran rengi şalla girmeye başlamıştı.
Udupi'deki okul yöneticileri, hükümet yetkilileri ile öğrenci ve aileleri arasında 19 Ocak'ta yapılan toplantıda bir çözüme varılamamış, kız öğrenciler ise protestoya başlamıştı.
Eyalet hükümeti 26 Ocak'ta uzman paneli kurmuş, panel görüşünü bildirene kadar başörtülü öğrencilerin üniforma kurallarına uyması ve okula başörtüsüz girmesi istenmişti.
Başörtülü öğrenciler, 31 Ocak'ta Karnataka Yüksek Mahkemesine başvurarak, başörtüsünün Hindistan anayasasının sağladığı temel bir hak olduğunu savunmuştu.
Eyalette ırkçı Hindu topluluklar okul idarelerine başvurarak başörtü yasağının uygulanmasını talep ediyorlar.
Hindistanlı Müslümanların hicap mücadelesiyle ilgili bestelenen "Başörtüsünden Gurur Duyarız" isimli bir marş:
HABER: YASİR BAYRAM
FOTO: MUSA DÜNDAR - HASAN ÇİÇEK - MELİH TELCİ
HABERE YORUM KAT
Adını bile yazmaya yüreği olmayanların, Hindistan meydanlarında direnen hanımlara destek olmak için toplanan küçük bir topluluğa laf atması hem gülünç hem de ruh halinin gaddarligini gösteren ibretlik bir durumdur. Zaza El Basit, içindeki kinin alevi ile böyle gülünç ifadeler kullanacağına, buyursun birşeyler yapsın, özgür-der'e örnek olsun. Lütfen "Ben tek bir ferdim, siz camiasınız" vs gibi anlamsız cümleler kurmasın. Çünkü bu cümleleri kuranlar, özel sohbetlerde "İbrahim tek başına bir ümmetti" gerçeğini hep kullanırlar. Lütfen lafta kalmasın, sen de tek başına bir ümmetsin!
Yanıtla (0) (0)Özgürder her zamanki gibi basit ve kolay olanı yapmış, Zaza el Basir rumuzlu yorumcu ise çok zor ve ağır bedeller gerektiren bir örneklik sergilemiş. Kendisine minnet duymamak mümkün değil!
Yanıtla (0) (0)ne zaman üstün gelenlerden oluruz biliyor musunuz, İslamın sembolik emirlerine kıymet verdiğimiz kadar İslamın insanlara verdiği diğer beşeri konuları da savunduğumuz zaman üstün gelenlerden oluruz. böylece kimse başörtüsüne zulüm yapmaya cesaret de edemez. hindistandaki zulmü görüp de ülkemizdeki haksızlıkları, kul hakkını yemeleri, kul hakkını gasp etmeleri, mülakat adı altında insan emeğini yok sayanları görmediğimiz müddet biz üstün gelenlerden olamayız. sadece başörtüsüne zulüm başörtülüleri mağdur ederken, mülakat ile yapılan torpiller hem başörtülüleri hem de başörtüsüzüleri hem de dayısı olmayan tüm başarılı müslüman erkeklerin hakkını gasp ediyor. neden bu büyük zulmü kitlesel olarak kınamıyorsunuz? tabi istanbuldan, yeni delhiyi kınamak kolaydı değil mi? Yine de Allah razı olsun, en azından o kadar da tükenmediğimizi gördük...
Yanıtla (0) (0)Yasakları değil ama direnişi özlemişiz.
Yanıtla (0) (0)Sayın Türkmen'in dediği gibi;
Yanıtla (0) (0)"Hindistan'daki Müslimlere ve hicaba yönelen şiddete karşı küresel kapitalizme yamanan politikacılar da insan hakları örgütleri de sessiz.
Sağcı ve solcu troller İslami kimliğimizle ilgili konuları örten tezviratlar yapsa da kitlesel sessizlik karşısında sesimizi büyültmeliyiz."
Kadın hakları diyorsunuz, hicap bir kadının en büyük hakkıdır. Hicapa el uzatan, kadın haklarını çiğnemiştir.
Yanıtla (0) (0)Hakkı ayakta tutan adil şahidlere Batman'dan bin selam olsun ..
Yanıtla (0) (0)✓ Belirtmeden geçmek olmaz,
28 Şubat'ın zulmüne ve gadrine karşı izzetli duran Muvahhid kitle, yeryüzündeki firavunlara , tiranlara karşı aynı şekilde izzetli ve şerefli duruşlarını sergilemiştir ..
Elhamdülillah
Allah razı olsun kardeşler.
Yanıtla (0) (0)Rabbim bütün mazlumların, eziyet gören müslümanların yardımcısı olsun.
Saflarımızı sıklaştırsın, cehdimizi artırsın. Amin.
Allah sizlerden razı olsun kardeşlerim
Yanıtla (0) (0)