Hiçbir güç İslam’ı kalplere hapsedemeyecek!
Mehmed Göktaş, Diyarbakır'da gerçekleştirilecek olan etkinliği hatırlatırken Müslümanların baskı politikalarına karşı yılmayacaklarının altını çiziyor.
Mehmed Göktaş / Doğruhaber
Hiçbir güç İslam’ı kalplere hapsedemeyecek!
Diyarbakır Pazar günü tarihi günlerinden bir günü daha yaşayacak. İster kutlu doğum deyin, ister Peygamber (s.a.v) Efendimizin örnek ahlakını gelecek nesillere taşıma deyin, netice itibariyle varıp bir noktaya dayanıyor;
Bunun adı Müslümanlar olarak İslam'ın kalplere hapsedilmesine, hatta evlere veya camilere hapsedilmesine razı olmamak demektir.
İslam ne kalplere sıkıştırılmayı, ne evlere veya camilere kapatılmayı kesinlikle kabullenmez. İslam hayatın bütün alanlarında kendisini göstermek üzere gönderilmiştir. Yani İslamsız ne bir mekân düşünebilirsiniz ne de bir zaman.
“Müşrikler istemese de dinini bütün dinlerin üstünde kılmak için Rasûlünü bir rehber ve hak din ile gönderen odur” 61/9)
İslam’ın yapısında vardır bu zahir olmak, apaçık olmak ve üstün olmak.
Tarih boyunca İslam’a düşmanlık yapanlar hiçbir zaman onu tamamen ortadan kaldırma yoluna gitmemişler çünkü buna güç yetiremeyeceklerini anlamışlar, onun yerine başka yollar seçmişler, mesela bunlardan biri, aslını bozmak ve bulandırma yoludur.
Yapageldikleri bir başka şey de İslam’ın ve Müslümanların sesini kısma, dışarıya çıkartmama, başkalarına göstermeme yoludur. Tarih boyunca bu İslam düşmanları açık alanlarda İslam’ın görünmesini hiç tahammül edememişler, kendilerince “Din kul ile Allah arasındadır, kalptedir” gibi kurallar uydurmuşlardır.
Allah (cc) yerlerin ve göklerin yegâne sahibi ve yaratıcısı ise o halde O’nun dini de yeryüzünde apaçık, net ve aşikâr bir şekilde gösterilmelidir.
Diyarbakır bu şerefli ve izzetli görevi yüklenmede öne çıkmıştır Sadece İslam’a yapılan saldırılara tepkisellik olarak değil, İslam’ın Peygamberini, Kitabını insanlığa sunma adına da çok büyük etkinlikler düzenlemiş ve bütün Müslümanlar bunu heyecanla karşılamış ve artık hep bekler olmuşlardır.
Bu ülkenin görünen bütün alanlarına küfrün ve kokuşmuşluğun egemen olmasına karşılık hiç kimse bizden içerilere çekilmemizi, görünmez olmamızı, buharlaşmamızı bekleyemez.
Kısacası şu vakitten sonra hiç kimse bizi evlerimize sokamayacak, camilerimize kapatamayacak ve gözümüzün Nuru olan Aziz İslam’ı meydanlara taşımamıza engel olamayacak.
Pazar günü icra edilecek büyük etkinliği de bu anlamda düşünün. Hatta bizim şu anda fark edemeyeceğimiz öyle büyük rahmetlerin coşmasına vesile olacak ki…
Pazar gününü unutmamanızı hatırlatarak cumanızı da tebrik ediyoruz!
HABERE YORUM KAT