1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Güle güle sana yolun açık olsun!
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Güle güle sana yolun açık olsun!

28 Ağustos 2007 Salı 10:19A+A-

Tamam, sonunda Gül 3. Turda Cumhurbaşkanı..

Benim desteğim buraya kadardı. Kim bilir, bakarsınız bundan sonra eleştirebilirim.
İlle de eleştireceğim diye bir şey yok. Yanlış bulduğum bir şey olursa eleştiririm. Elbette doğru bulduğum şeyleri de desteklerim.

Adaletten sapmadığı sürece yolu açık olsun.

Çok fazla istediğim, beklediğim bir şey yok.. Gölge etmesin önce. Önce zarar vermesin..
 “Def-i mazarrat celbi menafiden evladır.”

Gül"ün Cumhurbaşkanı olması ile bütün sorunlar çözülmüş değil elbette. Ama Gül'ün Cumhurbaşkanlığının sembolik bir anlamı var.. Bu yeni bir dönemin başladığını gösteriyor bize..

Henüz yolun başındayız. Şimdi kapsamlı bir anayasa değişikliği gerekiyor. Hatta bu meclisin kurucu meclis gibi çalışarak baştan sona yepyeni bir anayasa yapması gerek ve mutlaka bu anayasanın millete sunulması, referanduma götürülmesi gerekiyor.. Hükümet, ya da parlamentonun konu üzerinde uzlaşması, hükümetin önerisinin Cumhurbaşkanı tarafından onanması yetmez..

Yine anayasa çalışmalarının üniversiteler, STK'lar, DTÖ'ler ve Media tarafından ciddi olarak tartışılması gerekir.. Aceleye getirilmeden, konuşa konuşa.. Bu demek değildir ki, ne zaman olursa olsun.. Bir dakika bile geciktirilmeden ama aceleye de getirilmeden..

Hatta, anayasa değişikliği ile ilgili olan, acil olmayan diğer yasama faaliyetleri de ertelenebilir..

İktidarın ilk işi bana kalırsa istihbarat ve güvenlik faaliyeti olmalı..

Esasen işe önce güvenlik diye başlamak doğru ve sağlıklı bir iş değil.. Burada güvenlikten kastım, birileri, yabancı istihbarat örgütleri, çete ve terör timleri, darbeciler, ortamı bulandırmak için hem devletin tepesindekileri hem de toplumun belli kesimlerini hedef seçebilirler.. Onlara bu fırsatı vermemek gerek..

Son birkaç yılda binlerce çete elamanı, tetikçi suikast tim mensubu yakalandı ve bu kişilerin önemli bir bölümü içerde, önemli kısmı da sanık olarak yargılanıyor.

Ama henüz bunların lider / komuta kademesine yönelik bir operasyon yapılmadı. Bu yapılmadan, tetikçilerle sınırlı bir operasyonun fazla bir anlamı yok.. Aslında merkezdekilerin kontrol altına alınması ile, tetikçiler ve taşeron örgütler sahipsiz kalacaklarından eylem yapmaya cür"et edemezler.. Güvendikleri dağlara kar yağdığını görürlerse, kendilerini korumaktan aciz abilere bel bağlamazlar..

Çeteler pes etmiş değiller henüz.. Hatta öfkeden sarhoş olmuş durumdalar. Bana kalırsa en tehlikeli aşamadalar..

Medyatik, sansasyonel operasyonlar değil, daha sessiz, sakin, hayali iddia ve isnatlara dayalı değil, suçüstü operasyonlarla aslında bu çeteleri en yakınlarının bile sahiplenme ve savunmalarının mümkün olmadığı şartlarda ele geçirmek gerek..

Bir de “medya, mafia, sermaye...” diye devam eden malum çevrelerin en gizli toplantılarını, realtime yayınlamak da bence muhteşem bir ironi.. 28. Şubat'ta CD ile dağıtılırdı gizli toplantıdaki konuşmalar, artık canlı yayına geçtiler. Teknoloji gelişti netekim..

Sezer"e gelince, onu hiç özlemeyeceğiz. Ne kendi eyledi rahat, ne aleme verdi huzur..

Mahkeme kadıya mülk değil derler ya, sonunda o da gitti..

Emeklilik hayatı “Çankaya sürgünü”ne döner mi bilmiyorum. Hani Evren'inki “Marmaris sürgününe” döndü de.. Kurtardığı halktan korkuyor hâlâ.. Öteki kurtarıcı liderlerin ise nerede olduklarını zaten kimse bilmiyor.. Keşke köşkünde oturup anılarını yazsa, belki de yapacağı en iyi iş o olur..

Ya da Cumhuriyet'e yazarlık yapmayı düşünür mü bilmiyorum. CHP'ye genel başkanlık filan.. Bakalım sivil hayata döndüğünde kendisi ile ilk röportajı kim yapacak? Köşk'ün ilk ya da daimi misafirleri kimler olacak?

Sezer'in Çankaya'dan ayrılmasına en çok CHP üzülecek. Kriz çıkarma konusunda en önemli müttefiğinden mahrum kalmak çok kötü bir duygu olsa gerek CHP için.. Baykal kendini öksüz çocuk gibi hissedecektir herhalde..

Gül'ün Çankaya'ya çıkışı bir milad olacak. Gül tartışması CHP'yi ağır bir şekilde yaraladı; ANAP"ı, DYP"yi, GP"yi bitirdi. Gül'e Çankaya yolunun açılmasında katkı sağlayan MHP, Gül'le ilgili tartışma ortamında, ANAP ve DYP'nin, GP'nin devre dışı kalması ile barajı aştı.. Gül ile MHP arasında garip bir bağ var sanki..

Bu süreçte sağ ne yapar, MHP yakaladığı bu rüzgarı sürdürebilir mi, bilmiyorum ama CHP, özellikle Gül"ün seçilmesinin ardından anayasa değişikliği sürecinde aynı tavrını sürdürecek olursa, Baykal ve CHP yıl sonundan önce, büyük ihtimalle yeni, ağır bir darbe daha alır ve DSP mecliste etkili bir grub kurar ve ayrıca CHP'den ayrılanların oluşturacakları yeni bir sol hareketin ardından ana muhalefet MHP'ye geçer.. Bu CHP için yolun sonu olur..

Bu arada Baykal şu başörtüsü takıntısından da bir kurtulsa artık. Modacı Fatih Saraç, “Başörtüsünü magazin konusu yapmak hiç doğru değil” diyor ve ekliyor, “Hayrünnisa Hanımefendi"nin şu an kullandığı başörtüsüyle ilgili bir rahatsızlığı var mı yok mu bunu kimse sormuyor.” Hani şu sözde çağdaş, ilerici Kemalist kadın hakları savuncuları (!) Saraç'tan biraz ders alsalar.. Başörtüsünün sınırını modacı değil ilahiyatçı belirler. Neslihan Yargıcı'nın sözleri daha da çarpıcı: “Hayrünnisa Gül, Hollywood'a değil, Çankaya Köşkü'ne çıkıyor. Ona çizilen başörtüsü şekilleri çok çirkin” ifadesini kullandı. “Hayrünnisa Hanım'ın keyfinden değil, inancı gereği örtündüğünü” söyleyen Yargıcı'ya göre “Türkiye'nin 'first lady'sinin tarzı Türk kadını tarafından örnek alınacak.”

İddia ediyorum Yargıcı'nın “din kültürü” Baykal'dan Ali Topuz'u bilmem ama, CHP'nin hızlı Atatürkçü ve monşerlerinden çok daha fazla.. (Aramızda kalsınlar kendileri bir şeyh torunudur da!)

Sezer'e güle güle derken, Gül'e hoş geldin, safalar getirdin; Allah utandırmasın, Allah affetsin, Allah gönlünü genişletsin, anlayışını güçlü, sözlerini tesirli kılsın diye dua ediyorum.. Eşine, basının ve malum çevrelerin hezeyanları, tehditleri karşısında sabrı cemil diliyorum..

Beraat kandilinizi tebrik ediyorum.

Selâm ve dua ile.

Vakit

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum