Herkes için ADALET mümkün mü?
Adem Özköse, 'Müslümanlar herkes için adaleti arzu eder ve adaleti hakim kılmanın önemine riayet eder' konulu yazısı ile Müslümanları hak ve adil olanın şahitliğine çağırıyor.
Türkiye’de yaşanan garipliklerden biri de kendiniz gibi düşünmeyen, size göre farklı mahalleden olan biri için adalet istediğinizde başınıza gelenlerdir. Sizin gibi inanan biri için adalet istediğinizde sizi baş üstünde tutanlar, sırf haksızlığa uğradığını düşündüğünüz farklı görüşten biri için adalet istediğinizde linç girişimine başlarlar. Hatta iş hain ilan edilmeye kadar bile varabilir. Çünkü büyük bir hata yapıp(!) farklı görüşten birinin hak ve adaletini savunmuşsunuzdur. Bu konuda bir takım kesimlerin tavırları bizim için anlaşılabilir belki. Çünkü onların sahip oldukları düşünce zemini, ideolojik bagajları buna izin vermeyebilir. Fakat bazı istisnalar hariç hem yaşadığımız coğrafyanın hem de yeryüzünün vicdanı olması gereken Müslümanların hak ve adalet konusunda genel olarak kimlikçi ve mahalleci bir tavır içinde olmaları gerçekten anlaşılır gibi değil.
Konuyu biraz daha açmak için şu soruları sormak istiyorum: “Bir kişinin hak ve adaletini savunmak için illa o kişinin bizim gibi düşünüp inanması mı gerekir? Veya bir insan en büyük düşmanımız bile olsa sırf insan olduğu için onun hak ve hukukunu savunamaz mıyız? Peki bu konuya kaynaklarımız nasıl yaklaşıyor, İslam’ın hak ve adalet konusundaki tavrı nedir?”