"Halep'te Ateşkes Sağlanmış Değil"
Ahmet Varol yazısında Halep'e yönelik saldırıları ele alıyor, "Güven vermeyen ateşkesin ne anlamı olabilir?" sorusunu soruyor ve son olarak ABD ve Rusya arasındaki mutabakatın Beşşar Esed'i bağlamadığına dikkat çekiyor.
Halep'te Ateşkes Sağlanmış Değil
Ahmet Varol / Yeni Akit
Cenevre’de siyasi görüşmelerde bir ilerleme olmasa da masa başı pazarlıkların kesintili bir şekilde sürdüğü sırada Rus işgal güçleri ve himayesindeki Baas güçlerinin Halep’te birden ateşi tırmandırmalarının sebebi merak konusu.
Normalde ateşkesin devam ediyor olmasına ve Moskova’da ilan edilen ateşkeste sadece IŞİD ve Nusra Cephesi’nin müstesna tutulmasına rağmen bu iki örgütle hiçbir ilişkileri olmayan hedeflerin vurulmasındaki amacın ne olabileceği zaman zaman bana da soruluyor.
Bunun tek sebebi var. Bu, aynı zamanda Cenevre görüşmelerinin kilitlenmesinin sebebidir. Eğer bu sebep aradan çıkacak olsa Cenevre görüşmelerinde ilerleme sağlanacak. O da geçiş döneminde iktidarın Beşşar Esed’e verilmesi şartıdır.
Hatırlanacağı üzere İran rejiminin dinî lideri Ali Hamaney’in uluslararası ilişkiler danışmanı Ali Ekber Velayeti, El-Cezire’deki bir programda yaptığı açıklamada “Beşşar Esed bizim kırmızı çizgimizdir.” diyerek ona kesinlikle dokundurmayacaklarını söylemişti. Bu konuda Rusya ve ABD de farklı düşünmüyor.
Çünkü Esed’in aradan çekilmesi, şu anki muhalefetin güçlü bir şekilde temsil edileceği geçiş hükûmeti kurulması ve halkın iradesini özgürce ortaya koyacağı bir seçim yapılması durumunda tercihinin kesinlikle İslâmî hareketten yana olacağını çok iyi biliyorlar. O zaman Mısır ve Yemen’de maruz kaldıkları sorunun bir benzeriyle Suriye’de karşılaşacaklarından, üstelik bu iki ülkede oynadıkları fitne oyunlarının benzerlerini Suriye’de oynamaları durumunda başarılı olabileceklerinden endişe ediyorlar. Çünkü Yemen’deki fitne oyunu zaten başarılı olabilmiş değil. Suriye’de direnişin kazanması durumunda Mısır’daki muhalefetin daha güçlü bir şekilde yeniden meydanlara çıkması ihtimali var. O yüzden Suriye’de göstermelik seçim oyunuyla Baas’ın iktidarı yeniden geri alması gerekiyor. Bunun da ancak geçiş döneminde iktidarın Esed’e verilmesiyle mümkün olabileceğini düşünüyorlar.
Bu sebeple Cenevre görüşmelerindeki tıkanma geçiş sürecinde iktidarın kime verileceği konusu üzerinde. İran ve Rusya, Esed üzerinde ısrarlı. ABD görünüşte Esed’le işin yürümeyeceğini söylüyor. Ama bu tamamen taktik. Perde arkasında diğer ikisiyle ittifak halindedir. Çünkü Suriye’de direnişin kazanmasının sadece İran ve Rusya’nın değil ABD ve İsrail’in de kaybetmesi, üstelik Arap baharındaki halk devrimleri hareketinin yeniden rayına oturması anlamına geleceğini biliyor. Suudi Arabistan’ın Suriye direnişine destek konusunda samimi olmamasının sebebi de budur.
Suudi Arabistan, Yemen’de İran tehlikesini daha büyük bir tehlike olarak gördüğünden stratejisini değiştirdi. Ama öbür tarafta halk devrimlerinin yeniden rayına oturması tehlikesini daha büyük gördüğünden Suriye’de kaypak bir politika izliyor.
İşte bundan dolayı Suriye’deki muhalefeti sıkıştırmak, Cenevre’de pazarlık gücünü zayıflatmak, dikte edileni kabule zorlamak, geçiş sürecinde Esed’e razı olmalarını sağlamak amacıyla Halep’te tekrar üzerlerine bomba yağdırmaya başladılar. Çünkü direnişin kontrol ettiği bölgeler içinde en hassas ve en önemli stratejik konuma sahip olan bölge Halep ve çevresidir.
Halep’te işgalci Rusya korkunç katliamlara ve yıkıma neden olan saldırılar gerçekleştirdi. Hemen ardından BM yetkilileri Cenevre’deki görüşmelerin tehlikeye girdiği yönünde açıklamalar yaptı. Görünüşte bu açıklamalar Rusya’nın saldırılarına son vermesi ve ateşkesin korunması içindi. Ama saldırıları durdurması için Rusya’ya hiçbir baskı yapılmaması ve ABD ile ittifak halinde ilan ettiği ateşkeste verdiği sözünde durmamasından dolayı sorguya çekilmemesi gerçekte muhalefeti Cenevre’de dayatılan çizgiye çekmenin amaçlandığını gösteriyordu. Yani açıklamalar aslında Beşşar Esed üzerinde anlaşmaya yanaşmayanları korkutmak içindi.
Sonra güya ABD yeniden ateşkes sağlanması için devreye girdi. Oysa ateşkes zaten devam ediyordu. Karşı taraf ateşkesi bozmamıştı. Rusya ateşkese rağmen saldırılar düzenlemişti ve onun sorguya çekilmesi gerekiyordu. Güven vermeyen ateşkesin ne anlamı olabilir? Ama belli ki ateşkes de işgalci Rusya’nın keyfine göre uygulanıyordu. Sonra güya ABD Rusya’yı ikna etti ve yeniden ateşkes ilan edildi.
Ama bu kez Baas güçleri saldırmaya devam ettiler. Çünkü ateşkes Baas güçlerini kapsamıyordu.
HABERE YORUM KAT