Mültercilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der) İdari Koordinatörü Pırıl Erçoban, düzensiz göçmenlerin Yunanistan güvenlik güçlerince zorla Türkiye'ye geri gönderildiği iddialarına ilişkin, "Düzensiz göçmenlerin dövülerek, işkence edilerek, çıplak ve giysileri alınarak geri itilmesi çok ciddi bir suç teşkil ediyor. Bir hukuksuzluk var burada." dedi.

Erçoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Edirne'nin sınır köyünde bulunan 3 düzensiz göçmenin yarı çıplak şekilde donarak hayatını kaybetmesinin üzüntü verici ve kabul edilemez olduğunu söyledi.

Bu olayların düzensiz göçmenlerle ilgili çok ciddi problemi gözler önüne serdiğini belirten Erçoban, "Düzensiz göçmenlerin dövülerek, işkence edilerek, çıplak ve giysileri alınarak geri itilmesi çok ciddi bir suç teşkil ediyor. Bir hukuksuzluk var burada. Onun dışında bir de geri itme gerçeğini bize gösteriyor. Ölüm olay çok korkunç duruma getiriyor olayları. Ölüm olayları olmasa bile geri itme uluslararası hukukta suçtur ve kesinlikle kabul edilmeyen bir durumdur. Yaşananlar uluslararası hukuka aykırıdır." diye konuştu.

"Geri itme işlemleri hiç durmadı"

Denizdeki geri itmelerin durmasına rağmen karadaki zorla geri itmelerin artarak devam ettiğini ifade eden Erçoban, şunları kaydetti:

"Kara sınırımızda hem Yunanistan hem de Bulgaristan tarafından geri itme işlemleri hiç durmadı. Düzensiz göç bültenleri çıkartıyoruz. Bu yıl izlemelerimize, takibimize göre, bu yılın kasım ayı sonuna kadar bizim tespit ettiğimiz, hepsi geri itme olmayabilir ama Yunanistan ve Bulgaristan'dan Türkiye'ye girişler 11 bine yakın. Bunların önemli bir bölümünün geri itme olduğunu düşünüyoruz. Bunların içerisinde aile birleşmesi olmadığı için ya da Avrupa'da umduğunu bulamadığı için gitmiş ve geri dönmeye çalışanlar olabilir ama önemli bir bölümünün geri itme olduğunu tahmin ediyoruz. Çoğunluğu Yunanistan sınırından geliyor."

Düzensiz göçmenlere ulaşamadıkları için hukuki süreç başlatamadıklarını dile getiren Erçoban, "Biz bu insanlara ulaşamadığımız için hukuki bir süreci başlatamıyoruz, harekete geçemiyoruz. Hukuki sürecin başlatılması ve sorumluların bulunması idari ve cezai yaptırımların uygulanması gerekiyor. Geri itme bir devlet politikasıysa, bunu uygulayan devlete karşı hem Türkiye'nin hem de sivil toplum kuruluşlarının bir adım atması gerekiyor. Geri itmelerde ciddi bir darp olayı da basına yansıyor. Demir çubuklarla dövüldükleri, üzerindeki para ve kıyafetlerinin alındığı söyleniyor. Bu son olaylarda çıplak şekilde sadece iç çamaşırlarıyla kalmış insanlar bunlar gerçekten çok ciddi bir suç." ifadelerini kullandı.