Gülerce Buyurdu: Gazetenin Yayın İlkesine Uyulmalıdır
Gülerce’yi içine sindirebilen, tahammül edebilen ama Taşgetiren’i sindiremeyen Kekeçlere yazıklar olsun!
Kerime Yıldız, enpolitik.com sitesinde yazdığı köşe yazısında Ahmet Taşgetiren’in STAR gazetesindeki yazılarına son verilmesini doğru bulan Hüseyin Gülerce’nin tezatlarını aktarmış:
Star gazetesi yazarları Ahmet Taşgetiren ve Ahmet Kekeç arasında günlerdir devâm eden bir polemik var.
Nihâyet bugün, Hüseyin Gülerce de topa girdi.
Gülerce, Nuray Mert Cumhuriyet’ten gönderildiğinde Cumhuriyet yönetimini haklı bulmuş. Çünkü her gazetenin yayın ilkesi varmış. Bu kural, her gazete için geçerliymiş.
Müslüman mahallesinde salyangoz satılmazmış. Çalıştığınız gazetenin yayın ilkelerine, fikirlerine uyarsanız yazmaya devam edebilirmişsiniz.
Kısacası Gülerce, Ahmet Taşgetiren’in Star’dan gönderilmesini istiyor.
Star’ın bütün yazarları, 17/25 Aralık sürecinin Erdoğan ve AK Parti’ye karşı siyâsî bir darbe teşebbüsü olduğu konusunda hemfikirlermiş. Üstelik bu darbe teşebbüsünün FETÖ tezgâhı/kumpası olduğu delilleriyle ortaya çıkmışken, “ama rüşvet/yolsuzluk iddiaları, saatler vardı…” diye başa dönerseniz “aradan şu kadar yıl geçti, ne oldu şimdi?” sorusu, elbette sorulurmuş.
Daha bir sürü şey….
İsteyen istediğini sorsun, ben başa döneceğim.
17 Aralık Operasyonu sırasında Ahmet Taşgetiren Bugün’de; Hüseyin Gülerce ise Zaman gazetesinde yazıyordu.
17 Aralık’da Hakan Şükür istifâ ettiğinde, Taşgetiren, yanlış yaptığını yazmıştı. Gülerce ise, “Şükür’ün istifâsı hükûmete son uyarı” diye twit atmıştı.
Dahası var..
Ahmet Taşgetiren, 25 Aralık gelmeden Bugün gazetesinden ayrıldı. Vedâ yazısında şöyle diyordu:
“Bugün, vedâ günü. Uzun yazmayacağım. Gelinen noktada, BUGÜN'de yazı hayatımın zorlaştığını ve böyle bir vedânın kaçınılmaz hâle geldiğini düşünüyorum. Ben AK Parti'yi, Türkiye'nin son 60 küsur yıllık hayatının bir kazanımı olarak değerlendiriyorum.”
Gülerce ise 17-25 Aralık’a rağmen Zaman’da Ağustos 2014’e kadar yazmaya devam etti. Zaman’ın yayın ilkeleriyle uyumlu olmalıydı ki kovulmamıştı.
Ağustos ayında ne olmuştu peki? Tayyip Erdoğan, halkın oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Şimdi Taşgetiren’i sorgulayan Gülerce, Ağustos 2014’e kadar Tayyip Erdoğan’ı ve Ak Parti’yi yerden yere vuran bir gazetede nasıl yazabildi?
Yazıklar olsun!
Gülerce’yi içine sindirebilen, tahammül edebilen ama Taşgetiren’i sindiremeyen Kekeçlere yazıklar olsun!
Gülerce, 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu’nda Gülen’in evli barklı bir adamı dövdüğünü söylediğinde, Ak Parti Vekili Emine Nur Günay, kariyerli birisi olarak böyle bir şeyden sonra niçin ayrılmadığını sormuştu. Gülerce’nin cevâbı müthişti:
“Âşığın gözü kör oluyor.”
Gülerce, her bahar âşık olan romantikler gibi. O bahar Gülen’e, bu bahar Erdoğan’a… Kim güçlüyse ona… Yine aşktan gözü bir şey görmüyor olmalı ki Taşgetiren’in kovulmasını bile isteyebiliyor.
Ah Gülerce ah!
Sana ne desek boş!
Âlem adamsın!
Gözün kör olmasın emi!
HABERE YORUM KAT