Gizli tanık Mahir: Talimatları Demirtaş'a PKK verdi
Kobani olaylarına ilişkin davanın iddianamesinde, ifadelerine yer verilen gizli tanık Mahir, eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın PKK/KCK'nın talimatları doğrultusunda sokak ve meydanlara çıkma çağrısında bulunduğunu anlattı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen Kobani olaylarına ilişkin iddianamede, gizli tanık Mahir'in ifadeleri dikkat çekti.
"Hiçbir eylem rastgele, talimatsız değil"
Mahir, Türkiye’de PKK/KCK adına gerçekleştirilen legal, illegal, korsan gösteri ve eylemlerin hiçbirinin rastgele, kontrolsüz, plansız veya talimatsız yapılmadığını, bütün eylemlerin Kandil tarafından örgütün ideolojik çizgisi ve dönemsel politikaları doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli olarak planlandığını anlattı.
Türkiye’de PKK adına gerçekleştirilen demokratik görünümlü barışçıl gösteri, miting ve yürüyüşler "serhildan" (halk ayaklanması) kategorisine girmeyeceğini belirten Mahir, "KCK tarafından bir eylemin 'serhildan' olarak kabul görmesi, eyleme katılan kitlenin sayısal azlığı veya çokluğu ile belirlenmez. Eylem esnasında taş, molotof, havai fişek, el yapımı patlayıcı kullanılıp kullanılmadığı, polis ile çatışmaya girilip girilmediği ile değerlendirilir." ifadelerini kullandı.
Gizli tanık Mahir, Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından PKK'nın Suriye'nin kuzeyinde alan kazanmasıyla birlikte Kandil'de bulunan örgütün merkez yönetiminin, Temmuz 2012'de, Suriye'deki kazanımları "devrim" olarak nitelendirdiğini ve Türkiye'de etkili olduklarını düşündükleri il ve ilçelerde "öz yönetim" ilan etmeyi planladıklarını kaydetti.
Kobani’de IŞİD ve YPG arasındaki çatışmaların şiddetlendiği bir dönemde, PKK'nın Kandil'de bulunan yöneticilerinin Türkiye'deki sol-sosyalist çevreleri IŞİD ile YPG/YPJ arasında yaşanan mücadeleye destek vermeleri için harekete geçirmek istediğini belirten Mahir, "Bu kapsamda örgüt, Türkiye'deki tüm örgütsel yapılarına sık sık talimatlar gönderdi. Bu talimatların Türkiye'de birinci dereceden muhatabı Türkiye KCK genel sözcülüğü, kadın ve gençlik sözcülüğüdür." bilgisini verdi.
6-8 Ekim olayları esnasında, örgütün Türkiye KCK sözcülüğünde bulunanların Mazhar Öztürk, Cihan Ekin, Ferhat Aksu, Yahya Figan, Enver Güngör ve Ruken Karagöz olduğunu belirten Mahir, bu şahısların o dönem Demirtaş'la sık sık görüşmeler yaptığını vurguladı.
AA’nın bildirdiğine göre, Mahir, o dönem tanık olduğu olaylara ilişkin şunları kaydetti:
"Eylül 2014 sonlarına doğru örgütün talimatları doğrultusunda KCK Türkiye sözcülüğü HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşerek, halkın Kobani'ye güçlü şekilde sahip çıkması yönünde çağrı yapmasını istedi. Demirtaş ve beraberindeki heyet Kobani'yi ziyaret etti. Ziyaret dönüşünde sınıra yakın bölgede KCK Türkiye sözcülüğünde bulunan Mazhar Öztürk, Cihan Ekin ve Ferhat Aksu ile görüşmeler gerçekleştirdi. Bu görüşmelerde, adı geçen KCK Türkiye sözcüleri, Selahattin Demirtaş’tan, Kobani’nin savunulması, sahiplenilmesi ve destek verilmesi adına başta Kürt ve tüm Türkiye halklarının seferberlik ruhuyla sokaklara, alanlara çıkmasını, Kobani’ye destek vermesini, bunun için topyekun direnişe geçmeleri yönünde çağrı yapması gerektiğini belirterek bu yönde talimat verdiler. İlk etapta Selahattin Demirtaş bu açıklamayı yaparak sorumluluğu tek başına almak istemedi. Böyle bir açıklama yapması durumunda hukuki anlamda sorumlu olacağını biliyordu. Ancak siyasi kariyerindeki geleceğini ve Kandil tarafından üzerinde oluşturulacak baskıyı göze alamadığından, KCK Türkiye sözcülüğünün yapmasını istediği açıklamayı yaptı."
PKK/KCK üyeleri, HDP MYK'sına katılmış
Bu açıklamadan yaklaşık bir hafta sonra KCK'nın Türkiye yapılanmasının, sokak eylemlerini zayıf ve yetersiz gördüğüne işaret eden Mahir, mevcut sokak eylemlerini bir üst seviyeye taşımak amacıyla KCK Türkiye sözcülüğü o dönem yapılan HDP Merkez Yönetme Kurulu (MYK) toplantısına katıldığını aktardı.
Mahir, "Bu toplantıda, MYK'ya karar aldırıldı. 6 Ekim 2014'de daha MYK toplantısı devam ederken acil yazılı bir çağrıda bulunuldu. Bu çağrı ‘Halkarımızı sokağa çıkmaya ve çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz' şeklindeydi. Bu çağrıların akabinde HDP, DBP, HDK, DTK, gibi yapılanmalar tarafından da başkaldırı çağrıları yapıldı." ifadelerini kullandı.
Mahir, KCK Türkiye sözcülüğünün o dönemindeki tüm faaliyetlerini Diyarbakır ve Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden yürüttüğünü belirtti.
Gizli tanık Mahir, ifadelerini şöyle sürdürdü:
"Selahattin Demirtaş’ın açıklaması aslında PKK/KCK'nın 'Seferberlik ruhuyla süresiz, kesintisiz, topyekun Kobani direnişine katılalım' çağrısının HDP, DTK, DBP, HDK’ye uyarlanmış halidir. Kobani olaylarında son derece tahrik edilmiş öfkeli kalabalıkların şiddete yönelmesine öncülük eden esas güç gençlik yapılanmasıdır. Bu gençlik yapılanmasını 2014'te ilan edilmesi planlanan öz yönetim-özerklik hamlesi kapsamında hazırlayan eğiten PKK-YK üyesi 'Abbas' kod adlı Duran Kalkan'dır. 2014 özerklik hamlesi ertelenince burada hazırlanan gençlik kadrolarının eylem potansiyeli Kobani olaylarına aktarılmış oldu."
HABERE YORUM KAT