Gençler internette neler yapıyor?
Erol Erdoğan yaygın kanının aksine internet bağımlılığın "genç" yaştaki insanlardan ziyade 50 yaş üstüyle alakalı olduğunu belirtirken internet kullanımı hakkında tartışılması gereken fikirler öne sürüyor.
Erol Erdoğan / İnsicam Dergisi
Gençler internette neler yapıyor?
Yılını tam hatırlamıyorum, 1998 olabilir, belki 1997. Yaşım henüz otuza varmak üzere. Bir arkadaşım yanıma geldi. Karşılıklı hâl hatır sohbetinden sonra “Bir şey soracağım” dedi. “Tabii, buyur” dedim. İyice yaklaştı. Utana sıkıla, fısıldar gibi “Abi, internet kullanıyormuşsun, doğru mu?” diye sordu. İnternete çevirmeli ağla bağlanılan, Türkçe web sitelerinin tek tük olduğu ve eposta hizmeti veren firmaların bağlantı başına birkaç email adresi verebildiği dönemler. Benim internet kullanmam da henüz eposta seviyesinde. İhlas.Net, kendinden bağlantı hizmeti alana sanıyorum iki veya üç email adresi açabilme imkânı sunuyordu.
Arkadaşımın sorusuna “Evet, yeni yeni başladım” diye cevap verdim. Durdu, düşündü, sır paylaşır gibi konuşarak “Abi sen kullanmasan iyi olur, yanlış anlaşılır” diye devam etti. Durup düşünme sırası bendeydi. Saniyeler sonra “Neden yanlış anlaşılacak?” diye sordum. Bu defa cevabı hızlı geldi, “Biliyorsun işte!” diye kısa bir karşılık verdi.
Dijital dönüşüm ve dijitalleşme kültürü üzerine konuşurken yukarıda anlattığım hatıram, zaman zaman gözümün önüne gelir, şerit gibi durur, kolaylıkla çekip gitmez.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümünün 11 Kasım 2021 tarihinde düzenlediği, “Dijital Çağda Gençlik” panelinin soru bölümünde üniversiteli genç dostlarımızdan birisine cevap verirken yine o sahne şerit olup gözümün önüne geldi. Bir türlü çekip gitmedi. Baktım olmayacak, ben de gençlere yukarıdaki hikâyemi anlattım.1
Yıllardır, aklıma düşüp duran o anın, kekremsi bir hatıra olduğunu düşünürdüm. Bu defa anlatırken, aslında yaşadığım şeyin bir tür travma olduğunu gecikmeli de olsa fark ettim.
Ulusal yetişkinlik travması: İnternet kötüdür!
Travma kelimesi zihnimde yoğunlaştıkça, bunun kişisel değil ulusal bir travma olduğuna kanaat getirdim. Milletçe yaşamıştık o süreci. Arkadaşımın interneti kastederek “Abi sen kullanmasan iyi olur, yanlış anlaşılır” demeye çalıştığı husus, internetin, ülkemize yanlış bir kapıdan girmesiyle ilgiliydi. Evet, internet ülkemizde ilk dönemde “boş beleş işlerin döndüğü, muzırlıkların gırla gittiği, yasak ilişkilerin mekânı” olarak etiketlenmişti. Bir süre sonra, kötü algıların ispatında kullanılabilecek üçüncü sayfa haberlerinin sıklaşmasıyla birlikte “Demedik mi!” sesleri de kendini zaten göstermeye başlamıştı. İnternetin batı icadı olması ile muhtevasına ve fonksiyonlarına üst yaş gruplarının yeterince vakıf olmaması sanıyorum internet karşıtlığının oluşmasında etkili olan en önemli iki neden.
Sonraki yıllarda “teknolojik dönüşüm” ve” dijital dönüşüm” gibi kavramlarla, süreç daha ciddi tartışılmaya başlansa da sanallık, lüzumsuzluk ve zararlılık algısı yeterince değişmedi. Bundan dolayı özellikle üst yaş kuşaklarının çoğunluğu internet, dijital mecralar, uzaktan eğitim, online imkânlara genelde mesafeli baktı, zaman zaman frene bastı, gelişmesi için destek vermedi. “Korunma” hissiyle yapılan kötücül bakışlar ve frenlememeler, toptancı ve kategorik olmasaydı, belki faydalı sonuçlar doğurabilirdi.
İnternete yaklaşımda yaygınlık kazanan olumsuz yaklaşımlar, yetişkinler ile gençler ve çocukların iletişimlerini olumsuz etkiledi, kuşak farklılaşmalarını çatışmaya dönüşmesini artırdı, gençlere yönelik önyargıları teknoloji öncesi dönemlere nazaran çeşitlendirdi. Mesela, ülkemizde elli yaş üstü insanların oransal olarak daha fazla internet bağımlısı olduğu halde sürekli çocuklar ve gençlerin dijital bağımlılığı konuşuldu.
Gençler internet ve dijital mecraları hangi amaçlarla kullanıyor?
Peki, yetişkinler, çocuklar ve gençleri internetten korumaya çalışırken ve onların dijital bağımlı olduğu iddiasını sürdürürken acaba gençler interneti günümüzde hangi amaçlarla kullanıyorlar?
Bu sorunun cevabını gençlere yönelik yapılan araştırmaların çoğunda bulabiliriz. Yeni bir araştırma olduğu için, ARGETUS tarafından Çekmeköy Belediyesi için, İstanbul’da yaşayan 15-29 yaş arası 1967 gençle, Eylül-Ekim 2021 döneminde yapılan araştırmadan bazı sonuçları paylaşacağım.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi’nin de destek verdiği araştırma 25-26 Ekim 2021 tarihlerinde geniş bir çalıştayda komisyonlarca da tartışıldı. Prof. Dr. Yunus Kaya ve Prof. Dr. Lütfi Sunar araştırmanın bilim danışmanıydılar. Araştırmanın direktörlüğünü Mehmet Aslan yürüttü, ben de (Erol Erdoğan) araştırma süreçlerinde bulundum.
Araştırmadan bazı sonuçları aktaracağım.
Gençlerin yüzde 2’si internet kullanmazken, yüzde 15,2’si günde 1-2 saat, yüzde 26,9’u 3-4 saat, yüzde 31’i 5-6 saat, yüzde 14,6’sı 6-10 saat arasında internet kullandığını söylemiş. Günde 10 saatten fazla internet kullanan İstanbul’daki 15-29 arasındaki gençlerin oranı ise yüzde 7,5.2
Gençlerin internette neler yaptığına bakalım bu defa. “İnterneti hangi amaçlarla kullanıyorsunuz?” sorusuna verilen çoklu cevaplar içinde en yükseği yüzde 88 oranıyla sosyal medya kullanımı çıkmış. Sonrakiler şöyle: Yüzde 72,9 sohbet, yüzde 57,3 eğlence-oyun, yüzde 56 müzik, yüzde 53,1 film ve video, yüzde 47,7 haber, yüzde 45,4 ders/ödev/eğitim/araştırma, yüzde 34,8 haberleşmek-eposta, yüzde 38,8 alış veriş, yüzde 30,9 iş aramak-iş yapmak.3
“İnterneti hangi amaçlarla kullanıyorsunuz?” sorusuna gençlerin yüzde 88’i sosyal medya kullanımı demişlerdi. Acaba gençler dijital mecraları hangi amaçlarla kullanıyorlar? Araştırmada bu da sorulmuş. Çoklu cevaplar içinde “sıklıkla” ve “her zaman” cevaplarını toplayarak bakınca şu sonuçlar çıkmış: Yüzde 43,9 ders, ödev, eğitim, araştırma; yüzde 54,2 film-dizi izleme; yüzde 59,5 eğlence, oyun ve müzik; yüzde 55,2 haber edinmek; yüzde 60,2 sohbet ve arkadaşlık; yüzde 36,1 stres atmak; yüzde 20,1 alış veriş yapmak; yüzde 11 reklam ve tanıtım yapmak. 4
Araştırmada yer alan bir soru daha var ki, sonuçları gençlerin dijital mecralara yaklaşımına başka bir açıdan bakmamızı sağlayabilir. Soru şu: Sosyal medya ve internet kullanımı, mesleki yaşamınız ve kariyeriniz için girişimcilik konusunda size ne tür katkılar sunuyor? Bu soruya 1967 gencin cevapları aşağıdaki gibi:
Yüzde 35,0: Farklı ülkelerdeki genç girişimcilerin tecrübeleri kurmak istediğim iş konusunda bana fikir veriyor.
Yüzde 32,1: Kendi işimi kurmam için ihtiyaç duyduğum konularda kendimi geliştirmeme imkân sağlıyor.
Yüzde 27,3: Kendi işimi kurmam için ihtiyaç duyduğum kaynaklara erişim imkânı sağlıyor.
Yüzde 24,9: Dijital mecralar kendi işimi kurmak konusunda beni cesaretlendiriyor.
Yüzde 20,9: Yeni iş ve çalışma imkânlarından haberdar oluyorum.
Yüzde 20,5: Lise ve üniversite eğitimimde hangi becerilere sahip olmam gerektiğini öğreniyorum.
Yüzde 14,1: Sosyal çevremi (network) genişletiyorum
Yüzde 11,4: Bilim, teknoloji, kültür ve sanat, siyaset gibi konularda yeni şeyler öğreniyorum.5
Teknolojik dönüşümü iyileştirmek için ne yapmalıyız?
Araştırma sonuçlarında gençlerin internet, dijital mecralar ve teknolojiye yükledikleri anlamlar, faydalanma biçimleri, üretici ve kullanıcılık eğilimlerine dair başka veriler de var. Kısa bir yazıda daha fazla veri paylaşmak gereksiz olacağı için diğer detaylara girmek istemiyorum.
Yukarıdaki verilere dayanarak şunları tespit edebiliriz: Teknolojik dönüşüm hızla devam ediyor. Çocuklar ve gençler teknoloji ülkesinin yerlileri. Araştırmada da görüldüğü üzere gençler internet, dijital mecralar ve teknolojiyi çok amaçlı ve çok yönlü ve olabildiğince fonksiyonel kullanıyor. Teknolojik dönüşüm süreci kültür, sanat, eğitim, girişim, istihdam, sosyal çevre, yetenek gelişimi, sanat gibi alanlarda herkese ama özellikle gençlere çağa özgü imkânlar, fırsatlar, zeminler sunuyor.
Bu tespitlerden yola çıkarak yapacağım öneri özetle şöyle: Teknoloji ülkesinin göçmenleri ve yabancıları olan yetişkinler ve yaşlılar, sahip oldukları tecrübe, sermaye, karar alma gücü, yatırım yapma kapasitelerini teknoloji ülkesinin yerlileri olan gençlerin eğilimlerini ve ihtiyaçlarını da göz önüne alarak doğru kanalize etsinler. Tamam, zamanında internet ülkemize yanlış kapıdan girmiş ve zihnimizde yanlış algılarla yer etmiş olabilir ama artık değişimin farkında olmalıyız.
Mesela “TEKNOFEST gibi bir modelimiz var. Selçuk Bayraktar ve Haluk Bayraktar ekibinin genç nesilde oluşturduğu hayal kurma, başarma ve üretme cesareti, İHA ve SİHA üretimi kadar önemli. 2021 TEKNOFEST’e 39 bin 684 takım katılmış. Yüz binlerce genç demek bu. “Başımıza icat çıkarma!” diye örselenen memleket çocukları “Biz yaparız.” diyor. TEKNOFEST örneğinden yola çıkarak yeteneklerin keşfi ve icat-inovasyon çabalarının teşvikini eğitim politikasına dönüştürebiliriz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, TÜBİTAK ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı tarafından yürütülmekte olan DENEYAP atölyeleri bu alanda örmek bir çalışma olarak devam etmektedir. Mesela, her öğrenciyi ve genci içine alacak şekilde “Yerli Teknoloji ve İcatlar Haftası” düşünülebilir.” 6
Ayrıca “Türkiye, uzaktan eğitimde normal zamanlarda alabileceği mesafenin onlarca katını salgın sürecinde katetti. Biz “Uzaktan ilahiyat veya psikoloji eğitimi olur mu?” tartışmaları yaparken dünya uzaktan eğitimi her alanda uygulayabileceği teknoloji, eğitimci ve müfredat oluşturmanın peşinde. Salgında elde edilen uzaktan eğitim kazanımları ileriye taşınmalıdır. Ayrıca, okula ve eğitime erişimde dezavantajlı durumda olan, DYK’dan yararlanamayan, farklı nedenlerle okulundan uzak kalan öğrencilere fırsat eşitliği sağlamak ve eksiklerini telafi imkânı vermek için de uzaktan eğitim kullanılabilir.”7
“Dijitalleşme süreci aynı zamanda online kültürün (adap, teamül, prensip, mevzuat, ahlak) oluşma süreci. Dijital kültüre değerlerimizi, prensiplerinizi, yaklaşımımızı dâhil etmeliyiz. Fiziki âlem ile dijital mecra farkını algı ve değerler açısından azaltmalı, “sanal” diye tabir olunan dijital/online mecraların bizim gerçekliğimizin bir parçası olduğunu kavramalıyız. Dijitali sadece kullanan olmaktan dijitali üreten topluma geçmeliyiz. Dijitale, yazılıma, kodlamaya yatkın çocukları ve gençleri, dijital bağımlı diye suçlamak yerine içerik, ürün ve mecra üreticisi olmaya teşvik etmek faydalı sonuçlara vesile olacaktır.” 8
Yetişkinler, bu yazıda ortaya konulan yaklaşımlara sahip olursa, teknolojik dönüşümden kaynaklanacak yozlaşmalar, bağımlılıklar, sapmalar, istismarlar veya aşırılıklar ile kuşak farklılaşmalarının çatışmaya dönüşmesi azaltılabilir. Böylelikle teknoloji daha fonksiyonel ve sahih amaçlar için kullanılabiliriz.
[1] Moderatör: Prof. Dr. Mahmut H. Akın. Konuşmacılar: Prof. Dr. Yunus Kaya, Prof. Dr. Lütfi Sunar, Erol Erdoğan.
[2] Dijitalleşme Çağında Gençler Araştırması 2021, ARGETUS, Sayfa: 29
[3] Dijitalleşme Çağında Gençler Araştırması 2021, ARGETUS, Sayfa: 30
[4] Dijitalleşme Çağında Gençler Araştırması 2021, ARGETUS, Sayfa: 40
[5] Dijitalleşme Çağında Gençler Araştırması 2021, ARGETUS, Sayfa: 58
[6] 20. Millî Eğitim Şûrası’na Doğru, Erol Erdoğan, Diriliş Postası, 27 Ekim 2021
[7] 20. Millî Eğitim Şûrası’na Doğru, Erol Erdoğan, Diriliş Postası, 27 Ekim 2021
[8] Genç Dergisi Aralık 2021 sayısında yayımlanacak bir dosya için gönderdiğim cevaptan.
HABERE YORUM KAT