Havan ve Obüslerin Barışa Hizmet Ettiği An…
Gözlerden kaçan küçük bir haber. PKK medyasında bir paragrafla geçiştirilen haber şöyle:
“İran ordusu dün ve bugün Kandil'i obüs ve havanlarla bombaladı. HPG Basın İrtibat Merkezi, '22 Şubat günü saat 23:00 ile 23 Şubat günü(bugün) saat 02:00 arasında Medya Savunma Alanlarımızdan Kandil bölgesi sınır hattında bulunan İran ordusu denetimindeki karakollar Dola Kokê alanına bağlı Şehit Ronahi ve Şehit Nuda tepelerine yönelik obüs ve havanlarla bir bombardıman gerçekleştirmiştir' dedi.”
Saldırı bundan daha büyük bir haberi hak ediyor. Hakkari’de bir tavuğun kanadı kırılsa Türkiye’yi savaşı yeniden başlatmakla tehdit eden Kandil’den de bir açıklama gelmemişti henüz. PKK, yani PJAK 2011’de İran’daki bütün askerî faaliyetlerini bitirdiğini açıklamıştı. Yani Türkiye’nin Kandil’den beklediğini, Kandil müzakeresiz, yol haritasız, statüsüz İran’a vermişti. İran, masaya bu kadar güçlü oturtup istediğini almasını sağlayan büyük askerî operasyonu Kandil’de PKK’nın karargâhının olduğu bölgenin karşısını ağır silahlarla donatarak tamamlamıştı. Kandil’deki karargâha doğrultulmuş namlular uzun bir süre sonra ilk kez ateşlendi.
Arada çatışma haberleri gelse de İran’ın doğrudan Kandil’i vurduğunu uzun süredir duymuyorduk. Peki neden şimdi yaptı?
Bombalamanın zamanlaması dikkatlerinizden kaçmış olamaz.
Şah Fırat Operasyonu’ndan hemen sonrası…
Kızgınlığın sebebini Rudaw’a konuşan Suriye Ulusal Uzlaşı Bakanı Ali Haydar’ın ağzından duyalım. Türkiye’nin operasyonunu savaş nedeni saydıklarını söyleyen Haydar Rudaw’ın çevirisiyle şöyle demiş:
“YPG’nin yabancı bir orduyu ülkeye almaya hakkı yok. YPG Suriye’nin milli bir birliği olmasına rağmen, böyle bir karar veremez. Bu kararı sadece hükümet verebilir. YPG’den, 'zorunluluk'tan mı yoksa 'isteyerek' mi Türk Ordusu’na destek verdikleri konusunda bir açıklama bekliyoruz.”
YPG’nin “Suriye’nin milli bir birliği” olduğu kısmını şimdilik geçelim. Belki de bir çeviri hatası. Ya da daha ciddi bir hesap hatası…
Ama anlaşılan “Şah Fırat Operasyonu’nda Türk askeriyle birlikte mevzilendik” diye açıklama yapan YPG ya da birkaç gündür Türkiye’ye dönük “Biz olmasak Türk ordusu bu operasyonu yapamazdı” avcı hikayeleri anlatan PKK çevrelerini onlar da duymuş.
PYD/YPG’nin bu operasyona bir şekilde yardımının/göz yummasının bedeli Kandil’in uzun bir süre sonra vurulması olmuş olabilir.
Kandil’e havanların atıldığı anlarda muhtemelen Kandil’deki PKK liderleri Sırrı Süreyya Önde ve Ceylan Bağrıyanık’la çözüm sürecinde kendilerinden beklenen açıklama, Öcalan’ın son mesajları üzerinde konuşuyorlardı.
2011 Silvan’dan beri çözüm süreci Suriye denkleminin bir parçası. Kobani’yle açığa çıktı bu ilişki. Kandil’in bölgedeki güç dengelerinde nerede durmaya karar vereceğiyle çok ilgili çözüm sürecine ne diyeceği. Herkesle zaman zaman ittifak kurarak örgütsel çıkarı maksimalize etme stratejisinin artık yürümeyeceği bir kutuplaşma anına geliyor bölge…
Hem Suriye’nin milli güç olarak baktığı bir örgüt olmak hem Türkiye’yle barış süreci yürütmek zor artık.
PKK, Türkiye’de çözüm süreci için pozitif adımlar attıkça, Türkiye’ye yaklaştıkça karşısında İran’ı buluyor.
Geçen hafta aralarında 20 yaşındaki Saman Nesim’in de olduğu 3 PJAK’lıyı idam etti İran. Kürtler Kobani zaferini kutlarken Haseke’de karşılarında Şii milisleri ve Hizbullah’ı buldular, çatışmalar yaşandı.
Esas kıyametin koptuğu yer ise Kerkük. Cumhurbaşkanı yardımcısı yapılan Maliki’nin sevk ve idaresinde olduğu söylenen Şii milisler Kerkük’ü Peşmerge'den temizlemekle tehdit ediyorlar. Beş bin Şii Milis’in Kerkük’e girme planı üzerine Mesud Barzani Kerkük’e gidip Bağdat’a meydan okudu.
Saddam’ın Kerkük’ün Araplığını göstermek için diktiği şehrin ortasındaki dört kılıçlı heykeli yıkma talimatı dahi verdi.
Bütün bunların petrolle doğrudan ilgisi var. Kerkük petrollerini de işletmeye başlayan Kürdistan yönetimi, Bağdat’ın yaptıkları anlaşmaya yine uymadığını açıklayıp ültimatom verdi. Bağdat’ın Kürtler’e ödemesi gereken parayı yine vermemeye başladı. Hatta Kürdistan yönetimi maaş ve diğer acil harcamalar için Türkiye’den 500 milyon dolar borç aldı.
Talabani’nin lideri olduğu, İran’a yakın duran KYB’ye bağlı peşmergeler Şii Milislerin Kerkük’e girmesinden yana. Kerkük’e 150 gerillası olan PKK'nın pozisyonu meçhul.
Kandil izlenimlerini kaleme alan gazeteci Günay Aslan o meçhulün bir çatışmaya gittiğini yazdı: “Ufukta Türkiye’den ziyade İran’la ciddi bir kriz görünüyor. Zira, Kürtleri kuşatma politikasını bölgesel düzleme yayan İran, baskısını giderek arttırıyor. Bu da bu ülkeyle Kürt Özgürlük Hareketi arasındaki ateşkesin bozulması ve çatışmaların yeniden başlaması ihtimalini güçlendiriyor.”
Yani Şah Fırat Operasyonu, beklenmedik sonuçlara neden olabilir. Türkiye’nin operasyonuna destek verdiği için Suriye’nin uyardığı, İran’ın muhtemelen bu yüzden vurduğu bir PKK var artık…
Meclis’teki vekilleriyle Türkiye’de savaşı bitirip bitirmeme kararını konuşurken 3 yıl önce savaşı bitirmeye karar verdiği İran tarafından vurulan Kandil, oturup yeniden düşünmüştür herhalde…
Bazen silahlar da barışa hizmet edebilir…
TÜRKİYE GAZETESİ
YAZIYA YORUM KAT