Hercümerc
Almanya Başbakanı Angela Merkel hakkında, Hamburg İş Mahkemesi’nde görev yapan bir yargıç, suç olaylarını onayladığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Merkel, El-Kaide Lideri Usame Bin Laden’in öldürülmesine sevindiğini açıklamıştı. “Berliner Kurier” gazetesinin haberine göre, yasalara uyan bir vatandaş olduğunu ve bir yargıç olarak yasalar üzerine yemin ettiğini söyleyen Heinz Uthmann, Hıristiyan bir din adamının kızı olan Merkel’in açıklamalarını “uygunsuz ve onursuz, şaşırtıcı, insan onurunu zedeleyici, merhamet ve hukuk devleti ilkeleri gibi tüm değerlerden uzak” olarak nitelendirdi. Merkel’i, Alman Ceza Hukuku’nun ağır suçlara onay verilmesini ya da ödüllendirilmesini suç kapsamına alan 140’ıncı maddesinden dolayı suçladığı kaydedildi. Haberde Merkel’in, davanın kabul edilmesi ve dava sonucunda suçlu bulunması durumunda 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabileceği bildirildi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avusturya ziyareti öncesinde Esenboğa Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını cevaplarken Usame Bin Ladin’in öldürülmesiyle ilgili olarak “Bu şunu gösteriyor; teröristler ve terör örgütlerinin başlarının sonu, eninde sonunda canlı veya cansız bir şekilde ele geçirilmektir. Dünyanın en tehlikeli ve sofistike terör örgütünün başının, bu şekilde ele geçirilmiş olması herkese ibret vesilesi olmalı. Tabii ki, büyük bir memnuniyetle karşılıyorum” dedi. Demek ki, bu gibi konularda konuşurken çok acele etmemek gerek.. Mesela ABD’li ünlü muhalif yazar Chomsky, Bin Laden’in öldürülmesini suikast olarak nitelendirirken, ABD Başkanı Barack Obama’nın “düpedüz yalan söylediğini” ifade etti. Demek ki, aynı olaya farklı açılardan bakmak da mümkün..
Bu arada Gül’ün, günde “1 Dolarla geçinen 1 Milyar insan” vurgusu önemli. Türkiye, şu günlerde en yoksullar ve Avrupa Konseyi, yani en zenginler toplantısı İstanbul’da yapılıyor.. Davutoğlu’nun “en yoksullar” ismine itirazı haklı. Belki “Kalkınmak için desteğe ihtiyaç duyan ülkeler” demek daha doğru olur ve sorumluluğu kalkınmış ülkelere yıkar. Türkiye’nin yoksul bırakılmış 10 ülkenin acılarını paylaşmak için bir program hazırlaması da bana kalırsa övgüve değer.. Zira, acılar paylaşıldıkça azalır ve mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır..
Bugün, 2. bir konuyla ilgili MHP’lilere birkaç sorum olacak.
BU SORULAR CEVABINI ARIYOR.
1- Bu adamlar nasıl o mevkilere yükseltildiler? Bu kişilerin partide nasıl bu kadar yükseldiklerinin bir açıklaması var mı? Nasıl bu güne kadar kimse bu rezaleti fark etmedi? Ya da etmezden gelindi! 2- O kadınlar kimdi? Emekli albay eşi, Üniversite öğrencisi gibi isimlerden söz ediliyor, bunlar kim? Profesyonel mi? Başkaları ile ilişkileri var mı? Bunları kim servis ediyor. 3- Kameraları kim yerleştirdi? Bu kayıtlar niçin yapıldı? Neden şimdiye kadar beklenildi? Başkalarının da kaseti var mı? Varsa o kasetlerle ilgili şantaj-tehdit yapıldı mı, deşifre edilecekse niçin şimdi değil madem, niye bekletiliyor? Bahçeli bir yerleri, birilerini işaret ediyor ama ayrıntı vermiyor, neden? 4- Bu duruma bu milletvekillerinin anne, baba, eş, kardeş ve çocukları ne diyor? O çocuklar ne olacak, onların ruh hali, aile içi dram kimin umurunda.. 5- Bu işte adı geçen kadınların eş, anne, baba, kardeş ve çocukları ne diyor, kim bunlar? 6- Bu işlere buluşan birileri nasıl oluyor da teşkilatta, kadın ve aileden sorumlu genel başkan yardımcılığına kadar yükselebiliyor? Bu kasetler birileri tarafından servis edilirken, bu durumu fırsat bilen birileri de, birilerini “olanları görüyorsun, elimizde kasetin var” diye birilerini tehdit ediyor olabilir mi? 7-Ülkücüler bu durumda hâlâ MHP’yi sahiplenmeye devam edecekler mi? 8- Bu olaylar olurken seslerini çıkartmayan diğer milletvekilleri niçin sustular? Niye “kol kırıldı yen içinde kaldı.” Daha ne zamana kadar “kızılcık şerbeti içtim” diye kendilerini kandırıp, gerçeklerin üstünü örtmeye çalışacaklar? Bunların o zaman ötekilerden ne farkı kalıyor.. Rus fahişelerle başörtüsü fantezisini konuşanlar, kendi tabanlarını aşağılayanlar bu partide nasıl bu kadar yükselebildiler? 9- 2 kaset çıktı, kaldı 8 kaset.. MHP yöneticileri sonuna kadar beklemeye devam edecekler mi? Bahçeli bu konuda tabanına ne diyecek? 10- Haydi Genel Merkez susuyor, taşra teşkilatı, Anadolu neden susuyor ve ne bekliyor? 11- Bu iş aceba, sadece CHP ve MHP ile sınırlı mı kalacak? Yoksa sırada başka partiler, partililer de var mı? 12- Bu işi biri biliyor ki, kamera yerleştiriyor. Güvenilir, içeriden biri ki, bu işleri beceriyor. Buyurun size cevabını arayan bir düzine soru..
Bu arada Bahçeli’nin Atlantik ötesini, Ankara’yı karıştırmadan, sesini yükseltmeden, bağırıp çağırmadan, hesap sorma havasına girmeden, bu olanlar kaşısında önce bir kendisinin hesab vermesi gerekir. Tamam birileri özel hayatın gizliliğini ihlal ediyor da, peki, ihlal edilen gizliliğin ardındaki bu rezalet ne? Bana göre birileri seçim öncesi siyasi zemini hallaç pamuğu gibi atacak. Bunun arkası gelecek. Ortalık kirli çamaşırdan geçilmiyor. Kanalizasyon patladı. Dehşet dengesi bozuldu. Bakalım bundan sonra ne olacak? Sıradaki kim? Beklersek birlikte göreceğiz.
Selam ve dua ile.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT