1. YAZARLAR

  2. Yıldıray Oğur

  3. Hakkaniyetten ayrılanı nasıl kurt kaptı? -2-
Yıldıray Oğur

Yıldıray Oğur

Yazarın Tüm Yazıları >

Hakkaniyetten ayrılanı nasıl kurt kaptı? -2-

23 Eylül 2013 Pazartesi 12:03A+A-

Suriye ve Gezi sürecinde Türkiyeli liberal, laik, Kemalist yazarların en sert anti-AKP yazılarının çıktığı Beyrut merkezli Al Monitor sitesine yakından bakmaya başlamıştık. Sitenin kurucusu ve sahibi Cemal Daniel’in Lübnan’da yayınlanan (New York Times’a göre) pro-Suriye çizgisindeki As Safir’in hisselerini almasından sonra medyadaki ikinci yatırımı 2012 yılının başında kurduğu Al Monitor sitesi.

Al Monitor sitesinin Lübnan’daki kadrosu ve Lübnan yazarlarının tamamı Hizbullah yanlısı gazete ve televizyonlardan seçilmiş isimler.

Biri hariç. Al Monitor’un Lübnan yazarlarından Ali Hashem, Hizbullah’ın kanalı Al Manar’dan yakın zamanda Al Mayadeen’e transfer olmuş. Tesadüfe bakın ki Lübnan’da yeni yayına başlayan bu kanalın ortakları arasında İranlılarla birlikte Esad’ın kuzeni Rami Makhlouf da var. Hashem, Hizbullah Ordusu, Kuseyr’e girerken, Nasrallah’a şükran tweetleri atan inanmış bir Hizbullahçı. Yine As Safir ve Al Monitor yazarı Sami Kleib de Esad’ın medya danışmanlarından Luna Chebel’le evli.

Peki Al Monitor’ün İran Nabzı bölümünde yazan İranlı yazarları kimler?

Mohammad Ali Shabani Hamaney’e yakın Stratejik Araştırma Merkezi’nde çalışan bir uzman. Haziran 2013’e kadar birlikte çalıştığı son patronu İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ymiş.

Kayhan Barzegar ve Hossein Hafezian da yarı resmî Orta Doğu Stratejik Çalışmalar Enstitüsünden. Banafsheh Keynoush, Ahmedinejad’ın aralarında olduğu son üç İran Cumhurbaşkanı’nın tercümanı. Bijan Khajehpour ise İran’da iş yapacak şirketlere danışmanlık hizmeti veren yine rejime yakın bir firmanın sahibi, ekonomist.

Al Monitor’un en ünlü İranlı yazarı ise Seyid Hüseyin Mousavian. İran’ın eski Almanya Büyükelçisi, yeni nükleer müzakerecisi, lobicisi. Şimdilerde Princeton’da dersler veren Mousavian’ın esas şöhreti ise 1992’deki Berlin Büyükelçiği’nden geliyor. O yıl Berlin’deki Mykonos Restaurant’ta İran Kürdistan Demokratik Partisi’nin liderleri öldürülmüştü. 1997’de Alman mahkemesi katliamın arkasında İran rejimi ve Mousavian’in başında olduğu İran’ın Berlin Büyükelçiliği olduğunu açıklamıştı.

Biraz da sitedeki haberlere ve yazılara yakından bakalım.

Al Monitor’de Suriye’de Kriz başlığı altında verilen Suriye haberler ve yazılar Esad’ın kahvesini içerken okuyabileceği türden. Suriye’de krizin sebebi de zaten El Nusra Cephesi ve ABD müdahalesi ihtimali. Sadece Lübnan sayfalarında Haziran 2013’e kadar 32 adet Nusra ile ilgili haber çıkmış. Bunların 28’i Hizbullah ve Esad yanlısı gazetecilerin elinden çıkma, propaganda haberleri. Suriye’de savaşın Esed’in hoşuna gitmeyen gerçek yüzü hakkında neredeyse hiçbir şey yok.

Son birkaç haftanın Suriye başlıklarına bakmak yeterli: “Obama’nın gereksiz kırmızı çizgisi”, “Suriye krizinde ABD’nin simyası Rusya”, “Rusya inisiyatifi Suriye’de savaşın aşılması için umut sunuyor”, “Suriye’deki İslamcı Militanlar Hristiyanları tehdit ediyor”, “Irak’ın Suriye krizine karşı birliğe ihtiyacı var”, “ABD’nin Suriye’ye hava saldırısı Suriyeli Hristiyanları korkutuyor”, “Maliki, Suriye krizini çözmek için inisiyatif önerdi”, “Libya Suriye’ye müdahaleye karşı”, “Suriye içindeki muhalifler operasyona karşı...”

Esed, İran eleştirisine rastlanmayan Al Monitor’da Suriye meselesinde en çok eleştirilen ülke ise Türkiye. Hem de bunu yabancılar değil, sitenin Türk yazarları yapmakta:

“Rusya Türkiye’yi Suriye’nin kimyasal saldırı tehdidinden kurtardı” (Kadri Gürsel) “Türkiye’nin Suriye Kâbusu kötüden berbata doğru gidiyor” (Semih İdiz) “Mahkeme dosyası Türkiye’den İsyancılara silah gittiğini ortaya çıkardı” (Tulin Daloğlu) “Suriye hükümeti ve Kürtlerin hoşlanmadığı biçimde Türkiye isyancılara barınak sağlamaya devam ediyor” (Amberin Zaman) “Türkiye sınırlarını cihatçılara kapatmalı” (Tulin Daloğlu)

Site hakkında fikirlerimiz pekişsin diye son yüklenen İran haberleri ve yorumlarındaki başlıkları da gözden geçirelim: “Ayetullah Hamaney’in kahramanca esnekliği”, “İran, politik tutukluları Ruhani’nin BM ziyareti öncesinde serbest bırakıyor”, “Ruhani yönetiminde İran Facebook üzerinde yeniden düşünüyor”, “İran’da Devrim Muhafızlarının ekonomik rolü azalacak mı?”

Sitedeki Irak ve Lübnan sayfalarındaki haberler ve yorumlar da Maliki ya da Nasrallah’ta yandaş medya hissi uyandırıyordur muhtemelen. Tesadüfe bakın ki Filistin sayfalarında hava bir anda değişiyor. Suriye’den Katar’a cephe değiştiren Hamas hedefte. İran, Irak, Lübnan laik ve demokratik ülkeler olduğundan onlara dokunmayan eleştirilerin okları Hamas’a yönelmiş: “Gazze’de düşünce özgürlüğüne saldırılar sürüyor”, “Hamas’ın İslamizasyon politikaları Gazze’yi bir kalıba döküyor”...

Sitede nabzın en yüksek attığı sayfalar ise Türkiye sayfaları. En sert eleştiriler, yazılar, haberler AKP ve Erdoğan hakkında. Hem de Türkiyeli yazarların elinden.

İşte son Türkiye haberlerinden seçmeler:

“Türkiye’nin Kürt Yol Haritası yönünü kaybediyor” (Fehim Taştekin) “Türkiye-PKK barış süreci çıkmaz sokakta mı?” (Yavuz Baydar) “Türkiye'de rejim demokrasiye mi, faşizme mi evriliyor? (Orhan Kemal Cengiz) “Türk etkisi Yemenlileri bölüyor”, “Türkiye Orta Doğu’da stratejik bir çıkmaza mı girdi?” (Taraf) “Yeni kısıtlamalar Türkiye’de alkolü yeraltına itiyor” (Emre Kızılkaya-Hürriyet)...

Nefret hakkaniyetin gözlerini kör edince bu karanlık dehlizleri bol coğrafyada kötü yollara düşmek an meselesi. Öyle ki Türkiyeli bir liberal, bir solcu, bir Kemalist, AKP nefretinden kendini bir anda Hizbullah ve İran yanlısı bir propaganda sitesinde hem de Türkiye’ye demokrasi ve özgürlük dersleri verirken bulabilir.

Bu bölgede demokrat kalmak da, yolunu kaybetmemek de çok zor. Dikkat, dikkat!

TÜRKİYE

 

YAZIYA YORUM KAT