Hamas'ın Sabitelerinde Bir Değişiklik Var mı?
Zeki Beni Erşid, analiz yazısında “Hamas’ın 1 Mayıs’ta açıkladığı yeni belgesinin mahiyeti ve önemi nedir? Bu belge, misakının alternatifi midir? Bu belge, programının değişmesi midir?” sorularına cevap arıyor.
İki Belge Arasında Filistin
İslami Çalışma Cephesi Partisi eski Genel Sekreteri Zeki Beni Erşid – Aljazeera
İsrail’in Yahudi devleti fikri, Yahudilerin Filistin topraklarında sözde tarihi haklarına anlatımına dayanıyor. Siyonist hareket, bütün dünya Yahudilerinin bir araya geldiği temiz bir Yahudi devleti kurma fikrini kolaylaştırmak için ideolojik gerekçelerini gizlemiyor.
Theodor Herzl’in yazdığı ve Birinci Siyonist Kongreden bir ay önce 14 şubat 1896 yılında Viyana’da yayınlanan “Yahudi Devleti” kitabında Yahudi Devletinin İsrailoğullarının Tevrat topraklarındaki devletini temsil ettiği ifade edilir. Bu da Siyonistlerin Filistin’e bakış açılarının temelini oluşturur.
Bu düşünce, her ne kadar tarihi gerçeklere uymayan romantik bir ideoloji olsa da Siyonist Akademiya, bu tasavvuru ilmi bir gerçek haline getirmeyi başardı.
Filistin özgürlük ve kurtuluş hareketleri de “Topraksız bir halk için halksız bir toprak” diyen işte bu ırkçı ve sömürgeci yeni duruma tepki olarak doğdu. Siyonist eski başbakan Golda Meir de şöyle demişti: Filistin halkı diye bir şey yok. Onları topraklarımızdan çıkarmamıza gerek yok. Çünkü onlar, zaten yoklar.
Bu rüyalara ve bu görüşü gerçekleştirmek için verilen uluslararası vaatlere karşı Filistin’in milli mücadelesi başladı. Daha sonra 1964 yılında Arap Birliğinin kararıyla Filistin Kurtuluş Örgütü kuruldu. FKÖ, “Filistin Misak-ı Millisi” olarak bilinen ve 1993 yılında imzalanan Oslo Anlaşmasıyla ortadan kalkan belgesiyle Filistin-İsrail çatışmasına olan bakış açısını ortaya koydu.
Oslo Anlaşmasıyla başlayan yeni süreç, bütün yasakların, sınırların ve kırmızı çizgilerin üstünü çizdi. Filistin Yönetiminin bu süreçteki sebebi, beş yıl içinde Filistin devletinin kurulması idi. Bu esnada Fetih ile Hamas arasında rekabet başladı. Hamas, yayınladığı belgesiyle ve işgal için sıkıntılı olan askeri direniş eylemleriyle çatışmaya olan bakışını ortaya koyunca iki hareket arasındaki rekabet zirveye ulaştı.
Bu girişten sonra “Hamas’ın 1 Mayıs’ta açıkladığı yeni belgesinin mahiyeti ve önemi nedir? Bu belge, misakının alternatifi midir? Bu belge, programının değişmesi midir?” gibi sorulara geçelim. Fakat bundan önce birkaç hususu vurgulamak gerekiyor.
1- Filistin milli mücadelesi, Hamas ile başlamadı. Filistin halkı, her alanda büyük fedakarlıklar yaptı.
2- Müzakere ve çözüm süreci, çıkmaz sokağa girdi.
3- FKÖ’nün bir özgürlük hareketinden Filistin Devletini kurma hareketine dönüşmesi, üzücüdür. Aynı şekilde Filistin Yönetimi de Filistin Devletini kurma projesinden güvenlik koordinasyonu ve direnişi ezmekle işgale hizmet eden bir yapıya dönüştü.
4- Arap baharının başarısız olması, karşı devrimlerin başlaması ve savaş suçu derecesine çıkan baskılar ile ona eşlik eden işkence, tehcir ve hapisler; Filistin meselesine ve direnişine verilen önemin azalmasına sebep oldu.
5- Arap baharı devrimlerine olan farklı bakış açıları, her alanda Filistin meselesine verilen önemin azalmasına sebep oldu.
6- İsrail, terörün herkesi tehdit eden bir düşman olduğu fikrini başarıyla yayarak “alternatif düşman” algısı yerleştirdi. İsrail, İslam ile yan yana getirilen bu düşmana karşı birlikte hareket edilmesi gerektiğini vurguluyor.
7- İran’ın Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen gibi Arap ülkelerine uzanması, yüzleşmenin pusulasının sapmasına sebep oldu. Bunlar, İran’ın dikkat edilmesi gereken düşman olarak görülmesine sebep oldu. Şüphesiz bu sapma, özellikle de bazı İslamcılar bunu benimsedikten sonra İsrail’in işine yarıyor.
Hamas’ı belgesinde değişiklik yapmaya ve kendisini yeniden değerlendirmeye iten faktörler, sadece bunlar değil. Fakat bu, ne Hamas’ın mevcut şartlara boyun eğdiğini, ne de sabitelerinden vazgeçtiğini anlamına geliyor.
Hamas, özgürlük ile temsil edilen hedeflerine bağlı kaldığı sürece farklı şartlarda yazılan misakını yenileyebilir. Ernest Hemingway’in dediği “Sadece ölüler ve ahmaklar, fikirlerini asla değiştirmezler.”
Hamas, belki değişiklik yapmak için geç kaldı ama en azından yaptı. Bu, diğer İslami grupları değişiklik yapmaya iten bir faktör olur mu?
İslami hareketlerin zor zamanlar yaşadığı doğrudur. Fakat değişiklik yapmak ayıp değil ve sadece İslami hareketlerden beklenmiyor. Değişiklik, bütün partiler, kurumlar ve devletlerden beklenir.
Hedefler, temenniler ile gerçekleşmez. Hedefler, vizyonun açıklığı ve ciddi çalışma ile gerçekleşir. Bunun için kurtarıcı beklenmez. Meydandaki hareketlerin kuralları, çatışmanın geleceğine hükmeder: “(Allah'ın va'di,) ne sizin boş temennîleriniz, ne de ehl-i kitâbın asılsız kuruntuları ile (bağımlı) değildir. (Gerçek şudur ki:) Kim bir kötülük yaparsa, onunla cezâlandırılır ve (o takdirde) kendisine Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir!”
Kaynak: Filistin Sahnesi – 177. Sayı
HABERE YORUM KAT