“Hadislerin Günümüze Aktarımı ve Yaşayan Sünnet”
Özgür-Der Eynesil Temsilciliğinin düzenlediği 'Muhammedi Sünnet Dersleri' ana başlıklı seminerlerin altıncısı yapıldı.
Özgür-Der Eynesil Temsilciliğinin düzenlediği 'Muhammedi Sünnet Dersleri' ana başlıklı seminerlerin altıncısı olan 'Hadislerin Günümüze Aktarımı ve Yaşayan Sünnet' Konusunu Haksöz Dergisi Yazarı Hamza Türkmen sundu.
Eynesil Özgür-Der 'de 'Hadislerin Günümüze Aktarımı ve Yaşayan Sünnet' konulu seminerin sunuculuğunu KTÜ Özgür-Der Gençliğinden Bahadır Bayram yaptı.
Kemalpaşa Yeryüzü Kültür Derneği'nden Bahattin Yılmaz hocamızın Kuranı Kerim tilavetiyle başlayan programda Haksöz Dergisi Yazarı Hamza Türkmen şunları söyledi;
'Hadislerin günümüze aktarımı söz konusu olduğunda vahye muhatap olan vahyi yanlış ifade ettiğinde bizzat Allah tarafından düzeltilmesi söz konusu olan, İslam'ın şahitliğini bize en güzel şekilde yansıtan Resululah (a.s) ile irtibatımız akla gelir.
Resulullah'ta insandı. O'nun masumluğu yalnızca vahyi anlayıp hayata aktarma noktasındadır. Hata yapma ve hatasının Allah tarafından düzeltilmesi söz konusudur.
Resulullah(a.s) şahitlik ve şehitlik konusunda bize örnektir. Önemli olan Kuran'ı bütün olarak nasıl hayata aktarıp, nasıl şahit olduğu ve bizim de nasıl şüheda bir toplum olmamız gerektiğidir.
Allah bizden vahyi anlamamızı ve hayata aktarmamızı ister. Kuran 'mübin' vasfıyla apaçık bir kitaptır ve herkes anlayabilir; fakat önemli olan Resulullah'ın nasıl anladığı ve bizler için nasıl açıkladığıdır.
Temel ölçü muhkem ayetlerdir. Müteşabih ayetleri yorumlayanlar asla muhkem ayetlerle çelişmemelidirler. Örneğin 'İnsana ruhundan üfledik' ifadesini 'İnsan Allah'ın bir parçasıdır.' şeklinde bu hataya düşmüşlerdir. Muhkem ayetlerle çelişen bu yorum yanlıştır ve bunun kim tarafından söylediğinin bir önemi yoktur. Resululah(a.s) da akidesini yalnızca Kuran'dan almış, tevhidi ölçüyü bu şekilde korumuştur.
Sünnet,Resulullah'ın Kuran'dan anladığıdır. Kuran'ı Resulullah'ın nasıl anlayıp uyguladığı, bizim Resulullah'la olan irtibatımız noktasında önemlidir. Aslı Kuran'da olan Resulullah'ın uyguladığı söylenen bütün formlar bizim için sünnettir.
Sünnet, bizim çözemediğimiz konuları Resululah'ın nasıl çözdüğünün esasıdır.
Aslı Kuran'da olan hükümler bize mütevatir olarak gelir. Resulullah'ın uygulamaları bize tüm ekoller tarafından ittifak halinde ve devamlı uygulanarak gelir. Kuran bize ilmel yakin olarak gelmiştir.
İtikadi, siyasi, sosyal ve ekonomik hayatın tüm sorunlarına Kurani perspektifle yaklaşmalı, sünneti de bu ölçüde anlamalı ve yaşatmalıyız.
Furkan Suresi 30. ayette 'Benim Kavmim Kuranı mehcur bıraktı' şikayetine muhatap olmamak için bu ölçüyü korumak önemlidir. 'Nafile' ile 'Sünnet' kavramları birbirine karıştırılmamalıdır. Bizim için sünnet asıldır ve bütüncül olarak anlaşılmalıdır. Bu yüzden mutlak uygulanması gereken bir uygulama bir 'sünnet' kapsamına girer.
Mezhebini 'akaid' yerine koyanların ilk öğrenmeleri gereken şey Resulullah'ın akaid kitabının Kuran olduğudur. Allah,Resulullah (a.s) başka kitap vermemiştir. Şirkten arınmak için Resullah'ın Kurani formuna uygun hareket gerekir. Bunun için tek muradımız Muhammedi Sünnet 'ten ayrılmayan Islah Ekolleri ve Islah önderleridir. Şehid Seyyid Kutup'un söylediği gibi tanıklık eden bir Kuran nesli yetiştirmeliyiz.
Sünnet vakanın uygulanma şeklidir. Hadis ise vakanın tamamının değil vakadan izler taşıması halidir. Hiç bir hadis moto mot aktarılmamıştır; fakat bizim için değerlidir. Çünkü sahihse sünnetten izler taşır. Hadisler sünnet değildir; fakat sünnetten izler taşır.
Amacımız rivayetleri tahfif etmek değildir; ama rivayetlerin sahihliğini anlamak için bu rivayetlerin Kuran ve Siyer bilgileri dahilinde değerlendirilmesi gereklir.
HABERE YORUM KAT