Hemşehri olmayınca ‘istemezük!’
“Anlasam bari; bidayet mi, nihayet mi nedir?” demiş Şeyh Galip..
Biz de aynı noktadayız.
Hangisi nihayet, hangisi bidayet; anlamak mümkün değil..
Haydi hayırlısı..
Bize düşen, “besmele”yi çekmek..
Gerisi “takdir”e kalmış!
•
Sayıştay üyeleri arasından aday gösterilip, TBMM tarafından Anayasa Mahkemesi’ne seçilen Hicabi Dursun, üyelik şartlarını taşımıyormuş!
Çünkü 45 yaşını doldurmamış!
Önce Kamer Genç attı iddiayı ortaya..
CHP de sahiplendi..
TBMM’ye müracaat açıklamaları... Danıştay’da dava açma girişimleri..
Ne kadar önemli imiş, Anayasa Mahkemesi üyeliği, görüyor musunuz?
O mahkemeye, objektif karar verecek birkaç hakim geliyor diye, nasıl tutuşuyorlar, görüyor musunuz?
Kamer Bey’in bir hemşehrisi gelseydi, ne yaşına bakarlardı ne de geçmişine.
Kamer Bey’in hemşehrisi olsaydı, aynı zamanda Kemal Bey’in de hemşehrisi olurdu, otomatikman.
Kemal Bey’in.. HSYKBaşkanvekili KadirÖzbek’in. Yargtıay Başkanı Hasan Bey’in vesaire!
Zincirleme gidiyor, hemşehriler..
Hangi hemşehrilikten bahsediyorum, siz anlarsınız.
İşte o eksenden biri olmayınca, hemen kıyamet kopartılıyor!
Medyada da iddia öyle köpürtülüyor ki..
Sanırsınız ki, Sayıştay göz göre göre yaşı tutmayan bir ismi seçmiş.Aynı yanlışı TBMM de sürdürmüş!
Oysa tamamen hikayeden bir itiraz yapılıyor..
Tereddütü olanlar, açıp anayasayı okusun.
Anayasa 146. madde şöyle:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulu’nun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, (...) gizli oylamayla seçer.”
Maddede, Sayıştay GenelKurulu’nun göstereceği adaylar için bir özellik aranıyor mu?
Aranmıyor.
Şu üniversiteden mezun olsun, bu yaşta olsun, şu kadar sene çalışmış olsun..
Yok böyle bir şart.
Şöyle düşünülmüş: “Sayıştay’ın göstereceği adayın, Sayıştay’ın üyelerinden olma şartı getirildiğine göre, ayrıca Anayasa Mahkemesi üyeliği için, herhangi bir şart ilave etmeye gerek yok. Bir kişi Sayıştay’da üye ise, onun taşıdığı şartlar, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilebilmek için de yeterli şartlardır..”
Bir bardak suda kopartılan fırtınanın, tamamen boş iddialara dayandığını, sadece bu gerekçe ile mi ispatlayacağız?
Hayır..
İstemezükçülerin “45 yaş şartı”nı görüp, herkese uygulamaya kalkıştığı maddeyi de aktaralım. “45 yaş şartı”nın, Sayıştay’dan gelen üyeleri de kapsayıp kapsamadığını, sizler de direkt olarak görmüş olun.
Yine anayasanın 146. maddesinin, beşinci fıkrasından alıntılıyorum: “Anayasa Mahkemesi’ne üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış, birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az yirmi yıl çalışmış olması şarttır.”
Bu fıkrada, Sayıştay üyelerinden hiç bahsediliyor mu?
Hayır.
Yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinden bahsediliyor. Avukatlardan bahsediliyor. Üst kademe yöneticilerinden bahsediliyor. Birinci sınıf hakim ve savcılardan bahsediliyor.
Ama Sayıştay üyelerinden bahsedilmiyor.
Aynı şekilde Yargıtay ve Danıştay’dan seçilecek kişilerden de bahsedilmiyor.
O halde?
O halde, Sayıştay, Danıştay ve Yargıtay’da seçilecek üyeler için 45 yaş şartı yok.
“Var” diyenler, torunlarının ilköğretim kitaplarından, Türkçe Dil Bilgisi ders kitabını tekrar okumaya başlayabilirler..
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT