Günümüzün Siyasal Muhafazakarları!
Biz müslümanlar; değişimin yönüne göre tavır belirlemekle mükellefiz. Değişim insanın meyyal olduğu zalimlik ve cahillik boyutuna götürüyorsa, toplumu ifsad edip, ekini ve nesli yok ediyorsa; nimeti ve emaneti muhafaza etmek zorundayız.
Sinan Ön / Haksöz Haber
Bugün Türkiye siyasetine liderlik eden ideoloji muhafazakar düşünce geleneğinin devamı olarak nitelendirilmektedir. Söylemin muhatapları bu ideolojiyi kabul etmiş olsalar da, son dönemlerde yaşanan değişim ve dönüşüm realitenin böyle olmadığını düşündürmektedir.
Muhafazakarlık kelime olarak; “Düzeni korumak”, “Varolanı muhafaza etmek” fikirlerini barındırır. Akla güvenmez, değişime kuşku ile bakar. Değişim kaçınılmaz ise bu değişim baba, lider, rahip, öğretmen, devlet gibi otorite eli ile aile, eğitim, kültür ve din gibi değerler korunarak yapılır. Mevcut hukuki durumu (statüko) korumak gerekir. Toplumda çatışma, kargaşa ve kaos olmaması için bu şarttır!
İdeoloji, toplumsal alan ve politik alanda akıldışı kaynaklara aşırı önem verir. Geleneği tabulaştırarak taassup haline getirir. Gelenekle özdeşleştirilen ön yargıya göre eylemde bulunanlar için,“Ne yapmak gerektiğini bilmek” tir. Bu atalardan devralınan mirasdır, korunmalı ve yeni kuşaklara aktarılmalıdır.