Güney Afrika polisi gizli bir askeri kampta eğitim aldıkları şüphesiyle 95 Libya vatandaşını sorgulamak üzere gözaltına aldı.

Polis Cuma günü yaptığı açıklamada, ülkenin kuzeyindeki Mpumalanga eyaletinde White River'daki bir çiftlikte bulunduğu iddia edilen askeri kampa sabah saatlerinde bir baskın düzenlediğini belirtti.

Polis sözcüsü Donald Mdhluli, "Onları şu anda tutuklamıyoruz, ancak sorgulamak üzere gözaltına alıyoruz ve herhangi bir suç faaliyetini araştıracağız" dedi.

"Bölgenin bir güvenlik şirketi için eğitim kampı olduğu söyleniyordu, ancak görünüşe göre burası bir askeri üs" diyen Mdhluli, güvenlik şirketinin sahibinin Güney Afrika vatandaşı olduğunu da sözlerine ekledi.

Polis, Libyalıları gözaltına alma ve kampı kapatma çalışmalarının iki gün önce başladığını söyledi. Olay yerinden aktarılan televizyon görüntüleri, yeşil askeri tarzda çadırlar ve kum torbalarının bulunduğu kampın dışında yoğun bir polis varlığı olduğunu gösteriyor.

Ulusal polis sözcüsü Athlenda Mathe, X'te yaptığı bir paylaşımda Libyalıların ülkeye güvenlik görevlisi olarak eğitim almak üzere çalışma vizesiyle girdiklerini söylerken, yapılan ilk soruşturmalarda bunun özel bir askeri eğitim olduğunun tespit edildiğini ifade etti.

Söz konusu 95 kişinin herhangi bir gruba bağlı olup olmadığı henüz netlik kazanmadı.

Libya, ülkede uzun yıllar iktidar olan Muammer Kaddafi'nin 2011 yılında NATO destekli bir şekilde devrilmesinin üzerinden on yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen hala çatışma ve iç savaşla çalkalanıyor.

Ülke, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Trablus merkezli hükümet ile ülkenin doğusundaki rakip yönetim arasında bölünmüş durumda.

Petrol zengini ülkede son dört yıldır nispeten sükunet sağlanmış olsa da silahlı gruplar arasında zaman zaman çatışmalar yaşanıyor.

Güney Afrika polisinin Mpumalanga'daki il komiseri Tümgeneral Zeph Mkhwanazi, "Eyaletimizin ve ülkemizin güvenlik ve istikrarına yönelik her türlü tehdidi çok ciddiye alıyoruz" dedi.

Ofisinden yapılan açıklamada soruşturmanın "halen devam ettiği" belirtilirken, "toplum güvenliğine yönelik acil bir tehdit" olmadığının altı çizildi.