1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Hasan El Benna ve Seyyid Kutub'un Bizlere Kazandırdıkları
Hasan El Benna ve Seyyid Kutub'un Bizlere Kazandırdıkları

Hasan El Benna ve Seyyid Kutub'un Bizlere Kazandırdıkları

Özgür-Der Bağcılar Temsilciliği dönemin son aylık programını gerçekleştirdi.

06 Haziran 2014 Cuma 12:42A+A-

Programın konuğu Bahadır Kurbanoğlu, konuşmasında Hasan El Benna ve Seyyid Kutub'un ümmete ve müslümanlara kazandırdıkları konusunu ele aldı.

Kurbanoğlu, konuşmasının başında 20. yüzyılın başında Batı ile karşılaşan ve onun karşısında yenilen İslam toplumlarının 3 farklı tepki ve çizgi geliştirdiklerinden bahsetti. Kurbanoğlu, bazı İslam toplumlarının içe kapanıcı bir çizgi izlediğini, bazılarının ise herşeyi batıdan alan bir çizgide olduğunu, bazılarının ise islahatçı bir çizgi izlediğini belirterek, Hasan El Benna'nın kurucusu olduğu İhvan hareketinin islahatçı çizgide, anlayışta kurulan ilk modern İslami hareket olduğunu söyledi.

Kurbanoğlu, konuşmasının devamında İhvan ve Hasan El Benna hakkında şu görüşleri dile getirdi;Hasan El Benna'nın amacı bir yandan sömürgeciliğin tahribatlarına karşı mücadele ederken öte yandan toplumu islamla tanıştırarak fikri, ahlaki anlamda güçlendirmek ve diriltmekti. İhvan, bunları gerçekleştirirken vurgularını ve tesbitlerini Afgani'nin öğrencileri, Abduh ve Reşit Rızadan alıyordu. İhvan, kendi içinden bir tebliğ metodu geliştirerek, düşünce ve hareket bazında ilk nüveleri oluşturmuştur.

Bahadır Kurbanoğlu, konuşmasının geri kalan kısmında Seyyid Kutub'un sahip olduğu düşünsel ve eylemsel özelliklerinden bahsetti. Seyyid Kutub, emperyalizm, siyonizm ve yerli işbirlikçilerin üçgeninde zillete düşen cemaate ne yapmalı sorusunun cevabını vermiştir. Öncü cemaatin gerekliliğinden bahsetmiş, bu öncü cemaatin Kur'an'la beslenerek cahiliyeden arınması gerektiğini ve cahiliye ile mücadele ederek ilk Kur'an neslini oluşturacağını vurgulamıştır. Cahili anlayıştaki geleneksel kalıpları sorgulayarak, tek geçerli bağın akide bağı olduğunu söylemiş ve mistik, milliyetçi, ırkçı, kapitalist, sosyalist ve diğer bütün bağları redetmiştir. Küfre ve kafirlere öykünen aşağılık kompleksi taşıyan anlayışları aşarak müslümanlara özgüven aşılamıştır. Sadece Arap milliyetçiliğine değil tüm beşeri fikirlere karşı bir özgüven aşılamaya çalışmıştır. Seyyid Kutub, özür dileyici çabaları reddetmiştir, statükoyu ve mevcut durumu haklı gösteren anlayışları eleştirmiş, İslamın birincil çabasının şartları değiştirmek ve daha iyi hale getirmek olduğunu ifade etmiştir. İslamın misyonu yaşamı yenilemek, geliştirmek ve ilerlemeye doğru itmek ve insanın yeteneklerini zorlayarak, onu yeniden inşa etmek, ileriye götürmek ve değerini yükseltmektir yani müslümanlar artık kaderin cilvesi ve zamanın uygun olmaması özrüne sığınamayacaklardır.

Haber: Murat Yürükoğulları

20140605_211102_lls.jpg

20140605_211119_lls.jpg

20140605_211124_lls.jpg

HABERE YORUM KAT

2 Yorum
  • mustafa / 07 Haziran 2014 10:37

    Akif kardeş, nereden biliyor "hep aynı adamlara aynı adamların aynı şeyin anlatılıp durulduğunu" anlayabilmiş değilim. Eğer içeriden biri olarak ve programa katılanları tanıyarak bu yorumu yapıyorsa çok yazık; daha beraber olduğu topluluğu tanımıyor demektir. (salonda pekçok genç kardeşimiz vardı; yani sadece aynı adamlar yoktu. Hasan el Benna ve Seyyid Kutub'un mesajına muhtaç sayabildiğim 10 kadar genç vardı)

    Öte yandan "hala mı bu konular?" tarzındaki serzenişe bakılırsa salondakilerden olmadığını düşünmek istiyorum. Hasan el Benna ve Seyyid Kutub gibi üstadlara romantik bağlılık içeren yaklaşımlar ne ise, onlara "ayak bağı" muamelesi yapanların durumu da bundan farksız değil.
    Kişilere bağlı İslam anlayışının aşılmasının gerekliliği üzerinde durulmuştu programda! Kutub'un "Hareket fıkhı" açılımı üzerinden. Bunu müslümanlar yapacak, hep birlikte, istişareleşerek. O yüğzden "mehdi" bekler gibi mütefekkir çıkmasını belemek yerine kendi üzerimize düşen sorumluluklara odaklanmak gerekir. Böylelikle içimizden nice mugarrebunların çıktığına da şahitlik ederiz inşallah.
    Bir sitemimde başta kendim olmk üzere, programı düzenleyen ve katılan arkadaşlara olacak. Programlar bittikten sonra işimiz bitmiş olmuyor; yorumlar bölümü bunun için var. Böylelikle emek harcanan konu ve programlar da öksüz bırakılmamış olur.

    Yanıtla (0) (0)
  • Akif / 06 Haziran 2014 16:21

    Dinleyici sayısı da bir türlü artmıyor kardeş. Hep aynı adamlar hep aynı adamlara aynı şeyi anlatıp duruyor. Ne olacak bu iş böyle?
    Bir de Türkiye'den niye bir Seyit Kutup, bir Hasan el-Benna, bir Ali Şeriati gibi dünya çapında ideologlar çıkmıyor acaba? Onu da hep merak etmişimdir. En büyük İslami entelektüel Ali Bulaç seviyesinden öteye gidemiyor. Buna da bir çare bulunmalı.
    Son olarak merhum Seyit Kutup'un faydaları oldu tabi ama onun kitaplarını okuyup anasını babasını tekfir eden de çok oldu. Bunu da unutmayalım.
    Selam ile

    Yanıtla (1) (0)