Gülen: “Askeri Vesayet Bitti, AK Parti Vesayeti Başladı!”
Fethullah Gülen, Financial Times'da yazdığı yazıda yürütme erki içindeki küçük bir hizbin, ülkenin geleceğini rehin almış durumda olduğunu ileri sürdü, askeri vesayetin yerini şimdilerde yürütme vesayetinin aldığını iddia etti.
Fethullah Gülen, AK Parti içerisindeki bir grubun ülkenin geleceğini rehin aldığını, askeri vesayetin yerini AK Parti vesayetinin aldığını öne sürdü.
İngiltere merkezli Financial Times (FT) gazetesine yazdığı makalede Gülen, Türkiye’de ifade özgürlüğünün ayaklar altında olduğunu iddia ederek, toplumdaki farklılıklara saygı ve hoşgörü temelinde bir araya gelinmesi gerektiğini söyledi. Gülen, kendisinin son 15 yılını manevi bir inziva hayatı içerisinde geçirdiğini savundu ve “Türkiye’deki durum nasıl olursa olsun, hayatımın geri kalan kısmını aynı şekilde devam ettirme niyetindeyim” ifadesini kullandı.
YÜRÜTME ÜLKENİN GELECEĞİNİ REHİN ALDI
Son dönemde hükümetin yürütme erki içindeki küçük bir hizbin, ülkenin geleceğini rehin almış durumda olduğunu iddia eden Gülen, halkın demokratik mülahazalarla AK Parti’ye verdiği desteğin yitirildiğini ve ülkenin Avrupa Birliği’ne girme fırsatının da tehlikeye girdiğini öne sürdü.
17 Aralık operasyonundan sonra hazırlanan HSYK Kanununu da eleştiren Gülen, askeri darbelerin ve siyasi istikrarsızlığın pençesinde geçen dönemin ardından AK Parti’nin reformlarının destek gördüğünü fakat bu reformlardan artık vazgeçildiğini söyledi.
Fethullah Gülen, HSYK yasası, interneti düzenleyen kanun, ve MİT’te düzenleme yapan yasa tasarısının gerek Avrupa Birliği gerekse başka Batılı merciler tarafından ciddi tenkit edildiğini savundu.
“ASKERİ VESAYETİN YERİNİ AK PARTİ VESAYETİ ALDI”
Askeri vesayetin yerini şimdilerde yürütme vesayetinin aldığını iddia eden Fethullah Gülen, vatandaşların siyasi veya dünya görüşlerinden ötürü fişlendiğini; devlet görevlilerinin siyasi çıkar mülahazalarıyla sürekli olarak yerlerinin değiştirildiğini; medya, yargı ve sivil toplumun şimdiye kadar hiç olmadığı kadar baskı altına alındığını iddia etti.
Yenilenmenin çözümünün siviller tarafından hazırlanan yeni ve demokratik bir anayasa olduğunu belirten Gülen, demokrasinin, İslam’ın idareyle alakalı prensipleriyle çatışmadığını ve hayatın korunması ve din hürriyeti gibi İslam’ın ahlaki gayelerinin demokrasilerde daha iyi bir şekilde gerçekleştiğini iddia etti. 1970’lerden beri toplumun her kesiminden cemaatine destek verenlerin eğitim müesseseleri ve projeleriyle toplumun her kesimine fırsat eşitliği sağlamaya çalıştıklarını savunan Gülen, cemaatin siyasi güç veya bunun getireceği avantajlar peşinde olmadığını ifade etti.
CEMAAT KİME OY VERECEK?
“Bütün vatandaşlarımızın kendi serbest tercihleri yönünde demokratik anayasal haklarını kullanmaları tavsiyesi dışında, herhangi bir partinin desteklenmesi ya da engellenmesi gibi bir düşünce ve davranış içinde değilim ve bundan sonra da asla olmayacağım” diyen Gülen, halkın herhangi bir partiden ziyade millet ve memleket menfaatlerini öne çıkaracaklarını ümit ettiğini söyledi.
TÜRKİYE’YE DÖNECEK Mİ?
Hayatının son 15 senesini manevi bir inziva halinde geçirdiğini iddia eden Gülen, yazısını şu ifadelerle tamamladı:
“Türkiye’deki durum nasıl olursa olsun, hayatımın geri kalan kısmını aynı şekilde devam ettirme niyetinde olduğunu söyledi. Fakat temennim odur ki, mevcut sıkıntılar bir fırsat bilinerek Türkiye demokrasisi, hürriyetleri ve hukuku daha ileriye götürülsün. Temel demokratik ilkelere bağlılığımızı yenileyerek ülkede güven ve istikrarı yeniden ikame edebileceğimize ve böylelikle bölgeye ve dünyaya ilham kaynağı olmuş Türkiye misalini tekrar ikame edebileceğimize inancım tamdır.”
HABERE YORUM KAT