1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Gerginlik kime yarıyor!
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Gerginlik kime yarıyor!

26 Şubat 2009 Perşembe 04:29A+A-

İTO, İSO seçim sonuçlarını biliyorsunuz..

İstanbul’da İTO ve İSO’da MÜSİAD çizgisi açıkara önde..
Seçimlerdeki denge giderek DTÖ’lerde de kendini göstermeye başladı.
Ama dikkatimi çeken bir husus oldu son anketlerde, bakıyorum, CHP AK Parti’nin yarısı kadar bir oya sahip ama, AK Parti’nin tabanı büyük ölçüde genç. Yaş arttıkça oy oranı düşüyor. Ama CHP de ise seçmen yaşlı, gençleştikçe oy oranı azalıyor.. Ama mesela AK Parti’nin seçmeninin eğitim düzeyi düşük, ama CHP de tam tersi..
Yani, CHP’nin gençleşmeye, AK Parti’nin seçmen kalitesini artırmaya ihtiyacı var..
Dünya Ticaret Merkezi’nin 9-10-11. fuar salonlarında 137 sandıkta, 257’si Meclis üyesi olmak üzere 604 üyenin seçimi için oy kullanıldı. Eski İTO Başkanı ve Çağdaş Demokrat Liberal İşadamları Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Yıldırım’ın da yer aldığı liste, 78 No’lu Konut İnşaatı Komitesinde, 547’ye karşı 317 oyla seçilemedi. Yıldırım’ın yer aldığı listelerin, 79 No’lu İnşaat Taahhüt, 80 No’lu İnşaat Restorasyon ve 83 No’lu İnşaat Malzemeleri Meslek Komitelerinde başarılı olamadığı öğrenildi. 78 ve 79 No’lu komitede Mehmet Yıldırım’a karşı yarışan MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Cevahir, Yıldırım’ın oylarını ikiye katlayarak bu önemli seçimde galip geldi. Geçen seçimde İTO başkan adayı olan, ancak meslek komitesinde seçilemeyen İbrahim Çağlar, 61 No’lu Dokuma Meslek Komitesinde 47’ye karşı 248 oy alarak seçildi. Diğer komitelerde de durum çok farklı değil.
Öte yandan, İstanbul Sanayi Odası’nın 117 meclis üyesinden 65-70’inin Hasan Büyükdede’nin listesindeki isimler kazandı. 56 meslek grubuna kayıtlı yaklaşık 15 bin İSO üyesinin oy hakkına sahip olduğu İSO seçimlerinde dün, 117’si meclis üyesi olmak üzere 290 meslek komite üyesini seçmek için oy kullanıldı.
Seçilen üyeler, Cumartesi toplanarak İSO’nun yeni yönetimi ve organlarını belirlemek üzere tekrar sandık başına gidecek. Seçimlere muhafazakar kesimin başkan adayı olarak giren İstanbul İl Genel Meclisi Başkanı Hasan Büyükdede, 117 koltuğun 65-70’ini kendilerine yakın isimlerin kazandığını 34’ünü Tanıl Küçük’ü destekleyen isimlerin aldığını, yaklaşık 13-18 kişinin de tarafsız isimlerden oluştuğu öğrenildi..
İstanbul’da zorlu bir seçim maratonu vardı. Dünya Ticaret Odası meslek komitesi ve meclis üyeliği seçimlerinde 238 meslek komitesi üyesi seçilecek. Yine İstanbul Ticaret Borsası seçimleri de yapıldı.. Tüccar ve sanayicinin yeni yönelişinin istikameti belli..
İTO’da Yalçıntaş’la yola devam edilmesi beklenirken, Hasan Büyükdede Sanayi Odasının yeni başkanı olacak.
Bu sonuçlardan yola çıkarak CHP’yi büyük bir seçim yenilgisinin beklediğini söylemek mümkün..
CHP Kürt, Alevi tabanını kaybetti. Liberal solu da kaybetti. Son çıkışları ile Kemalist/Ulusalcıları da küstürdü ama, giderek sertleşen siyasi söylem, seçmeni kutuplara çekiyor. Bu işten de bana kalırsa en çok CHP ve AK Parti kazanıyor.. Seçmen bu iki partiye doğru kayıyor..
SP’nin bu kutuplaşmayı kışkırtmak yerine, doğru çözümlerle kendi kadrosunu ve projelerini masaya koyması gerek.. Aksi halde kendi tabanı da giderek sertleşen bu söylem içinde kutuplara savrulacak gibi geliyor bana..
Seçmen bu ortamda, kimi istediğine değil, kimi istemediğine göre bir siyasi tercihte bulunuyor.. Bu açıdan baktığınızda AK Parti’nin oyları CHP’den kaçanlarla, CHP’nin oyları ise, AK Parti’den kaçanlarla kıyaslanabilir..
Ben SP’nin yerinde olsam daha ılımlı bir dil kullanmayı tercih ederdim.
Diğer bütün partiler için de söylüyorum: Siyasette sürekli suçlamak, sürekli eleştirmek seçmeni yoruyor.. Siyasetin öfke dozu çok yüksek. Bu sağlıklı bir durum değil..
Yeni bir siyaset dili oluşturmadığımız sürece bu durum böyle sürüp gidecek..
Halk zaman içinde göreceksiniz siyasetten soğuyacak. Bu korku politikaları, öfke, suçlamaların ardından insanlar siyasetten soğuyacak. Depolitizasyon dönemi başlayacak. İnsanlar atomize olacak..
İdeolojide benzer bir durum yaşanıyor..
Kurtarıcı liderler, kurtarıcı ideolojiler dönemi bitiyor..
Kutsal devlet, devleti ele geçirip toplumu kurtarma, toplumu dönüştürme iddiaları da artık inandırıcılığını yitirmeye başladı..
Üretmiyorsanız, örgütlü değilseniz. Dünyadan kopuk yaşıyorsanız artık hiçbir şansınız yok..
Derin devletle başetmek istiyorsak, önce derin partilerden, derin örgütlerden kurtulmayı becermemiz gerekiyor.. Kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı siyasetten kurtulmak istiyorsak, kendi içimizde bunu başarabilmemiz gerekiyor..
Tarihten, hayattan, hukuktan kopuk; gelecek için projeleri olmayan, hayatın gerçeklerine tanıklık etmeyen, üretmeyen; bilgi, cesur ve dürüst kadrolara dayanmayan hareketlerin başarı şansı yok..
Siyaset yapacaksanız, toplumu anlamak ve kendinizi topluma anlatmak zorundasınız..
Ucuz politikalarla oy avcılığı yaparak geçici ikballer elde etmek mümkün olabilir, ama bunun iki cihanda da bedeli çok ağır olur ve uzun ömürlü olmaz..
Unutmayalım ki, siyaset vekalet müessesesidir.. Velayet değil!. Devlet de kutsal değil, kutsal olan insanın haklarıdır.. “İlahlık” ve “Rablik” iddiasındaki politikacılardan uzak duralım..
Doğru vekiller seçelim. İşinin ehli, dürüst, bilgili ve cesur.. Sonra şikâyet etme hakkımız olmaz..
Hatta “İlmin kapısı”, “Allah’ın arslanı” Hz. Ali’yi baş seçmek de, illa ki, her şeyin yoluna girmesi için yeterli olmayabilir.. Sonuçta her topluluk layık olduğu gibi idare olunacaktır ve Allah bizi zaman zaman, mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.. Ve herkes yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını verecektir bir gün..
Bugün tartışıp durduğumuz şeylerin hakikatini gün gelecek Allah(cc) bize gösterecektir.
Şuna dikkat edelim. Amel imandan bir cüz değildir. Ve tartışırken kardeşleriniz için söylediğiniz şeyler, eğer gerçekten onlarda olmayan şeylerse, siz o söylediğiniz şeyi yapmış gibi hesaba çekileceksiniz.
Selâm ve dua ile..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT