Yargıtay’ın verdiği Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi kararı Türkiye ve dünyada birçok tepkiyle karşılanırken Türkiye’de bazılarının sevincini magandalığa övgü boyutuna vardırması dikkat çekici.

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve sonrasında HDP hakkında kapatma davası açılması Türkiye’de gündemin bir anda rengini değiştirdi.

Uygulamada birçok sorun mevcudiyetini korumakla birlikte bir süredir yeni anayasa ve reform vaadleri az da olsa yarınlar adına iyimser bir iklimin oluşmasına katkı sağlıyordu. Ancak ülke içerisinde başta sürgit devam eden KHK mağduriyetleri ve buna son zamanlarda eklenen Hizb-ut Tahrir gözaltıları reform vaadlerinin oluşturduğu olumlu havayı zaten değiştiriyordu. Derken Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve müteakiben HDP için başlatılan kapatma davası hava durumunun son derece fırtınalı seyretmeye devam edeceğini ortaya koydu.

İşin hukuki meşruiyet kısmı bir tarafa bırakılacak olursa bu gelişmelerin, kararların, girişimlerin toplum ve siyasete ne kazandırdığı kocaman bir soru işareti olarak ortada duruyor. Parti kapatma bağlamında düşünüldüğünde Türkiye’nin yakın siyasi tarihinin adeta bir parti kapatma çöplüğünü andırdığı malum. Şimdi üstelik kendisi de bu geleneğin doğrudan doğruya mağduru olan bir hükümet döneminde yine bir parti kapatma girişimiyle karşı karşıya kalmak geçmişten hiç mi ders çıkarılmıyor sorusunu akla getiriyor. Nitekim bu vasatın ülkenin siyasi imajına ve de iktidar partisine bir şey katmak yerine çok şey götüreceği de bir gerçek. Ve üstelik Osman Kavala başta olmak üzere uluslararası arenada Türkiye’yi bir hayli yoran, zora sokan davalar mevcudiyetini korurken şimdi Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve HDP için kapatma davasının açılmasının kime ne yararı olacak diye sormamak elde değil.

Siyaset ve toplumun kahir ekseriyetinde “şimdi ne olacak” sorusu temelinde gergin ve kaygılı bir ruh halini besleyen ve uluslar arası toplumun da tazyiklere başladığı bu gelişme karşısında birileri büyük bir halt başarmışçasına sevinç çığlıkları atıyor, ellerini ovuşturuyorlar. Gergerlioğlu’nun milletvekilliğini düşüren ve HDP için kapatma davası açan yargıya ve bu sürecin oluşmasında rolü bulunan siyasi akla alkış tutuyorlar. Hatta kimileri de hızını alamayarak magandacılığa övgü diziyorlar!

İşte Yeni Akit gazetesinin meseleyi ele alış tarzı da aynen bunu yansıtıyor.

Neymiş efendim; Ömer Faruk Gergerlioğlu, vekilliği düşürülmesine rağmen Meclis’i terk etmemekle gerginliğe sebep olmuş. Herhalde Gergerlioğlu’nun ceketini alarak güzel güzel terk-i meclis eylemesini ve yetmedi hakkında bu hükmü verenlere teşekkür etmesini bekliyordu bu arkadaşlar! Oysa, gönül isterdi ki “milletin” denilen Meclis’te Leyla Zana’ların, Merve Kavakçı’ların derdest edilmek suretiyle yaşatılan utancı hatırlasındı bu arkadaşlar. Ama nerede..? Kör milliyetçi fanatizm akl-ı selimi dumura uğratırmış. İşte şuan yaşanan tablo da tam olarak bunu ifade ediyor.

Sonuçta ne oldu? Yüce yargı ve siyasi dehamız yeni bir mağdur kahraman daha üretme yolunda tam gaz ilerliyor. Ömer Faruk Gergerlioğlu bu saatten sonra artık muhalefetin yeni kahramanı olmaya namzet. E, karşı tarafın eli armut mu topluyor, onlar da boş durmayacak tabi ki. Nitekim Meclis’i terk etmeyen Ömer Faruk Gergerlioğlu ve HDP’lilerin üzerine "Kaç paralık adamsınız!" diye kükreyerek “tek başına” yürüyen bir TBMM İdare Amirlerinden AK Partili Alpay Özalan var ki o da artık beri tarafın kahramanı! Yeni Akit hemen manşeti çakmış bile: “TBMM'yi terk etmeyen Gergerlioğlu'na şok! Alpay Özalan HDP sıralarına tek başına daldı!”

Tam bir akıl tutulması, basiret bağlanması hali…

Ne diyelim; Allah akıl fikir versin…