MURAT AYDOĞDU

MURAT AYDOĞDU

Yazarın Tüm Yazıları >

Hanif Din

14 Ocak 2011 Cuma 22:29A+A-

Bozulma ve Sorumluluk:

Bozulma ve sorumsuzluk, bütün sınava çekilecek varlıkların temel sorunu.

Sorumluluk karşılaştığımız her olayda inisiyatif almayı gerektirir. Sorumlulukta yargılama ve arınma söz konusu olduğunda, kendimizi, ait olduğumuz toplum kesimlerini, kaynaklarımızı, mantalite/fikir dünyamızı ve tahayyül/üretici, yenileyici düşünme biçimimizi sorgularız.1

Muhakkak ki şeytan, sürekli doğru yolun üzerinde oturur ve sureti haktan görünür.2 Bu ilk yaratılışta ilk isyanın ardından tarih boyunca gelip geçen bütün ehli kitap geleneklerinde işleyen değişmez bir süreçtir.3

Allah’tan başka, yaratılmış hiçbir şeye kutsallık atfetmeyen bir Tevhid inancının gereği nedir?

İnsanoğlu Risalet’in temsilcilerine dahi Uluhiyet ve Rububiyet yüklemedi mi?4

Oysa Risalet, müşahhas bir kişilikten daha geniş, mesajı, kitabı ve onun sürekliliğini tanımlayan bir kavramdır.5“Hanif Din” bu sürekliliği sağlayan, İbrahim’de sembolleşen, Kuran ile tamamlanan ilaçtır.

“Allah’ın kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiği bir insan, bütün bunlardan sonra: -Allah’ı bırakıp, benim kullarım olun, demez. Fakat: -Kitabı okuyup, incelediğinize göre Rabb’e kul olunuz, der.” (3 Ali İmran 79)

 

Kitap ile Uyarı:

Şeytan’ın sürekli saptırmaya çalıştığı bir mesaj’a karşılık, onu sürekli yenileyen ve insanı başıboş bırakmayan Rabbin ayetleri6 zanlara takılıp kalan insanoğlunu, yakin/kesin bir bilgi ile bağlar.7

Kuran’ın inzalinde 39,40 ve 41. Araf, Cin ve Yasin surelerinde bağlantılı bir anlatım vardır. Bize örnek verilen bir topluluğun davranışlarını kendi toplumumuza uyarlayarak düşünelim. Rabbin elçine olan hitabını bize sesleniyormuş gibi okuyalım.

“Uyarı ve öğüt için hiç sıkıntı çekmeden Kitabı oku.

 O’ndan başka evliyalar fayda sağlamayacak.

Rehavet/sorumsuzluk zalimliği doğurur, sorumluluk ise bu rehavetten kurtulmaktır.”8

“Acayip ve şaşırtıcı hayranlık uyandıran dosdoğru bir kitabı dinleyin.

Şimdi ona başka bir şeyi denk tutmadan ve aracı tutmadan okuyabiliyor musunuz?

Hem çok bilgili hem de ibadetine düşkün birileri var ve biz onlara sığınmışız.

Zannediyoruz ki onlar, Allah adına yalan söylemez.

Bütün irademizi kaplamış, onlara koşulsuz tabi olmuş, Hatta gaibi bilgileri olduklarını zannediyoruz.

Onların doğru ya da yanlış yolda olduklarını ayırt eme gücümüz var mı?

Kaçıp durduğumuz bir hidayet kitabını okumayıp sadece onlara mı bıraktık?

Rahmet kapılarını onlar aracılığı ile mi açacağız?

Çağırdığımız aracılar ne anlatıyorlar, muhakkak ki sorgulayınca birileri üzerimize çullanacaklar.

Merak etmeyin kimse kimseyi zorla alıkoyamaz, çağrılan sorgulama da zarar vermez.

Bu insanın rüştünü ispat sorumluluğudur ve yardımcı olacak olan Allah’tır.

Ve gayb sadece vahye ait bir bilgidir.

Vaat edilen gün geldiğinde zaaflar kuşatılmış ve kaydedilmiş olarak ortaya çıkar”9

“Hikmet’in kaynağı Kuran hakkı için, Onu okuyan dosdoğru yol üzerindedir.

Boyunlarına halkalar geçirilmiş, her yönden engellerle kaplanmış, önyargılarına teslim olmuş ve atalarına tabi olmuş toplumu uyar.

Uyarı ancak Kitaba uyan ve Rahman’a saygı duyanlar içindir.”10

 

Hanif Bir Din İçin:

Bütün toplumlarda tarih boyunca gözlendiği gibi günümüzde de okunan Kitap’tan tamamen farklı bir Din ile karşı karşıyayız.

Bunlar Kitabın, bunlarda falanca diğer kaynakların hükümleridir deniliyor. Elçilerin ve Salih bilinen kişilerin pratiklerini, uygulamalarını, Kitabın yansımalarını ve arka planını açıklayan diğer verileri Kitapla desteklemeden dayatan bir anlayışla karşılaşıyoruz.

Buna karşı İbrahim’in yolu Hanif Din, şirkten arındırılmış bir Din’dir.

“Ancak üstün ve hakim olan Rabden gelen bir ilim, bir gerçek, diğerleri gibi tartışılan ve fesat karıştırılabilecek bir şey değildir.

Aramızdaki ortak sözden başka dayatılan her şey bozulmaya mahkûm ve bu dayatmalar rablik iddiasıdır.

İbrahim’den bu yana süren mesele, bütünü ile bu bozulma ve hakkında kesin bilgi olmayan şeyler hakkındaki boş tartışmalardır.

İbrahim’in yolu ancak saf mesaja bulanıklık katmayan ve sadece Allah’ı veli edinenlerin yoludur.

Ayetler dururken onu saptıran, onunla batılı birbirine karıştırıp farklı bir Din icat edenler, kendilerine körü körüne inananlara karşı bir sorumluluk hissetmeyenler Dinlerine şirk karıştıranlardır.”11

 

“Halis din Allah’ındır. Ondan başka veliler edinenler:

 -Biz bunlara, bizi Allah’a yaklaştırmalarından başka bir sebeple kulluk etmiyoruz derler.

Allah, anlaşmazlığa düştükleri konuda aralarında hükmü verecektir.

Şu kadar var ki Allah; yalancı, inkârcı kimseye yol göstermez. (39 Zümer 3)

“Müşriklerden olmayan İbrahim’in hanif yoluna uy” (16 Nahl 123)

“Hanif olarak yönünü dine çevir. Fıtratımız bunun üzerinedir. İnsanların çoğunun bilmediği dosdoğru Din’in, Allah’ın şekillendirdiğinin bedeli yoktur. ” (30 Rum 30)

 

Dipnotlar:

Kuran’da Hanif kavramı 12 ayette din, millet ve Müslim kelimeleri ile birlikte geçer ve Müşrik kavramının zıttı olarak kullanılır.

1-                  43 Zuhruf 43-45

2-                  7 Araf 16

3-                  5 Maide 12-16

4-                  5 Maide 116;  9 Tevbe 31; 3 Ali İmran 80;  3 Ali İmran 64

5-                  28 Kassas 47

6-                  4 Nisa 23

7-                  2 Bakara 93; 21 Enbiya 24; 34 Sebe 31; 86 Tarık 13

8-                  7 Araf  1-9

9-                  72 Cin 1-28

10-                36 Yasin 1-11

11-               3 Ali İmran 60-75

YAZIYA YORUM KAT

3 Yorum
  • emrah kirişçi / 18 Ocak 2011 10:52

    içinde yaşadığımız dönemde şöyle bir şey gözlemliyorum. Bir insan islamla ilgili bir konu hakkında topluma yönelik bir şey söylüyorsa toplum söz söyleyende bazı özellikler arıyor. söz söyleyen ya ilahiyat fakültesi mezunu olacak, diyanette görev almış olacak, yada sülalesi peygamberin sülalesinden gelecek. bunun dışında kalan kişilerin toplumun genelinde etkili olması mümkün değil.
    kişi kendisini illa bir yere dayamalı. bilgi ne yazıkki tekelleşmiş durumda. toplum islamla ilgili kişilerin hafiften bir metafizik özelliğinin olmasını yada metafizik özelliği olan kişilerin özelliklerinin anlatı içidne olmasını istiyorlar. kabaca söylersem kendileri gibi insani özellikleri olan kişilerin laflarına kulak asmıyorlar.
    aslında bu durum bir hiyerarşik yapı kurup düzende sağlıyor. kimin hükmüne uyulacak sorusuna cevap oluyor.
    mesela murat bey seyyidlerin soyundan gelseydi o zaman sözlerini dinleyecek saha fazla kitleye sahip olur etki alanı genişlerdi. yada seminer verirken sık sık hüngür hüngür ağlasaydı o zamanda reytingi yükselerdi.
    belki arada fıkra falan da anlatmalıydı. işte o zaman kanallardan teklif bile alırdı. ama murat bey adam gibi adam olduğu için işi zor.
    demek istediğim murat beyin tespitlerinin yanında bir de olayın popüler kültür gereksinimleri var.

    Yanıtla (0) (0)
  • muhyettin fidan / 15 Ocak 2011 16:14

    hocam kalemine sağlık.
    güzel özetlemişsiniz süreci.
    1400 yıldır 'tekrarlanan' sloganlarla 'amerikayı bir kez daha keşfetmiş olduk.
    her kuran okuyan dostdoğru bir yolda olduğunu dillendiriyor zaten.
    dünya müslümanlarının hali ortada.
    doğru bir yolda olsalardı bu durumda olmazdılar zaten.
    peygamber doğru yol üzerineydi ki koca bir imparatorluk bırakıp gitti.
    sonrası malum.
    anlamadığı çözüm olmadığı halde 'neden' ısrar edersiniz peygamber sonrası ortaya çıkan öğretilerin peşinden gitmeye...
    he neyse,
    sevgiler hocam
    Allah var, sorun yok.....

    Yanıtla (0) (0)
  • vahdet / 15 Ocak 2011 13:45

    son zamanlarda haksöz haber sitesinde okuduğun en sade en yalı en anlaşılır en yazılması gereken bir yazıydı.allah razı olsun kardeş.
    kısaca vahy diliyle bir insanın nasıl olması gerektiğini nasıl hanif olunacağını çok güzel anlatmışsın. ben bu yazınızı said nursi ile ilgili yazı yazan çakırgil beyin ve said nursiyi risalei nurları yazınızın perspektifi ile okusunlar.

    Yanıtla (0) (0)