Hemen bu cuma Kur'an ile yeniden tanışalım!
Abdullah Yıldız, Allah Resulü'nün (sav) hadis-i şeriflerinde perşembeyi cumaya bağlayan gece yapılması gereken bir ibadetten hareketle Müslümanlara tavsiyelerde bulunuyor.
Abdullah Yıldız / Yeni Akit
Kalpler Kur’ân’la ferahlar
“Kalbin Baharı Kur’ân” başlıklı önceki yazımızda bazı önemli bölümleri “İslâm ve İhsan” sitesinde referansı verilmeyen çalışmadan özetlemiştik. Meğer çalışma, hadis üstadımız Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan’ın Altınoluk dergisinde yayınlanan yazısıymış. Muhterem hocam lütfedip bilgilendirdiler ve yazının, “İyi Müslüman” isimli kitabında 5. Hadis-i Şerif olarak yer aldığını açıkladılar. İmam Nevevi’nin “Riyâzüssalihîn” isimli muhteşem eserini şerh ederek ülkemizde hadislerin doğru anlaşılması ve yaşanmasında bir çığır açan İsmail Lütfi hocamın ellerinden öpüyor, kendisine hayırlı ömürler diliyorum.
Bugün de Kitabullah’la kalbimizi ferahlatmanın yolunu ve duasını bize öğreten bir hadis-i şerifi görelim:
Abdullah İbnu Abbâs (r.a.) anlatıyor: “Ali İbnu Ebi Tâlib (r.a.) Resûlullah’a gelerek:
“Annem ve babam sana kurban olsun, şu Kur’an göğsümde durmayıp gidiyor. Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorum” dedi.
Resulullah (s.a.) ona şu cevabı verdi:
“Ey Ebû’l-Hüseyin! Bu meselede Allah’ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?”
Hz. Ali: “Evet, ey Allah’ın Resulü, öğret bana!” dedi.
Bunun üzerine Resulullah şu tavsiyede bulundu:
“Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) olunca, gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk. Çünkü o an meleklerin de hazır bulunduğu meşhûd bir andır. O anda yapılan dua müstecabtır. Kardeşim Yakub da evlatlarına:
“Sizin için Rabbime istiğfar edeceğim, hele cuma gecesi bir gelsin” dedi.
Eğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk. Bunda da muvaffak olamazsan gecenin evvelinde kalk. Dört rek’at namaz kıl. Birinci rek’atte, Fâtiha ile Yâ-sîn sûresini oku, ikinci rek’atte Fâtiha ile Hâ-mim ed-Duhân sûresini oku, üçüncü rek’atte Fâtiha ile Elif-lam-mim Tenzilü’s-Secde’yi oku, dördüncü rek’atte Fatiha ile Tebareke’l-Mufassal’ı oku. Teşehhüdden boşaldığın zaman Allah’a hamdet, Allah’a senayı da güzel yap, bana ve diğer peygamberlere salât oku, güzel yap. Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar ve senden önce gelip geçen mü’min kardeşlerin için istiğfar et. Sonra bütün bu okuduğun duaların sonunda şu duayı oku:
“Allah’ım, beni hayatta baki kıldığın müddetçe bana günahları ebediyen terk ettirerek merhamet eyle. Bana faydası olmayan şeylere teşebbüsüm sebebiyle bana acı. Seni benden râzı kılacak şeylere hüsn-i nâzar etmemi bana nasib et. Ey semâvât ve arzın yaratıcısı olan celâl, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sâhibi olan Allah’ım! Ey Allah! Ey Rahman! Celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğrettiğin gibi hıfzına da kalbimi icbâr et. Seni benden razı kılacak şekilde okumamı nasib et. Ey semâvât ve arzın yaratıcısı, celâlin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi açmanı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanı, bedenimi yıkamanı istiyorum. Çünkü hakkı bulmakta bana ancak sen yardım edersin, onu bana ancak sen nasib edersin. Her şeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah’tandır.”
-Ey Ebu’l-Hasan, bu söylediğimi üç veya yedi cuma yapacaksın. Allah’ın izniyle duana icâbet edilecektir. Beni hak üzere gönderen Zât-ı Zülcelâl’e‚ yemin olsun bu duayı yapan hiçbir mü’min icâbetten mahrum kalmadı.”
İbnu Abbâs der ki: “Allah’a yemin olsun, Ali beş veya yedi cuma geçti ki Resulullah’a aynı önceki mecliste tekrar gelerek:
“Ey Allah’ın Resulü!” dedi; “geçmişte dört beş âyet ancak öğrenebiliyordum. Kendi kendime okuyunca onlar da aklımda durmayıp gidiyorlardı. Bugün ise, artık 40 kadar âyet öğrenebiliyorum ve onları kendi kendime okuyunca Kitabullah sanki gözümün önünde duruyor gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis dinleyip sonra onu bir başkasına anlatmak istediğimde ondan tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum.”
Resulullah (s.a.) bu söz üzerine Hz. Ali’ye:
“Ey Ebû’l-Hasan! Kâbe’nin Rabbine yemin olsun sen mü’minsin!” dedi.” (Tirmizî, Daavât 125)
Kur’an’la gözlerimizin nurlanması, kalplerimizin inşirahı ve göğüslerimizin ferahı için Cuma gecesi uygulamaya buyurun inşaallah.
HABERE YORUM KAT