Hakimler ve Başkanvekili, Tike’de kebapta!
Aklınıza yanlış bir şey gelmesin. Hukuk devleti için çalışıyor, sayın eski bakan ile HSYK Başkanvekili.. Ne diyorlar: “Tike var Tike.. Çay Yolu’nda..” Ankara’yı çok az bilirim.
1990’lı yıllarda, birkaç yıl boyunca gazetenin Ankara’daki davalarını ben takip etmiştim. Sıhhiye’deki Adliye’ye bu sebeple gidip gelmişliğim var.
Ama sabah Ankara’dayım. Duruşmadan hemen sonra, saat 14.00 mü olur, 15.00 mi, hemen otobüse atlar dönerdim.
Tesadüf bu ya, o tarihlerde de, yine sayın eski Adalet Bakanı ile birkaç davamız vardı. Onlar için gidip geliyordum, Ankara’ya..
Ama Ne Tike’yi biliyorum, ne de Çay Yolu’nu..
Yalan olmasın.
Çay Yolu’nu, sol tandanslı zenginlerin mekanı diye kulaktan dolma da olsa duymuşluğum var..
Neyse..
Bizim hiç görmediğimiz, bilmediğimiz Tike’de imiş buluşma..
Devletin çatısının çökertilmemesi için, “Tike”de buluşuyor, 1992-1994 arası yargıdaki kadrolaşmanın mimarı AdaletBakanı ile, o mimarlık sırasında Ankara’ya getirilen bugünün HSYKBaşkanvekili..
Sadece ikisi mi?
Hayır..
Başka gelecekler de var...
Kimler gelecekmiş peki; “Tike”deki kebap ziyafetine?
Eski Adalet Bakanımız Seyfi Dede’ye göre, gelecekler “İstanbul’dan!”
Aaaa..
İstanbul'dan gelenler de, kim olalar acaba?
Hem de, “görüşmek için geliyorlar”mış.. “Hemen dönecekler”miş!
Görüşmenin ayrıntılarını okudukça, kim oldukları da çıkıyor ortaya..
“Adamlar, malum bildiğin kişiler falan” diyor eski AdaletBakanımız..
Demek ki, HSYKBaşkanvekilimiz, daha önceden biliyor, gelenleri..
Biraz daha okuyoruz.
“Onların, diğer ikişer şeyinden, üyelerinden de sıkıntıları oldu!”
Tamam işte..
Mahkeme başkanları imiş, misafirler!
Mahkeme başkanları, aldıkları maaş ile, Tike’de kebap yemeye, günü birlik gelip, nasıl dönerler?
Hakkari’de görev yapan hakim kardeşim..
Van’da görev yapan savcı kardeşim..
Var mı sizin de böyle bir lüksünüz?
Yoksa, gidiş gelişler, bir yerlerden mi organize ediliyor?
Seyfi Dede mi getirip götürüyor bunları?
Baksanıza, Başkanvekili de hatırlatıyor Seyfi Dede’ye: “İnşaallah Sayın Bakanım. Yani onların isteklerini de yerine getirirsiniz inşaallah!”
İnşaallah.. İnşaallah..
Haydi bakalım çözün bu işi..
“AKparti kadrolaşıyor.. Yargıyı ele geçiriyor” diyorlar..
Burda kadrolaşmayı geçmişiz, İstanbul’dan Ankara’ya, kebap yiyip dönme işleri var!
Kadrolaşma aşılmış.. Sen ben olmuş, su sızmıyor aradan!
Biri eski AdaletBakanı ve şimdinin avukatı..
Diğeri, tüm hakim ve savcıların disiplin işlerine bakan, ayrıca atamaları yapan kurulun Başkanvekili..
Öbürleri de, senin benim davalarıma bakan, onu bunu 5 yıl, 10 yıl, 20 yıl hapse atma yetkisi ile donatılmış hakimler!
Oturmuşlar Tike’de kebap yiyorlar!
Birden bu sahne canlandı gözümde..
“İşte” dedim.
“İşte hukuk devleti!”
Sizce de öyle değil mi?
Hah hah hah..
Hiç gülesim yoktu..
Hukuk devleti resmiyet ister beyler. Ciddiyet ister.
Tike’de yemek de ne oluyor?
Kebapsız gitmiyor mu, boğazınızdan..
YARSAV Başkanı Emine Hanım ne der bu Tike işine?
“Hakimlerin, savcıların Tike’ye gitme hakkı sınırlandırılamaz” diye mi bakar olaya.. Yoksa başka bir açılımı da var mı bu olayın?
Ne dersiniz Ali Suat Bey?..
Bilir miydiniz siz, Başkanvekili’nin Tike’ye gitmişliğini?..
Orada eski AdaletBakanı ile, mahkeme başkanları ile özel görüşmeler yaptığını?..
Normal midir tüm bunlar?
Bunlar normaldir de, anormal olan bizler miyiz?
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT