Haksöz’den SEÇİM dosyası
Haksöz dergisi Mayıs 2023 tarihli 386. sayısında 14 Mayıs seçimlerine dair bir dosya ile çıktı. Dergide “Seçimlere nasıl yaklaşmalıyız?” sorusuna cevap aranıyor.
HAKSÖZ-HABER
“Kur’an’ın aydınlığına doğru” şiarıyla aylık yayınını sürdüren Haksöz dergisi Mayıs 2023 tarihli 386. Sayısında “Kemalist Vesayetin Restorasyonu mu?” sorusunu ihtiva eden bir manşetle çıktı. Dergide “14 Mayıs ve Ötesi” başlıklı geniş bir dosya yer alıyor. Yanı sıra Yasin Aktay ile Tunus gündemi üzerine bir röportaj var.
Gündem yazısında 14 Mayıs seçimlerine nasıl yaklaşmak gerektiğine dair yorum ve değerlendirmelere yer veriliyor.
Birçok noktada iktidarın dili, politikaları, kararları eleştiriyi hak ediyor ama Türkiye’nin Tayyip Erdoğan döneminde sağlıktan ulaşıma, dış politikadan güvenliğe kadar bir dizi alanda geçmişle kıyaslanmayacak şekilde kaydettiği ve tüm halkın hayatını olumlu yönde etkileyen gelişmeler mutlaka görülmelidir.
Seçim dosyasında Rıdvan Kaya, Hamza Türkmen, Şefik Sevim, Musa Üzer, M. Hasip Yokuş, Oktay Altın ve Eyüp Togan’ın yazıları var.
Rıdvan Kaya, seçim gündemini ne eklemlenmek ama ne de soyutlanmak gerekliliği üzerinden değerlendiriyor. Tarafgirliğin, ilkeleri gölgelemesine izin vermemekle birlikte Kemalist tuğyan tehdidine ilgisiz kalınmaması noktasında fikrini beyan eden Kaya, ümmet düşmanlarına velayet yetkisi tanımanın getireceği zillete dikkat çekiyor.
Müminleri doğrudan ilgilendiren gelişmeleri, akidemizi, inancımızı, kimliğimizi ilzam eden hadiseleri, ümmetin birliğini, maslahatını, geleceğini ön planda tutarak takip etmek ve gerektiği şekilde tavır almak siyasal gündemlerle oyalanmak değil, bilakis İslami sorumluluğumuzdur.
Hamza Türkmen, “Seçim Sath-ı Mâilinin Ötesini Görebilmek” başlıklı yazısında sistem içi mücadele bağlamında metodik yaklaşımları irdeliyor; cahiliyeden kopuş, tevhidî mücadele, kazanımlar, maslahat vb. vurgular üzerinden ilkesel bakış açısının 14 Mayıs seçimlerinde neye tekabül etmesi gerektiğini tartışıyor.
Seçimlerde “daha kötü”ye karşı önemsediklerimize destek vermemiz, mevcut politik hali kimlik olarak onayladığımız manasına gelmemektedir. Bu tutum bizatihi daha az tahripkâr olan imkânlara müsamaha ile baktığımız anlamına gelmelidir. Ancak bu süreç ideal siyaset açısından bir geçiş dönemidir.
Şefik Sevim, seçimlerde sadece Erdoğan’ın kaybetmesine odaklanan muhalefet odaklarının tutarsızlıklarına işaret ettiği yazısında muhalif partilerin oluşturduğu muhteris ittifaka yönelmenin sakıncalarına da dikkat çekiyor.
Sadece “Erdoğan kaybetsin de ne olursa olsun!” anlayışını savunan bir siyasi yaklaşımın, seçimi kazansa da ülkeyi yönetmesi mümkün görünmüyor. Erdoğan karşıtı bu söylem kendi içerisinde ülkeyi her türlü kaosa götürebilir.
Musa Üzer, seçimleri farklılaşan tercihler ve yeni kimlikler üzerinden ele alıyor. Özellikle muhalefet bloğunda konumlanan muhafazakârlardan sadır olan kimlikçi ve kutuplaştırma siyaseti bağlamındaki ithamların aldatıcılığına dikkat çeken Üzer, kimliksizliğin yeni kimlik edinilmesine itiraz ediyor. Millet İttifakındaki dindar unsurların Mustafa Kemal’in askerleri olarak yazılmak konusundaki heveslerini de değerlendiren Üzer, CHP’yi ve sol kültürü yeterince tanımayanların nasıl toz pembe hayallere kapıldıklarını ortaya koyuyor.
Paradoksal durum ve mantıksal çelişkiye bakar mısınız: Erdoğan iktidarının reform yıllarının eskide kaldığını söyleyerek karşı safa geçenler bu olumlu süreci baltalayan, reform politikalarına karşı çıkan laik, Kemalist, sol, mezhepçi, ulusalcı, Kürtçü bütün unsurlarla ittifak yaparak özgürlükçü, reformcu vaatlerde bulunmaktalar.
M. Hasip Yokuş, seçimlere yaklaşım meselesini din-siyaset ilişkisi üzerinden ele alarak gündelik siyasete kapılmanın handikaplarına ve temel sabitelerimize odaklanmanın değerine dikkat çekiyor.
İslami kimliğimize halel getirmeyecek şekilde; adalete, hakkaniyete ve insanlığın faydasına olan uygulamaları destekleyici ve teşvik edici; buna aykırı uygulamalara ise imkânlarımız çerçevesinde muhalefet ve ıslah edici bir rol üstlenmek gerektiğini düşünüyoruz.
Oktay Altın, 14 Mayıs seçimlerine doğru sürecin Arap medyasında ve kamuoyunda nasıl takip edildiğini; Eyüp Togan ise hassaten Batı medyası olmak üzere dünya basınında seçimlerin nasıl ele alındığını analiz ediyorlar.
Arap dünyasının önemli haber sitelerindeki Türkiye seçimleriyle ilgili okuyucu yorumları incelendiğinde birkaç yıl öncesine oranla Erdoğan’ın popülerliğinin biraz gerilemiş olduğu ancak İslam dünyasında hâlâ en fazla tartışılan, değer verilen ve savunulan liderin Erdoğan olduğu görülmektedir.
BİLGE LİDER: GANNUŞİ
Raşid Gannuşi ve arkadaşlarının tutuklanması ile birlikte Tunus’ta despotizmin ayak seslerinin yeniden kaygı verici bir boyutta duyulması sonrasında konuyu yakından takip eden akademisyen-yazar Yasin Aktay ile dergide bir röportaj yapılmış. Aktay ile yapılan röportajın yanı sıra Osman Sevim, Tunus ve Gannuşi gündemini dergi okuyucuları için yorumluyor.
İsmail Yusuf, Suriyeli muhacirlerin yaşadıkları sosyal, psikolojik, ekonomik problemleri ele alıyor. Birçok yerde karşımıza çıkan ‘Suriyeli’ ifadesinin bağrında taşıdığı ötekileştirici tutuma dikkat çekiyor.
Çeviri yazılarda Hassan İbrahim, Cinderes’te Nevruz günü 4 Kürt sivilin katledilmesi sonrasında HTŞ’nin ağırlığını koymasını; Haid Haid, Rusya’ya yönelik yaptırımların Rus-Suriye ilişkisini nasıl yönlendirdiğini analiz ediyor.
Murat Kayacan, Kur’an’daki 4 kısa surenin; Kâria, Tekasür, Hümeze, Asr surelerinin içerdiği mesajları Kur’an yorum literatürü ışığında irdeliyor.
Bedia Sütşurup, Ali Akkuş’un “Kur’an’da ‘İlm’ Kelimesinin Kronolojik ve Etimolojik İncelemesi” başlıklı doktora tezini değerlendiriyor.
Sinan Kıranşal ve Ergin Sönmezler, geçtiğimiz günlerde Rabbimize yolcu ettiğimiz kıymetli kardeşimiz Ersin Sönmezler için duygularını paylaşırlarken son olarak dergide Fevzi Zülaloğlu ve Bünyamin Doğruer’in şiirlerine de yer veriliyor.
İRTİBAT:
0212 524 10 28
HABERE YORUM KAT