1. YAZARLAR

  2. Yıldıray Oğur

  3. Genelkurmay’da bir gün
Yıldıray Oğur

Yıldıray Oğur

Yazarın Tüm Yazıları >

Genelkurmay’da bir gün

02 Ağustos 2011 Salı 09:43A+A-

Yok korkmayın. Devir değişti, Genelkurmay da değişti ve Taraf yazarları karargâh koridorlarında bir Fikret Bila, bir Murat Yetkin, bir Aslı Aydıntaşbaş gibi seke seke dolaşmaya başlamadı.

“AKP orduyu da ele geçirdi” diye büyük bir siyasi saçmalıktan kendine teselli ideolojisi üretenler, dokuz yıllık AKP iktidarı boyunca her AKP’nin üstünlüğüyle biten krizden sonra “Tamam artık AKP muktedir” demekten yorulmayanlar,  “Askerlerin kaseti de çıkmadı niye istifa ettiler ki” diye etrafa boş gözlerle bakan CHP’liler, derhal “Ne güzel paşamızsın sen Necdet Paşa” frekansından yayına başlarken, bir zamanlar bu zamanlar göreve başlarken sevinç içinde kız kardeşinin başörtülü fotoğrafını bastıkları Kıvrıkoğlu’nun nasıl 1000 yıllık 28 Şubatçı çıktığını unutanlar dışında yeni bir şey yok...

Tabii Türkiye askerî vesayeti tasfiye etmeye çalışırken neredeyse vesayetler arası dayanışma için yol kesip, adam öldüren PKK’yı, “Ergenekon’un yerini yeşil Ergenekon almasın” dedikten üç cümle sonra bir aşiret liderini neden infaz ettiklerini anlatan PKK liderini, “generaller herhalde PKK’ya karşı başarısız oldukları için emekli edildi” düzeyinde siyasi gelişmelere vâkıf Kürt siyasetinin önde gelen isimlerini saymazsak...

O yüzden size Genelkurmay’ın bir gününü anlatacağım bugün.

Tekrar edeyim, henüz gidip görmek, bir karpuzlarını yemek nasip olmadı. Ama İnternet Andıcı iddianamesini okurken gidip görmüş kadar olduk. Ne demişler:  Akredite olup çok gezen değil meraklı olup çok okuyan bilir...

İddianamede Genelkurmay’daki bir rutin günü anlatan kişi sivil memur Meryem Kurşun.

Meryem Hanım’ın anlattığına göre Genelkurmay’da gün gazeteleri okuyarak başlıyormuş. Ama öyle basit değil. Bütün gazeteler okunup Kürt, Ermeni, Fethullahçı, AKP karşıtı yazılar diye özenle tasnif ediliyormuş.

AKP’liyle, Fethullahçıyla, Kürt’le, Ermeni’yle, Rum’la, liberalle aynı anda kavga eden 10 tane site ve onlara yönlendirilen onlarca başka sitenin her gün güncellenmesi kolay iş değil.

Mesela o gün Binnaz Toprak’ın Mahalle Baskısı araştırması mı konuşuluyor onu Açık Toplum Enstitüsü sayfasından indirip irtica.org’un ana sayfasına yerleştirmek gerek.

Bir sonraki aşamada iç ve dış düşmanlarla mücadeleyi aralarında paylaştırmış komutanlar, o gün beğendikleri, ne güzel AKP’ye çakmış, ne kadar iyi cemaati teşhir etmiş, Ermeni lobisine ne biçim tokat vurmuş dedikleri yazıları editörlere gönderirlermiş.

Sitelerde en çok alıntı yapılan gazeteler Cumhuriyet, Vatan, Radikal, Hürriyet, Milliyet, Akşam’mış.

Aslında Meryem Hanım, bu işi yapmak için girmemiş Genelkurmay’a. Genelkurmay bir e-medya devi olmak isteyince onu da bu birime yönlendirmişler. İrtica.org sitesine editör yapmışlar. Ama bir eğitim almamış bu konuda. Ona sadece yayın çizgisini söylemişler: Atatürkçü-laik. Anlattığına göre Dursun Çiçek epeyce yardımcı olmaya çalışmış, “Cumhuriyet gazetesine bak, orada çok malzeme” diye tavsiyelerde bulunmuş.

Zaman zaman kendisine komutanların “al bunu siteye koy” dedikleri haberlerin “ham ideoloji kokan, gelişmemiş düşünceler olduğunu” düşünmüş, hatta birilerine de söylemiş bunu.

Ama buna iş olarak baktığı için pek bir şey yapamamış. Genelkurmay’da bu siteleri yapan birimler arasında reyting rekabeti yaşandığını anlatıyor Kurşun. Site editörleri sayfaları güncelledikçe, tıklama sayısını arttırdıkça ödüllendiriliyormuş. İrtica.org bir milyonun üstünde reytingle en çok girilen siteymiş. Bu yüksek reyting, sitelerin bağlı olduğu komutanları açısından bir iftihar vesilesi oluyormuş.

Meryem Hanım sitelere sadece haberleri yerleştirmiyormuş. Komutanların özel isteği üzerine siteye okuyucu yorumları yazıyor, gelen okuyucu maillerini cevaplıyormuş. Bir ara bir albayın kontrolündeki koruyucuhaber.com adlı bir haber sitesi için de çalıştığını anlatıyor.

Tabii ter Türkçe internet sitesinin bir gün tadacağı şeyi onlar da tatmışlar. Adnan Oktar’ın internet sitesi kapatma konusunda mahir avukatları muhtemelen kimle muhatap olduklarını bilmeden (sitelerde tek bir isim ve adres yok), sitede Adnan Hoca aleyhine çıkan bir yazının kaldırılması için e-mail atmışlar. Avukatlar mahkemeye gitse siteler teşhir olacak. Komutana sormuş. “Tamam, kaldırın o haberi” demiş komutan...

İşte böyle böyle geçiyormuş Genelkurmay’da bir gün. Muhtemelen Genelkurmay’da böyle siyasi ve psikolojik harp faaliyetleriyle akıp giden günlerden birinde, kalemi eline alan Murat Yetkin Taraf’ın bir haberi için şöyle yazmaktaydı: Hükümet yanlısı gazeteden sığ bir kampanya. Ankara’da acemice psikolojik savaş...

Yine onun 2009’daki bir yazısıyla bitirelim: Hükümetin askerle uzun süredir görülmemiş bir işbirliği içinde çalışıyor olmasında rahatsız duyan birileri olabilir mi? Taraf’ın yayımladığı bu belge birilerinin ayağına dolanacak ya, bakalım kimlerin...

Murat Yetkin’in yıllarca bildirdiğinin Türkiye Genelkurmay’ı olduğundan emin miyiz?


[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT