YAHYA FIRAT / HAKSÖZ-HABER

Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 2014 yılında Diyarbakır’da Demokratik İslam Kongresi düzenlendi. Bu kongreler daha sonra İstanbul başta olmak üzere birkaç şehirde gerçekleştirildi.

HDP ve PKK’nın kontrolünde olan Demokratik İslam Kongresi’nin üyeleri, Hendek olayları sırasında Cizre, Sur, Silopi, ve Nusaybin başta olmak üzere örgütle çatışmaların yaşandığı yerlerde eylem yaptı.

HDP’nin Halklar ve İnançlar Komisyonu’na bağlı olarak kurulan Demokratik İslam Masası da bu oluşumun devamı mahiyetinde.

Son seçimlerde istediğini elde etmeyen HDP ve Yeşil Sol Parti, seçim sonrası “öz eleştiri” adı altında çalıştaylar düzenledi. Bu çalıştaylarda HÜDA PAR’ın meclise girmesi ve AK Parti’nin bölgede güçlenmesi nedeniyle demokratik İslam çalışmalarının yaygınlaştırma kararı alındı.

HÜDA PAR ve AK Parti’nin İslam’ı istismar edeceği ve dindar Kürtleri manipüle edeceği iddiasıyla kurduğu Demokratik İslam Masası’nı güçlendirmek isteyen HDP aslında İslam’ın istismar edilmesini çok da umursamıyor. Zira malum yapı yıllardır dindar Kürtlerin değerlerini tahrif etme yönünde epeyce çaba sarf etti.

İslam ile mücadele eden ve dini değerleri toplumsal alandan kazımak için elinden gelenin fazlasını yapan HDP ve öncüleri, şimdi ise dindar Kürtlerin oyunu kaybetmemek için bu masa adı altında onları kontrol etmeyi hedefliyor.

Müslümanlara düşmanlık yapan sol-sosyalist bir örgütlenmenin Müslümanların değerlerini savunacağını deklare etmesi mantığın sınırlarını epeyce zorluyor. Kendi İslam’ını ve kendine bağlı itaatkar dindar Kürt profilini oluşturmak isteyen HDP, Kürtçü hocaları üzerinden kitleyi elinde tutmaya çalışıyor.

Ancak HDP ya da PKK’nın “Demokratik İslam” dediği şey aslında sol-sosyalizmle çatışmayan, mevcut iktidara müzmin muhalif, kendileri gibi düşünmeyen Müslümanları şakşakçılıkla itham eden bir anlayışı temsil ediyor.

Bu çaba ne kadar başarılı olur bilinmez lakin HDP’nin demokratik İslam’ının, İslam’ın kendisi olmadığı gün gibi ortada…