Hamas'ı "terörist" ilan etmeden İsrail'i kınayamayanlar...
Mehmet Garip Tanyıldızı, Filistin meselesini ele alırken tutarsızlığın sınırlarını zorlayan argümanları inceliyor.
Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam
“İsrail'i kınıyorum ama…”
Filistin meselesi hakkında söz sözleyenlerin tercih ettikleri kelimeler ve önceledikleri mesajlar ideolojik pozisyon alışları yansıtıyor.
Konuyla ilgili samimi hassasiyet taşıyanların dışında kalanlar için bu durum stratejik konuşma gayretini gerekli kılıyor.
Kendilerini İsrail'i eleştirmek veya kınamak zorunda hissediyorlar.
Neden?
Çünkü kınamasalar ve gerçek ideolojik kodlarına uygun hareket etseler Türkiye toplumundaki politik iklimin altında kalacaklar.
Ya insanlıkları sorgulanacak ya da Siyonizmin kasasından beslenmekle suçlanacaklar.
Yakın zamanda şahit olduğumuz gibi kolektif bir boykota maruz kalacaklar.
Sosyal medya linçlerine uğrama korkusu, onları kelimelerini dikkatli seçmeye zorluyor.
Ancak, mensubu oldukları ideolojinin de dışına çıkmak istemiyorlar.
Bunun için en yaygın ve kolay kaçış güzergâhı tarafları eşitleme yoluna gitmek.
"Bağımsız gazetecilik" adı altında çeşitli sosyal medya mecralarında yayın yapan zevat arasında bu kaçak dövüş revaçta...
İsrail'i kınadıktan hemen sonra "ama" cümleleri başlıyor.
Hamas'ı da "terör örgütü" olarak gördüklerini söylemeden geçmiyorlar.
Yahut, tam tersi yapılıyor...
Hamas'ın "terörist" olduğu savının altını kalın kalın çizdikten sonra yeni bir "ama" cümlesi geliyor.
"Ama İsrail'i de kınıyorum."
Hamas "terör örgütü" olmakla itham edilirken İsrail için kınama ile yetiniliyor.
İsrail'e dönük terörizm özdeşleştirmesi ancak "Netanyahu hükümeti" ile sınırlı tutuluyor.
Hamas'a karşı ideolojik kara propagandayı meşrulaştırmanın yolu İsrail'i kınamak.
Bu şablonu herkese uygulayabiliriz.
Kim Hamas'ı terörist ilan etmeden İsrail'i kınayamıyorsa gerçek düşüncesini paylaşmıyor demektir.
HABERE YORUM KAT