Hikmetyar Kabil’e Geri Dönüyor
Genç nesil Gülbeddin Hikmetyar’ı pek bilmez. O, Rus işgaline karşı başlatılan Afgan cihadının efsanevi liderlerindendi. 1996 yılında Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesinden sonra 20 yıl başkente giremedi. 2001 yılına kadar İran’da kaldı. Hizbi İslâmî’nin lideri Hikmeytar bugünlerde yeniden Kabil’e dönme hazırlıkları içinde.
Hikmetyar, ince siyasi retorik kullanmasına rağmen İran’ı en sert eleştirenlerden. Afganistan’ın yaşadığı kaosun en önemli müsebbiblerinden birisi olarak İran’ı görür. Yakın çevresine İran’ın 11 Eylül sonrası ABD ile anlaşarak kendisini öldürmek istediğini de anlatmıştır.
Şöyle ki, İranlı yetkililer 3 gün içerisinde ülkeyi terk etmesini isterler. Hikmetyar hazırlanmak için 3 gün ister ve fakat kimseye haber vermeden hemen o gün Afganistan sınırından içeriye girer. Zira tehlikeyi sezmiştir.
Hikmetyar, buradan ilişki içinde olduğu İranlı bir generali uydu telefonuyla arar. Arkasından oradan ayrılır. Ayrıldıktan 2 dakika sonra ABD’nin pilotsuz uçakları telefon görüşmesi yaptığı yeri bombalar. Hikmetyar bunu, İran ve ABD’nin kendisine karşı ortak suikast girişimi olarak yorumlar.
Belli bir süredir Hikmetyar ve Kabil yönetimi arasında yapılan gizli görüşmelerin nihayete erme noktasına geldiği anlaşılıyor. Yakında Kabil’e gidip yerleşebileceğini kendisine yakın kaynaklar haber vermekteler. Bir taraftan anlaşma neticelendirilmeye çalışılırken diğer taraftan da Kabil içerisinde ona uygun bir yer bakmaya devam ediyorlar.
Hükümet Taliban tarafından sıkıştırılmış durumda. Taliban içerisinde de birden fazla yöneliş var. Bunlardan Afganistan sınırları içerisinde olan güçlü bir ekip hükümetle uzlaşmadan yana. Tam da burada Hikmetyar’a büyük görevler düşmektedir. Zira ne zaman görüşmeler olumlu gitse gizli bir el devreye girip görüşmeleri sabote ediyor.
En son Taliban lideri Molla Ahtar Mansur 20 Mayıs 2016 tarihinde böylesi bir görüşme trafiğinin ortasında ABD tarafından öldürüldü.
Hikmetyar, 11 Eylül sonrası ABD’nin Afganistan’ı işgal etmesine karşı çıkmış, Cemiyeti İslâmî gibi işbirliği içerisine girmemişti. Bu tutumunu hâlâ sürdürmektedir. Dolayısıyla zor zamanlarda takındığı bu tavrından dolayı muhalifler indinde saygı da kazanmış bulunmaktadır.
Bir diğer önemli nokta, Taliban öncesi Afganistan’ın en güçlü hareketlerinden olan Hizbi İslâmî Hikmetyar’ın birçok etkili elemanı hükümet içerisinde önemli görevler üstlenmişlerdir. Bunlardan bazıları bakanlık da yapmıştır. Bunların da hükümeti Hikmetyar’ın denklem içerisine alınmasında ikna ettiği bilinmektedir.
Hikmetyar’ın hükümetle uzlaşmasının Pakistan’ın hoşuna gitmeyeceği yorumları da yapılmaktadır. Pakistan istihbaratının Pakistan içerisinde faaliyet gösteren Taliban kadroları üzerinde etkisinin olması daha da dikkatli davranmasını gerektirmektedir.
Hikmetyar’ın geri dönmesinin önünde küresel engeller de mevcuttur. Bunların başında geleni ise, Hikmetyar’ın ABD’nin terörist listesinde yer almasıdır. Hikmetyar’ın işgalcilere karşı direnişçilere verdiği destek ve kendisine bağlı direnişçilerin düşük yoğunluklu da olsa eylemleri terörizme destek olarak görülmektedir.
Bunun için kendisinden gerek yerel gerekse küresel “İslâmî terörizmi (!)” kınaması istenmektedir. Böylece ismi bu kara listeden silinebilir ve sistem içine alınabilir. Ancak bunu kabul etmediği için ara bir formül aranmaktadır.
Bu görüşmelerden elbette ABD’nin haberi var. ABD’nin onayı olmadan Kabil hükümetinin böylesi bir girişimde bulunması da düşünülemez. ABD Afganistan’da istediğini elde edememiştir. Dolayısıyla bir çıkış yolu aradığı da bir sır değildir.
Bu gelişmelerin ışığında Afganistan’a baktığımızda yakın gelecekte önemli gelişmeler olabileceğini söyleyebiliriz.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT