Hak-İş’ten Taşeron İşçilerin Kamuda İstihdamına Dair Öneriler
Hak-İş, kamu istihdamında hizmet kalitesini ve verimliliğini merkeze alacak kanun çalışması yapılmasını öneriyor.
Taşeron işçilerin kamuda istihdamında Hak-İş’ten çarpıcı öneriler (1)
Ahmet Ünlü / Yeni Şafak
Köşemizde taşeron işçilerin kamuda istihdam yöntemiyle ilgili yapmış olduğumuz öneriler ciddi ses getirdi. Bu yazılar nedeniyle, Hak-İş Genel Başkanı Sayın Mahmut Arslan Bey'le taşeron işçilerin kamuda istihdamıyla ilgili sorunları ve çözüm önerilerini enine boyuna görüştük. Doğrusu Sayın Arslan'ın konuyu hem devlet hem de işçiler açısından dengeli bir şekilde çözme gayretinde olduğunu gördük. Son derece verimli geçen görüşme sonrasında bu yazımızda Hak-İş'in hükümete yapmış olduğu önerileri paylaşacağız.
Kamu istihdamında hizmet kalitesi ve verimliliği esas alınmalı
Hak-İş, kamu istihdamında hizmet kalitesini ve verimliliğini merkeze alacak kanun çalışması yapılmasını öneriyor. Bu bağlamda bir işçi sendikasından “Kamu İstihdamında Hizmet Kalitesinin ve Verimliliğinin Artırılması Hakkında Kanun Çalışması” önerisinde bulunulması takdire şayandır. Hükümet tarafından bu önerinin üzerinde durulması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu çerçevede, kısa vadede taşeron işçilerin 4857 sayılı İş Kanunu'na göre kamuda istihdam edilerek hizmet kalitesinin arttırılması ve performansa göre ücret ve esnek çalışma sistemlerinin ön plana çıkarılarak kamuda işçi kadrolarına alınmasının sağlamasını öneriyor. Bu önerilerin kamu personel reformu için önemli bir yapı taşı olacağını düşünüyoruz.
İşçi kadrolarının kamuda yaygınlaşması sağlanmalı
Yine Hak-İş, kamu istihdamında sayın Cumhurbaşkanı'nın önerisi doğrultusunda kamu çalışanı kavramını esas alarak orta vadeli istihdam önerisinde bulunuyor. Buna göre, orta vadede, ilk planda kısa vadede gerçekleştirilecek olan kamuya işçi kadrosuna alınan taşeron işçileri gibi 4/c çalışanlarını da aynı istihdam alanı içinde birleştirmeyi öneriyor. İkinci aşamada ise devletin asli ve sürekli görevleri dışında istihdam edilen 4/b'li sözleşmeli personellerin 4857 sayılı Kanun anlamında işçi olarak istihdam edilmesine yönelik kanun çalışmasını öneriyor.
Yukarıdaki planlamalara ilişkin ilgili reform düzenlemelerinin yürürlüğünden sonra da kamuda hizmet alımı ile yeni bir taşeron işçisi ile 657 sayılı Kanun'un 4/b' ya da 4/c maddesine göre personel istihdamı yapılmamasını öneriyor. Bir anlamda asli ve sürekli kamu hizmeti tanımını yapın ve memur kime denilecekse o memur statüsünde olsun diyor.
Çözüm, Kamu Personel Reformuna katkıda bulunmalı
Yapılacak uzun vadeli bir planlama ile Kamu Personel Reformu'nun genel prensiplerine uygun olarak idareyi temsil ve yetki kullanarak çalışan memurlar ile özel personel yasası bulunan memurlar dışındaki kamuda çalışanlara yönelik olmak üzere bir "kamu çalışanı" modeli oluşturulmasını öneriyor.
Daha önceki yazılarımızda da belirtmiş olduğumuz üzere, Kamu Personel Reformu'nun temeli asli ve sürekli hizmet tanımının net bir şekilde yapılması ile asli ve sürekli hizmet ifa etmeyecek personelin memur olmasının önüne geçilmesinden geçmektedir.
Zaman içerisinde devletin asli ve sürekli görevlerini ifa eden devlet memurları ile bu kanuna tabi olarak istihdam edilen ve 4857 sayılı İş Kanunu sisteminin geçerli olacağı işçilerden oluşan iki tür «kamu çalışanı» öneriyor ki bu öneriyi benimsememek mümkün değildir.
Bu yolla kamu çalışanlarının istihdam modelleri sadeleştirilecek ve benzer işi yapanlar arasındaki farklı çalışma şartları ortadan kaldırılarak, kamu çalışanlarının çalışma şartları bakımından birbirine yaklaştırılmasını öneriyor.
Bir sendikadan performans ve hizmet kalitesi önerisi
Hak-İş, hazırlanacak kanun kapsamında kamuda hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik olarak ülke çapında ve yapılan hizmetlere göre performans kriterleri belirlenmesini ve hizmet kalitesinin devamlılığının sağlanmasını öneriyor.
Yine, 4857 sayılı Kanun'a bir takım sınırlamalar getirilerek kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılması ve sürekliliğinin sağlanması yönünde çalışma yapılması öneriliyor. Yanlış anlaşılmasın bu öneriyi işveren sendikası önermiyor, işçi sendikası öneriyor.
Somut performans kriterleri getirilmek suretiyle, kamu ve özel sektör çalışanları benzer performans gereklerine kavuşturularak aradaki farklılıkların ortadan kaldırılması öneriliyor. Taşeron işçilerin kadroya geçirilmesinde en fazla korkulan şeyin hizmet kalitesi ve performans düşüklüğünün olduğu unutulmamalıdır.
Alışılagelmiş rehavet ve katı güvenceler nedeniyle kamu hizmetlerinin kalitesinin ve veriminin düşmemesi için, İş Kanunu'ndaki katı sınırlamalara bir takım istisnalar getirilmesini, yani belirli süreli iş akitlerinin kolaylaştırılması vb. tedbirlerin alınmasını bu suretle de 657 sayılı Kanun'un katı uygulamalarına da son verilmesi gerektiğini öneriyor. Bu öneri memur sendikalarını kızdırsa da gerçeği görmezden gelmek doğru değildir.
Taşeron işçilerin kadroya alınmasında benimsenecek ilkeler
Başlangıç olarak taşeron işçiler şu anki çalışma şartları ile istihdam edilmesini, bu şekliyle de kamuda istihdamın özel sektöre oranla daha cazip olmasının engelleneceğini düşünüyor.
Yine, aynı gerekçe ile 6772 sayılı Kanun'da değişiklik yapılarak ödenecek ikramiyelerin performansa ve kıdeme bağlanarak özel sektör ve kamu çalışanları arasında dengesizliklerin en aza indirilmesi öneriliyor ki, bize göre önceki hizmet kalitesi ve performans önerisiyle bire bir örtüşüyor.
Taşeron işçilerin kamuda 4857 sayılı Kanun kapsamında istihdam edilmesi gerektiği ve bunun her kesim için en makul yöntem olduğu belirtiliyor.
Bundan böyle kamu kurumları hizmet alım ihaleleri yerine doğrudan istihdam (İŞ-KUR üzerinden) suretiyle hizmetlerini yürüteceklerdir.
Kanunun yürürlüğünden sonra memurlar ve özel personel kanunları bulunan kamu çalışanları hariç, kamuda 4/b, 4/c ve 4/d kapsamında çalışan istihdam edilmeyecek, mevcut çalışanlar zaman içerisinde gönüllülük esasına göre bu kanun kapsamına alınacaklardır. Yarın kaldığımız yerden konuyu izaha devam edeceğiz.
HABERE YORUM KAT