1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Hakimler konuşuyor.. Basın dışarı!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Hakimler konuşuyor.. Basın dışarı!

06 Aralık 2010 Pazartesi 00:12A+A-

1992’den bu yana, Türk yargısına hükmeden “Seyfi Oktay çizgisi”nin yükselttiği hakimlerin çoğunluğunu teşkil ettiği YARSAV’ın, dün genel kurulu vardı.

Bir dernek, hele hele de bu dernek hakim ve savcıların üye olduğu bir dernek ise; basından ve dolayısıyla halktan gizli ne konuşabilir?
İllegal bir dernekten bahsetmiyoruz.
Yasadışı hedefler için kurulmuş, naylon bir dernekten de bahsetmiyoruz.
Üyeleri arasında 85 adet Yargıtay üyesi olan, Danıştay’dan da 14 üyesi bulunan bir dernekten bahsediyoruz. Başsavcılar, Ağır Ceza reislerinin olduğu bir dernekten bahsediyoruz.
Divan Başkanı, kendisi de Yargıtay üyesi olan Mahmut Kamacı, şöyle bir genel girizgahtan sonra, “Basın mensupları, haydin dışarı” demiş!
Yüksek yargıçların basından gizli ne faaliyetleri olabilir ki acaba?
Orada ne konuşacaklardı ki, basın mensuplarını dışarı çıkartıyorlardı acaba?
Ben merak ededurayım, yönetim kurulundan Hüseyin Köse bey, hemen izahat getirmiş, “basın mensuplarını dışarı çıkartma” operasyonuna: “Genel Kurul’u basına kapatma kararı, Yönetim Kurulu’nun değil, Divan heyetinin kararı.”
Sanki Divan Kurulu’nu, YARSAVüyeleri seçmemiş de, bakanlık komiseri atamış!
O da sizin seçtiğiniz Divan Başkanı değil mi, Hüseyin bey?!
Neyse ki, Divan Başkanı’nı fazla dışlamanın abes kaçacağını hemen farketmiş Yönetim Kurulu’nun değerli üyesi.. Ve “gizliliği” şu sözlerle savunmuş: “Mesleki, mesleğe özel tartışmalar yapılacağı için böyle bir karar alındı.”
Karşınızdakiler hukukçu olunca. Hem de yüksek yüksek yargıda hukukçu olunca.. Bize de “Mesleki konuların gizli olarak görüşülmesi gerekiyor demek ki!” diye kabul etmek düşüyor.
Ne olabilir ki, “gizli mesleki konu”?
“Üyemiz İlhan Cihaner’i nasıl beraat ettireceğiz” şeklinde “mesleğe özel tartışma” mı acaba, gizliliğin sebebi?
Veya, “Üyemiz Osman Kaçmaz, otel odasında kadınla basılmış. HSYK tarafından ihraç edilmesi kesin gibi. Nasıl kurtarabiliriz, kaçamak yapan üyemizi?” konusu mu, gizliliğin sebebi?
Belki de, YARSAV’ın yönetim kurulu üyesi Remzi Özdemir’in, “Osman Kaçmaz ve bir avukat ile birlikte Hatay seyahatine katılmış olması”dır; gizliliğin sebebi.
Tecrübeli hakimler, nasihat ederler: “Avukatlarla fazla sıkı fıkı olmayın!”
YARSAV üyesi hakimler ise, avukatlarla gazinoda eğleniyor, sonra da yan yana odalarda konaklıyorlar..
Aynı işadamının ödediği ücret karşılığında!
Sadece avukatla sıkı fıkılık değil, bir de otel ücretini işadamına ödetme rezaleti var, sizin anlayacağınız!
Hep kötüniyetli olmayalım..
Belki de, bu yanlışların, YARSAV’a zarar verdiği konuşulmuştur.
Bir yönetim kurulu üyesinin, böyle bir rezaletin içinde olamayacağı tartışılmıştır.
4.Ceza Dairesi’ndeki yargılaması sırasında, dernek genel başkanının duruşma salonuna giderek destek verdiği Osman Kaçmaz’ın, “bu kaçıncı vukuatı” diye eleştiriler yapılmıştır belki de.
“Hakimler böyle yanlışlar yapmaz. İdealistlik iddiasındaki dernek üyeleri hiç yapmaz. Dernek yönetim kurulu üyesi hakimler hiç yapmaz” diyerek, arkadaşlarını hem dernekten hem de meslekten istifaya çağırmışlardır belki de.
Biz tahminlerimizi sıralarken, ajanstan bir haber daha geçti..
Basına kapalı da olsa, içeride konuşulanların bir kısmı gazetecilerin eline geçmiş yine de..
En ilginç konuşmayı, Adana’ya sürülen eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner yapmış: “Yargıtay binalarının, yargı mensuplarının dinlendiği bir süreç yaşıyoruz. Bu süreçte, güçlü birYARSAV’a ihtiyacımız var” demiş.
Daha önce de sormuştum, “Kamu binalarının dinlenmesi diye bir şey nasıl söylenebilir? Kamu binalarında, tuvalet hariç her şey şeffaf olmak zorunda değil mi zaten?”
Cihaner’in konuşması üzerine tekrar soralım: “Yargıtay’da gizli bir şeyler mi yapılıyor ki, dinlenmesinden rahatsız oluyorsunuz?”
Demirel, 1991 seçimleri öncesinde “şeffaf karakol” vaadini şöyle formüle ediyordu: “Camdan duvarla örülmüş karakol sözü veriyoruz!”
Demirel o karakolları gerçekleştiremedi ama, yargıya “Seyfi Oktay” damgasını vurdurdu.
Şimdi ben öneriyorum, “Yargıtay binası, camdan duvarlarla örülmeli!”
Hatta, her odaya, kameralar konulmalı..
“Türk Milleti adına” kararlar verilen binada neler oluyor, Türk Milleti canlı canlı izlesin..
“Var mısınız, gizli genel kurul yapan YARSAV”cılar?

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT