1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. “Hayatı ve İnsanı İmtihan Üzerinden Okumak”
“Hayatı ve İnsanı İmtihan Üzerinden Okumak”

“Hayatı ve İnsanı İmtihan Üzerinden Okumak”

Özgür-Der Kocaeli Girişiminin iki haftada bir Pazar günleri düzenlediği “Temel Bilinç Seminerleri”nde bu hafta “Hayatı ve İnsanı İmtihan Üzerinden Okumak” konusu Haşim Ay’ın sunumuyla gerçekleşti.

09 Aralık 2014 Salı 18:26A+A-

Özgür-Der Kocaeli Girişiminin iki haftada bir Pazar günleri İzmit Fuar içi Sivil Toplum Merkezinde düzenlediği “Temel Bilinç Seminerleri”nde bu hafta “Hayatı ve İnsanı İmtihan Üzerinden Okumak” konusu Haşim Ay’ın sunumuyla gerçekleşti.

Halil İncekara’nın daha önce işlenen konular üzerinden öne çıkan vurguları özetlemesini müteakip konuşmasına başlayan Haşim Ay, yüksek öğrenim öğrencilerinin yoğun bir sınav temposu içerisinde olduğunu belirterek imtihan konusuna eğilmenin bu bağlamda tevafuk olabileceğini söyledi. Eğitimin hemen tüm kademelerinde sık periyotlarda çeşitli sınavlara tabi tutulduklarını belirten Ay, üniversitede vizelerin ve açık öğretim üniversitesi öğrencilerinin daha yeni sınavdan çıktığına dikkat çekerek çoğu öğrenci olan dinleyicilere “Sınavdan çıktık ama asıl sınava şimdi giriyoruz. Hayat sınavımıza kıyasen üniversite sınavları arızi bir özellikte. Dolayısıyla bunlardan çıkmanın verdiği rehavete kapılmadan asıl sınavımızı birlikte muhasebe etmekte fayda var.” dedi.

“İmtihan, İslam’ın Alem ve İnsan Tasavvurunun Şemsiye Niteliğindeki Kavramlarındandır”

Daha sonra imtihan kavramının lugavi ve ıstılahi manalarını aktaran Haşim Ay, kavramın Kur’an’da sadece iki yerde geçtiğini belirterek buna rağmen sınavı ifade eden diğer birçok alt kavrama şemsiye olmasının hikmeti üzerinde durdu. İmtihanın ağırlıklı olarak beraberinde çağrıştırdığı negatif algıların parçacı ve indirgemeci özelliğine dikkat çekerek kavramın Kur’an’da geçtiği her iki ayette de pozitif anlamda kullanıldığını söyledi.

Şemsiye niteliğinde olan imtihan kavramında insanın yaratılış amacından hayatın değerine değin birçok meselenin kendisine yer bulduğunu belirten konuşmacı, kavramı daha doğru anlamak için yine Kur’an’ın temel kavramları arasında olan sırasıyla fitne, bela ve musibet kavramlarına değindi. Konunun işlenişini hazırladığı bir slayt üzerinden yapan Haşim Ay, interaktif bir yöntem izleyerek ele aldığı her maddeyle ilgili dinleyicilerden açılımda bulunmalarını istedi.

Fitne kavramının geniş anlam yelpazesine dikkat çeken Ay, parçacı bir algıyla fitneyi olumsuzlayıp salt karışıklığa, zulme ve sıkıntıya indirgemenin beraberinde birçok sorun doğurabileceğini belirterek “Eşleriniz ve çocuklarınız sizin için bir fitnedir” ayetinin de bu bağlamda yanlış anlaşılmasının kaçınılmaz olacağını ve dolayısıyla kadın ve çocuk unsurlarını bir tür muttakice bir yaşamın önünde engele dönüştüreceğini söyledi. Ay, “Oysa ayette kastedilen fitne imtihandır. Dolayısıyla burada dışlanan eş ve çocuk unsuru değil, tersine bunların hayatın merkezine yerleştirilmesi, amaçlaştırılmasıdır. Kaldı ki ayetteki ‘eş’ vurgusunun salt ‘kadın’ olarak lanse edilmesi negatif anlamda fitnenin bizatihi kendisi konumundadır. Halbuki kadın erkek ve erkek de kadın için bir imtihan vesilesidir.” dedi.

Belanın imtihanla ilgili Kur’an’da en çok yer verilen kavramlardan biri olduğuna dikkat çeken Haşim Ay, yaygın algının aksine kelimenin nötr olduğunu ve dolayısıyla hem negatif hem de pozitif çağrışımları mündemiç olduğunu söyledi. İnsandan insana doğru düşünüldüğünde belanın genellikle olumsuzluk içerdiğini çeşitli örnekler üzerinden ortaya koyan Ay, bu bağlamda Firavun düzeninin İsrailoğullarına çektirdiği zulümlerin Allah tarafından “belau’l azim” olarak nitelendirildiğine dikkat çekti. Yine Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban etmeye götüren süreçler toplamının Kur’an’da “belau’l mubin” kalıbıyla ortaya konulduğunu vurgulayan konuşmacı, kavramın Hz. Peygamber’in etrafındaki müminlerle ilgili olarak da “belau’n hasene” (güzel bela) kalıbıyla öne çıktığını kaydetti. İmtihanla ilgili kullanılan musibet kavramının da nötr özelliğine dikkat çeken Ay, bu son kavramın fitne ve belaya oranla toplumsal muhayyilede pek bir daralmaya veya tahrifata maruz kalmadığını ifade etti. Haşim Ay, kavram analizleriyle ilgili olarak sonuçta Kur’an’dan kalkarak konunun “belau’n hasene” (pozitif imtihan) ve “belau’n seyyie” (negatif imtihan) şeklinde kategorize edilebileceğini söyledi.

Daha sonra imtihan olgusunu İslam’ın genel alem tasavvuru, insan ontolojisi ve hayatın değeri açısından irdeleyen Haşim Ay, toplumsal ilişkilerden eğitim süreçlerine; uluslararası ilişkilerden güç savaşlarına, çocuk eğitiminden eşler arası ilişkilere değin birçok alanda gerek insan-insan ilişkisi gerekse de Allah-insan ilişkisi açısından konunun kuşatıcılığını gösteren açılım ve örneklemelerde bulundu. Ve bunların da 1-beşeri sınama (veya insanın insanı pozitif ya da negatif açıdan sınaması) ve 2- ilahi sınama (Allah’ın kullarını fertler ve topluluklar bazında sınaması) kategorileri içerisinde değerlendirilebileceğini ifade etti.

Bu bağlamda Haşim Ay, özetle şunları kaydetti:

“Kur’an’ın veya İslam’ın alem tasavvuru açısından hayat/yeryüzü, insanın içerisinde barınacağı, geçineceği ve sınanacağı geçici bir yurt ya da bir okuldan ibarettir.

Bu okuldaki sınavın sonucu ahiret olarak isimlendirilen bir “öte diyar”da belirlenecek ve herkes notlarına göre muamele görecektir.

O gün tek kayırıcı (şefaatçi) yalnızca Allah’tır.

Bu okuldaki sınavını başarılı bir not oranı ile geçmenin imkânı, hayatı kuşatıcı bir kulluk istikameti ve bunun daima diri tutulmasını sağlayan sınanma/imtihan bilincini salık veren sahih bir iman ve bunun pratik tezahürler bütünü olan amel-i salihlerdir.

Bu okulda geçerli müfredat, tevhid ve şirk; ders, sadakat-ihanet ve insan da bunun odağında olan bir öğrencidir. 

Ölüm, kaçınılmaz bir son olarak her öğrencinin muhatap olacağı bir olgudur.

Öyle bir olgu ki; kulluk bilinci ile yaşamış öğrenciler açısından sınavın bittiği, mezuniyetin yaklaştığı ve ebediyet ödülünün verileceği (cennet) bir rahmet; hayat okulundaki ders süresince tembellik yapan, müfredatı ciddiye almayan, sınav bilincini yitiren ve ömürlerini kulluk ekseninden kaydıranlar için ise ders süresinin sona erdiği, sınıfta kalındığının anlaşıldığı, sınavı geçmek için yeni bir fırsatın mümkün olmadığı ebedi bir nedamet yurdudur (cehennem).”

Son olarak konuya 1-“İnsan insanı neden ve nasıl sınar?”, “Allah insanı neden ve nasıl sınar?” soruları çerçevesinde açıklık getiren konuşmacı burada imtihana konu olan davranış ve tutumları ve Allah’ın insanı imtihan etmedeki maksatları üzerine tespit ve tahlillerde bulundu.

Son olarak imtihan olgusunun daha çok ferdi bağlamda algılandığına dikkat çeken Haşim Ay, Kur’an’ın bunun yanı sıra konuyu ayrıca tarih, toplum, kimlik ve mücadele bağlamlarında da yoğun şekilde işlediğini ve inşallah bir sonraki seminerde konuyu “Tarihi Ve Toplumu İmtihan Üzerinden Okumak” başlığı altında aşağıdaki bağlamlar üzerinden işlemeye devam edeceğini söyledi:

- Öncekilerin İmtihanı, Bizim İmtihanımız

- Toplumsal İmtihan: Müminlerin Ve Kâfirlerin İnanç Tercihleri Açısından Sınanması

- Toplumsal İmtihanda Sünnetullah’ın İşleyişi ve Aşamaları

- Bir Tecrit Yöntemi Olarak Zalimlerin Müminleri Fitneye Uğratması

- Şı’bi Abdulmuttalib Örneği

- Şı’bi Abdulmuttalib’den Günümüze Ümmetin İmtihanı Ve İmtihanı Kazanma Yollarını Muhasebe Etmek

HABERE YORUM KAT