Görmez'den Kur'ani Bir Sosyal Dayanışma Ahlakına Çağrı
Diyanet, "Kimsesizlerin Kimsesi Olmak" adı verilen kitapta Kur'an'da sosyal dayanışma ahlakı, kimsesizlerin kimsesi Hazreti Peygamber, iyilik ve takva üzerine yardımlaşma gibi konulara yer verdi.
Bu yılki ramazan ayı temasını "Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın... Bu Ramazan ve Her Zaman" başlığı altında "yalnızlık" olarak belirleyen Diyanet İşleri Başkanlığınca temayla ilgili kitap da hazırlandı.
"Kimsesizlerin Kimsesi Olmak" adı verilen kitapta Kur'an'da sosyal dayanışma ahlakı, kimsesizlerin kimsesi Hazreti Peygamber, iyilik ve takva üzerine yardımlaşma gibi konular yer aldı. Kitabın sunum yazısı ise Diyanet İşleri Başkanı Görmez tarafından kaleme alındı.
Çorak toprakların suya olduğu gibi bütün insanlığın da ramazan ayının rahmet iklimine ihtiyacının olduğunu belirten Görmez, "Milletimize acılar içinde kıvranan İslam coğrafyasına barış, huzur, adalet, özgürlük, şefkat ve merhamet getirmeli Ramazan" görüşünü paylaştı.
Ramazanın her sene insanları değiştirmeye, yalnızlıklarını ortadan kaldırmaya, değerleri yeniden hatırlatmaya geldiğini vurgulayan Görmez, "Kendimizi onun şefkatli ellerine teslim etmeli, ramazanı değiştirmemeli, bizi değiştirmesine izin vermeliyiz. Bu ayı bir eğlence sektörüne, şatafata, gösterişe, reklama ve israfa dönüştürmeden ibadet, Kur'an, sabır, infak ve oruç ayı olduğunu unutmadan idrak etmeliyiz" ifadesini kullandı.
Sokak çocukları ve yetimler
Teknolojinin hızla geliştiğine, insanların birçok sanal yolla iletişim sağlayabildiğine dikkati çeken Görmez, "Farklı yaşam biçimleri, ölçüsüz maddileşme eğilimleri, dünyevileşme, bireysellik, bencillik, insanların tutkularına esir olması, neme lazımcılık gibi olumsuzluklar insan ilişkilerinin bütün boyutlarını olumsuz yönde etkilemektedir" değerlendirmesinde bulundu.
Bencillik ve bireyselciliğin insanoğlunu esir aldığını vurgulayan Görmez, haz kültürünün insanı yalnızlaştırıp büyük kayıplarla karşılaşmasına neden olduğunu belirtti.
Yoksulluğun sadece maddi olmadığını, insanın bir dostunun olmamasının da yoksulluk olduğunu bildiren Görmez, "Çağın en büyük hastalığı her şeye sahip olduğu halde yalnız kalmaktır" görüşünü paylaştı.
Suriye'den Türkiye'ye gelen çok sayıda sığınmacının bulunduğunu bildiren Görmez, mülteciliğin tüm dünyanın sorunu olduğunu ifade etti. Müslümanların ahlakının kimseyi kimsesiz bırakmamak ve yalnızlıkları paylaşmayı gerektirdiğine dikkati çeken Görmez, büyükşehirlerde hala üç bine aşkın çocuğun sokaklarda kimsesiz yaşadığını kaydetti. Müslüman toplumda sokakta kalan bir çocuğun olmaması gerektiğine vurgu yapan Görmez, yetimlere de sahip çıkılması gerektiğini belirtti.
Huzurevleri
"Yaşadığımız zaman dilimine kadar İslam toplumlarında bulunmayan bir müessese olan huzurevlerinde kalan yaşlılarımıza da sahip çıkmalıyız" ifadesini kullanan Görmez, şunları kaydetti:
"Şu an ülkemizde 20 binin üzerinde büyüğümüz yalnızlığa itilmiş durumda. Yaşlılarımızı, eli öpülesi büyüklerimizi göndermek zorunda olduğumuz mekanlara aslında huzurevi diyemeyiz. Oralarda evlat hasreti içerisinde, torunlarını kucaklayamadan yalnızlığa itilmiş bir halde kalanlara sahip çıkıp her evi bir huzurevine çevirmeliyiz. 'Büyüklerimize saygı, küçüklerimize sevgi ve şefkat göstermeyen bizden değildir' diyen bir peygamberin ümmeti olduğumuzu unutmamalıyız."
Yeni Şafak
HABERE YORUM KAT